Kadınların vazgeçilmez çizgisi: Eşbaşkanlık
- 09:02 9 Kasım 2024
- Siyaset
HABER MERKEZİ - Kürt kadınların yürüttüğü özgürlük mücadelesinin önemli bir kilometre taşı olan eşbaşkanlık sistemi, bundan 23 yıl önce siyaset alanında hayata geçirildi ve Türkiye siyasetinin rengi değiştirildi. Bugün yerel yönetimlerdeki eşbaşkanlık sistemine saldırılar, bir kez daha gündeme gelse de kadınlar bundan vazgeçmeyeceğinin altını çiziyor.
Kürt halkının özgürlük mücadelesinde öncü rol oynayan Kürt kadınların siyaset dünyasına kattıkları en önemli kazanım, siyasi partilerdeki eşbaşkanlık sistemi. Bundan tam 23 yıl önce, Kürt kadınların 1990'lı yıllardan itibaren yürüttükleri mücadelenin bir adımı olarak, 9 Kasım 2005 tarihinde kurulan Demokratik Toplum Partisi'nde (DTP) eşbaşkanlık sistemi hayata geçirildi. Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, eş genel başkanlar olarak belirlendi.
Siyasi partiler yasası değiştirildi
Kadınların özgürlük mücadelesindeki yeni bir aşama olan ve siyasete kazandırılan bu gelişme, sonrasında Türkiye siyasetinin de rengini değiştirdi. Kürt kadınlarının mücadelesi ve demokratik Kürt siyasetinin etkisi sonucu, eşbaşkanlık sistemi Türkiye siyaset tarihine de kazandırıldı. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşmelerin olduğu süreçte, 13 Mart 2013 tarihinde hazırlanan “demokratikleşme paketi” çerçevesinde değişiklik yapıldı ve eşbaşkanlık sistemi yasal düzenlemeyle belirlendi. 13 Mart 2014 tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanarak resmi olarak yürürlüğe girdi.
Kürt kadınlarının ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin gelişimiyle siyasete de yansıyan eşbaşkanlık sistemi, bugün birçok alanda esas alınmakta ve uygulanmakta. Ancak aynı zamanda eşbaşkanlık sistemine yoğun saldırılar da var. Bugün AKP-MHP iktidarı tarafından, kadın özgürlük mücadelesine yönelik saldırının bir gerekçesi olarak ele alınıyor.
Peki, nedir eşbaşkanlık sistemi ve kadınlar neden bu sistemde ısrarcı?
Eşbaşkanlık sistemi, Kürdistan özgürlük mücadelesinin kendi örgüt sisteminde başlattığı ve eşit temsiliyet ile ilkeselleştirdiği özgür yaşam - özgür toplum modelinin esasını oluşturuyor.
Tekçi iradenin aşılması
Kadının örgütlü gücüyle yaşamın tüm alanlarına aktif katılımı, egemen erkek zihniyetine göre dayatılan tekçi iradenin aşılması ile kadınların demokratik siyaset alanına eşit katılımını, düşünce, bilinç ve irade gücü ile sağlamaktır. Kadının eşit katılımı ve temsiliyeti, her şeyden önce kadının özgün örgütlenmesine paralel olarak Kadın Hareketi’nin temsilinin o alanda sağlanması ve bu yolla kadınların aktif şekilde yaşamın gerçek öznesi olması demektir. Bu anlamda, klasik kaba eşitlikçi anlayış değil; zihniyet dönüşümüne dayalı, kadının var olduğu her yerde erkek egemen zihniyete karşı kölelik zincirlerini kırarak yer alması anlamına gelir.
Toplumun kendini kadın zekasıyla yönetmesi
Toplumun kendini kadın zekâsıyla yönetmesi olarak tanımlanabilecek eşbaşkanlık sistemi, özellikle egemen siyasetin kadın ve toplum köleliğini meşrulaştırıp sömürü koşullarını bunun üzerinden geliştirmesine bir reddediştir.
‘Erkek gibi kadın’
Egemen erkek aklının eseri olan siyaset, daima sömürü, baskı ve köleliği besledi. Bu nedenle anti-kadın ve anti-toplum karakterine sahiptir. Egemen erkek ideolojisi temelinde biçimlenen siyasette, kadın erkeğe benzeştiği oranda çarkın içinde yer alabilir. Bu tarz bir siyasetin içinde yer alan kadın, toplumun deyimi ile ‘erkek gibi kadın’ olmak zorunda kalır.
Kadın örgütlü gücüyle katıldıkça…
Kadın Özgürlük Hareketi, bu anlayış ve yaklaşımlara karşı mücadele ederken, aynı zamanda alternatif yapılanmaları da geliştirmeye çalışıyor. Kadın, örgütlü gücüyle siyasete katıldığı oranda siyaseti demokratikleştirir; siyaset demokratikleştikçe toplum da demokratikleşir.
Kadını irade sahibi kılıyor
Demokratik siyaset alanında önemli bir kurumlaşma olarak geliştirilen eşbaşkanlık sistemi de bunu gerçekleştirecek örgütlenmelerimizden biridir. Eşbaşkanlık sistemi ve eşit temsiliyet, kadını tüm karar mekanizmalarında irade sahibi kılıyor; kadınların tüm alanlarda ortak tartışma, ortak karar ve örgütlenmelere gitme yaklaşımını güçlendiriyor.
Kadın bilinciyle örgütlenme
Öncelikle demokratik ulus zihniyetinin bedenleşmesi açısından önemli olan eşbaşkanlık sistemi, demokratik özerkliğin gerçekleşme tarzını da ifade eder. Erkeğin en örgütlü olduğu bu alanda kadın bilinciyle örgütlenmek hayati önem taşır.
Elbette eşbaşkanlık sistemi, kadın iradesini sadece siyaset alanında etkin kılmayı amaçlamıyor. Bu söylem, mevcut siyaset anlayışında erkek iradesi çok özgürmüş gibi bir yanılgıyla ortaya çıkıyor. Devletçi siyaset anlayışı, erkeği de iradesizleştirmiştir. Erkeğin irade sahibi olma ihtiyacı vardır, kadının da öyle. Eşbaşkanlık sistemi, her iki cinsin özgür iradeleriyle siyasete katılmalarını sağlamanın bir yöntemidir.
Kadın ve erkeğin birlikte mücadelesi
Eşbaşkanlık sistemi, bir kadın ve bir erkeğin birlikte oluşturduğu bir yönetim tarzı değildir. Çünkü eşbaşkanlık sistemi, kadın ve erkeğin birlikte, köleliğe ve iradesizleştirmeye karşı kendi rengi ve özgünlükleriyle varlıklarını, kimliklerini ve ihtiyaçlarını tanımlama ve örgütleme sistemidir. Kolektivizmin ortakçılık, dayanışma ve paylaşım temelinde güçlendirilmesidir. Bireyciliğe karşı bireyi, devletçiliğe karşı toplumsallaşmayı, liberalizme karşı radikal demokrasiyi ve özgür yaşamı geliştirmenin bir sistemidir. Ahlaki ve politik toplumun savunulmasıdır. Kadının, demokratik siyaset öncüsü olarak toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde aktif rol üstlenmesi ve pratik politikaya dahil olmasıdır.
Kadın eksenli bir sistem
Eşbaşkanlık, kadın eksenli bir sistemi ifade etmektedir. Devletli uygarlığın temel siyaset tarzına ve sistemine karşı bir alternatiftir. Demokratik uygarlık çizgisinin sistemi olan Demokratik Modernite sisteminin siyaset tarzıdır. İktidarı aşarak demokratik sistemi büyütmeyi amaçlar.
Demokratik ulus çizgisinde toplumsal öz yönetimi geliştirme
Dünyanın değişik yerlerindeki eşbaşkanlık uygulamaları, yetki paylaşımı anlamında iktidarcı sistemi yeniden üreterek kadın ve toplumsal özgürlüklere karşıt iktidarcılık ve devletçilik üreterek bu güçlerin yedeğine düşen bir katılım ortaya çıkarmaktadır. Kadınların ve toplumun enerjisi ve emeği, egemen sisteme hizmet temelinde iktidarı pekiştirmek için kullanılmaktadır. Bu anlamda eşbaşkanlık sistemi, demokratik ulus çizgisinde demokratik özerk yönetimlerle devlet idareciliği yerine toplumsal özyönetimi geliştirmenin ekonomik, politik ve toplumsal temsilidir.
Demokratik siyasetin bedenleşmesi
Kadın Özgürlük Hareketi’nin çatı örgütlenmelerinden yerellere, belediyelerden tüm alanlara kadar mücadele ettiği her yerde ve tüm çalışmalarında bu sistemi uyguluyor. Çünkü demokratik siyasetin bedenleşmesi olarak ifade edilebilecek eşbaşkanlık sistemi, toplumsal olarak kadın açısından çok büyük bir kazanımı ifade eder.
Kadınların birim şeklinde örgütlendiği dönemlerden, partileştiği, ordulaştığı, kurumlaştığı bir bütün özgün örgütlenmesiyle kadının özgürlük yüzyılımızda öncülük ettiği bugüne kadar kota ve pozitif ayrımcılık uğruna uzun yıllar verilen mücadeleler, Kürt kadınların mücadelesiyle on yıllardır tecrübe ve deneyime sahip eşbaşkanlık sistemi ile sürüyor.
Bugün de somut olarak bu sistemin uygulamalarını ve dünya kadın mücadelesine katkılarını Kuzey ve Doğu Suriye’de yerel komite ve halk meclislerinden kanton yönetimlerine, Kuzey Kürdistan’da da belediyelerden mahalle meclislerine kadar Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigmanın dünyada sesinin ulaştığı her yerde görüyoruz.
Eşbaşkanlığa saldırı
Kürt kadınlarının eşbaşkanlık sistemine saldırılar, günümüzde en çok yerel yönetimlerde, belediye eşbaşkanlıklarına yönelik oluyor. En son Êlih, Mêrdîn ve Xelfetî belediyelerine yönelik kayyım atamalarında bu bir kez daha ortaya çıktı. Ancak buna karşı kadınlar, alanlarda eşbaşkanlıktan vazgeçmediklerini, ortak siyaset ve yaşamda esas noktayı oluşturduğunu belirtiyor.