İstanbul’da bir ev: Her şeye rağmen umutla yaşamımızı sürdürüyoruz

  • 09:07 20 Aralık 2019
  • Emek/Ekonomi
Safiye Alağaş
 
İSTANBUL - Okmeydanı’nda apartmanlar arasında kalan gecekonduda yaşayan Şemsa Akdağ’ın hayat mücadelesi ekonomik krizin yarattığı yoksulluğun milyonlarca örneğinden biri. Soba dahi henüz kuramayan Şemsa, elbiselere boncuk dikerek para kazanmaya çalışıyor ama “Her şeye rağmen umutla yaşamımızı sürdürüyoruz” diyor. 
 
İstanbul’un Şişli ilçesi Okmeydanı semtinde, apartmanlar arasında küçücük kalan bir gecekondu. Karşımızda duran gecekondu ekonomik, sosyolojik krizlere karşı bütün o yüksek apartmanlar arasında tek başına bir mücadele yürütüyor. Önünde küçük bir bahçesi var. Bahçenin bir tarafı kiremitler üst üste konularak çevrilmiş. Ön tarafı ise daha önce beton duvarla örülmüş. Örülen duvarın üst tarafı, yıkılan yerlere taşlar ve kırık tuğlalar üst üste konularak tekrar yükseltilmeye çalışılmış. Kapısı ise tahta paletlerden oluşuyor. Ev sahipleri bu küçük bahçeye yazın sebze ve yeşillik ekiyor.
 
Çantamdaki kamerayı çıkarıyorum. Eve girmeden önce dışarından görüntüsü alıyorum. Çekim yaptığımız sırada ev sahibi Şemsa Akdağ kapının önüne çıkarak gülümseyerek “Benden izin aldınız mı? Evimi çekiyorsunuz” diyor. Gülümseyerek bizi karşılayan Şemsa, “Fakirhanemize hoş geldiniz” diyerek içeri davet ediyor. Isınma sistemi sobayla olan evde, henüz soba kurulmamış.
 
İçeri girdiğimizde yeni demlenen kaçak çay bizi bekliyor. Evin salonunda duvara asılmış kafeste iki muhabbet kuşu bizi karşılıyor. Duvar dibine serilen yer minderinde oturuyoruz. Şemsa “Önce çay içelim sonra haberi yaparsınız” diyor.
 
Şemsa’nın 11 ve 13 yaşlarında iki çocuğu var. Uzun yıllar tekstil işçisi olarak çalışan Şemsa, sağlık sorunlarından dolayı bir buçuk yıldır çalışamıyor. Şimdilerde ise ev ekonomisine evden çalışarak destek olmaya çalışıyor. 8 yıldır abiye satan iş yerlerinin hazırladığı elbiselerin üzerindeki motiflere boncuklar işliyor. Elbise başına ise 4 TL alıyor.
 
‘Zar zor evi döndürüyoruz’
 
Şemsa’nın eşi tekstil atölyesinde çalışıyor, iki çocuğu ise öğrenci. Kirada oturan Şemsa daha önce de ekonomik durumlarının kötü olduğunu ancak birkaç yıldır daha da kötüye gittiğini söylüyor. Sadece kendilerinin değil, kendileri gibi ekonomik durumları kötü olan birçok insan olduğunu dile getiren Şemsa, “Zar zor evi döndürüyoruz. Eskiden 50 TL ile pazar alışverişimi yapabiliyordum. Şimdi ise 100-150 TL pazara götürüyorum ama mutfağımı dolduramıyorum. Yarım yamalak bir alış veriş yapıyorum” diyor.
 
‘Kendimizden çok kısıyoruz’
 
Geçimini sağlamak için birçok şeyi kısıtladığını dile getiren Şemsa, “Öncelikle kendi bedenimden kısıyorum. Üst baştan kısıyorum. Sosyal hayatımdan kısıyorum. 4-5 yıldır köye gidemiyorum. Annemi babamı göremiyorum. Çünkü bana ekonomik olarak ağır geliyor. Yola harcayacağım parayı çocuklarımın okul masrafı için kullanıyorum. Domatesin kilosu eskiden bir TL idi, şimdi 4-5 TL’ye alıyorum. Eskiden üç dört kilo alıyorduk. Şimdi bir kilo alıyorum. O da bize yetmiyor. Az az almak zorunda kalıyorum. Evin kirası çok fazla geliyor. Elektrik, su faturaları çok fazla geliyor. Elektrik faturası yeni geldi. Hiç bir şey kullanmıyorum 120 TL elektrik faturası geldi. Ev doğal gaz değil. Ama sobanın masrafı da var. Odun, kömür alıyorum. O da ayrı bir masraf” diye anlatıyor.
 
‘Her şeye rağmen umutla yaşamımızı sürdürüyoruz’
 
Çocukların yokluğu anlamadığını ama talep ettiklerini alamadıklarını, aldıklarında ise çok zorlandıklarını belirten Şemsa, “Çocuklarımdan da bir sürü şeyi kıstık. Eşim de ben de çok zorlanıyoruz ama her şeye rağmen umutla yaşamımızı sürdürüyoruz. Her şey düzelecek, güzel olacak diye umut ediyoruz. Hiç olmasa çocuklarımız için güzel olacak diye umut ediyoruz. Ben de eşim de yaşamımızdan çok şey kısıtlıyoruz. Tek derdimiz çocuklarımızın kimseye muhtaç olmaması. Çevremdeki insanlar da çok zorlanıyor. Artık burada geçinemeyen birçok insan köyüne döndü. ‘Köyde de iş yok ama en azından orada kira yok’ diyorlar. Çocuklarım için burada bir umut kalmadığını düşünüyorum. Onların yurtdışında okumasını, eğitim görmesini istiyorum” sözlerini kullanıyor. 
 
‘Az para alıyorum ama verdiğim emek değerli’
 
Boncuk işinin 20 günde bir geldiğini ve yaklaşık 50 TL tuttuğunu söyleyen Şemsa, “Bir abiyenin etrafına boncuk dikiyorum 4 TL alıyorum. Günde en fazla 5 tanenin etrafını bitiriyorum. Geçimini sağlayamıyorsan mecbursun. Ya işe gideceğim ya da evde bir şeyler yapacağım. İşe gidemediğim için evde bir şeyler yapmaya çalışıyorum. En azından yaşamda mücadele ediyorum. Yapabileceğim ne iş olursa yapıyorum. Evden yaptığım işten çok az para alıyorum. Ama benim için değerli, kıymetlidir çünkü bir emek veriyorum” diyor.