15 yıldır yeşillik satıyor: Kazandığımız, çektiğimiz zahmetleri bile karşılamıyor

  • 09:03 4 Şubat 2020
  • Emek/Ekonomi
Şehriban Aslan-Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Annesi ile birlikte yetiştirdikleri yeşillikleri 15 yıldır Sur ilçesindeki Gazi Caddesi’nde satan Melek Özdemir, “Eskiden gün içinde bize yetecek kadar da olsa satış yapıyorduk ama son bir buçuk yıldır satış dahi yapamıyoruz. Gece gündüz demeden çalışıyoruz fakat kazandığımız, çektiğimiz zahmetleri bile karşılamıyor” diyor.
 
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Gazi Caddesi’nin başında kalabalığa karışan iki kadın sesini duyuyoruz. Kalabalık arasına bakındığımızda iki kadının yeşilliklerini satmak için, “yeşilliklerimiz taze, her derde deva, hepsi şifalı” diye bağırdığını görüyoruz. Yanlarına yaklaşıp, “Yeşillikleri siz mi yetiştirip satıyorsunuz?” diye sorduğumuzda bizi önce müşteri sanıp “evet” diye cevap veriyorlar. Sonra kendimizi gazeteci olarak tanıtıp röportaj almak istediğimizi söylediğimizde röportaj vermeyi kabul etmeleri sevindiriyor bizi… Aldığımız olumlu cevap üzerine Melek Özdemir (36) yaşadığı zorlukları ve ekonomik sıkıntıları başlıyor anlatmaya…
 
‘Tek geçim kaynağım sattığım yeşillikler’
 
Melek, 6 çocuğunun olduğunu ve çocuklarını yetiştirmekte çok zorlandığını paylaşıyor. Tek geçim kaynağının yetiştirdiği ve sattığı yeşillikler olduğunu söyleyen Melek, “Eşim beş yıl önce yaşamını yitirdi. Fakat eşim ölmeden önce de yeşillik satıyordum. Diyebilirim ki 15 yıldır annemle birlikte bu işi yapıyoruz. 6 çocuğum var, 3’ü okuyor diğer üçü de iş olmadığı için evde oturuyor. Eskiden gün içinde bize yetecek kadar da olsa satış yapıyorduk ama son bir buçuk yıldır satış dahi yapamıyoruz. Eğer bu kriz için bir adım atılmazsa emin olun hepimiz açlıktan kırılacağız. Ben çalıştığım halde çocuklarıma bakamıyorsam çalışmayanları düşünmek bile istemiyorum” diyor.
 
‘Kar, yağmur, çamur demeden çalışıyoruz’
 
Melek, Hazro’dan topladığı çok sayıda ot çeşidini satıyor: “Kürtçe isimlerini bildiğim tûzik, geznîk, nanê çuke (kuşun ekmeği), nane, roka, marul, maydanoz, taze soğan ve daha birçok yeşillik topluyorum. Yeşillikleri büyük bir zahmetle topluyoruz. Sabah 06.00’da uyanıp tarlamıza gidiyoruz. Çok soğuk olduğundan ve elimiz tutmadığından ilk olarak ateş yakıyoruz. Yağmur, kar, çamur, dolu demeden yeşillikleri topluyoruz. Kış ayı ve tarla çamurlu olduğundan topladığımız yeşillikleri eve getirip ayrıca soğuk su ile yıkıyoruz. Diğer gün de getirip Sur’da satıyoruz.”
 
‘Sabahın ilk ışıkları ile güne başlıyoruz’
 
Melek konuştuktan sonra gelen müşterisi ile ilgileniyor ve tekrar dönüp, “Kızım hem evde hem de dışarıda çalışıyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla buraya geliyoruz, ardından eve gidip evin temizliği, çocukların bakımı derken gün nasıl bitiyor anlamıyoruz. Tüm bunlar bir yana yaşadığımız ekonomik sıkıntılar bir yana. Umarım bir an önce bir çözüm getirilir. Bize de insanlara da yazık. Gece gündüz demeden çalışıyoruz fakat kazandığımız, çektiğimiz zahmetleri bile karşılamıyor” dedikten sonra tekrar müşterisine dönerek satışına devam ediyor.