‘Ülke ekonomisi büyük tehlike altında’

  • 09:05 21 Ekim 2019
  • Emek/Ekonomi
DİYARBAKIR - SAMER Koordinatörü Yüksel Genç, ülkedeki ekonomik krizin ciddi bir boyuta ulaştığının altını çizerek, Türkiye'de bu krizin uzun süredir devam ettiğini ifade etti. Yüksel, "Savaş da zaten var olan bu ekonomik krizi daha ciddi boyutlara taşıyor ve derinleştiriyor. Ülkenin ekonomisi büyük bir tehlike altında ve böyle giderse dönüşü olmayacak bir krizle yüz yüze kalacağız" dedi.
 
Türkiye'de ekonomik kriz uzun süredir konuşulan en önemli konulardan biri olurken, gün be gün ülke sorunlarının temelini de kapsar duruma geldi. Elektrik, su, doğalgaz, yiyecek ve içeceklerde her gün fiyat artışı oluyor. Ülkenin bakanları ekonomik krizin olmadığını ve zam olmadığını söylese de, son 1 ayda elektrik, su ve doğalgaza 2 kez zam yapıldı. Ekonomik krizi en çok etkileyen etkenlerden biri de kuşkusuz savaş ve savaş politikalarıdır. Ekonomik krizin derinleştiği günlerde Türkiye, 9 Ekim tarihinde Suriye'ye yönelik saldırıya geçti. 17 Ekim’de ateşkes anlaşması gerçekleştirilmesine rağmen saldırılar devam ederken, Siyasal ve Sosyal Araştırma Merkezi (SAMER) Koordinatörü Yüksel Genç, savaşın ekonomiye etkilerini ve krizi değerlendirdi.
 
'Toplumun yüzde 94'ü krizden direkt etkileniyor'
 
SAMER'in son yıllarda ekonomik krizin topluma etkisi üzerine araştırmalar yaptığını dile getiren Yüksel, toplumun ekonomik krizi çok konuştuğunu belirtti. Yüksel, "Türkiye halkları özellikle son 1 yıldır en büyük sorun olarak ekonomiyi işaret ediyor. Ekonomik krizden etkilendiğini söyleyenler toplumun yüzde 94'ünü kapsıyor. Bu görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir oran. Esnafın yüzden 90'ı satış yapamıyor ve insanlar günlük ihtiyaçlarını dahi artık karşılayamıyor. Her ailede birden fazla işsiz var. Yaptığımız araştırmalara göre ekonomik kriz insanların sağlığını da ciddi anlamda etkiliyor ve risk altına alıyor. İnsanlar krizden dolayı hastanelere gidemiyor çünkü ne hastaneye ne de ilaca verecek para bulamıyorlar. Araştırmaya katılanların çoğu devamlı alması gereken ilaçları dahi alamıyor. Örneğin şeker, tansiyon, kanser gibi riskli hastalıkların sürekli tedavi süreçleri ve alması gereken ilaçlar var. Barınma, giyinme, beslenme gibi ihtiyaçları dile bile getirmiyoruz. Çünkü bunlar zaten krizi de aşmış durumda" diye ifade etti.
 
'Ekonomik kriz her zaman vardı'
 
Türkiye'de ekonomik krizin artık sıradan bir sorun hâline geldiğini dile getiren Yüksel, krizin çözümünün zor olduğuna işaret etti. Krizin psikolojik olarak ciddi etkileri olduğunu ifade eden Yüksel, şu ifadeleri kullandı: “Aile içi tartışmalar, anlaşmazlıklar yaşanıyor. Sadece aile içi değil, sokakta da kendini gösteriyor. Hastalıkların, boşanmaların, intihar gibi birçok ciddi soruna neden oluyor. Türkiye'de ekonomik kriz her zaman vardı ama son yıllarda arttı. Elektriğe, doğalgaza 1 ayda yüzde 15 zam geldi. Öyle görünüyor ki zamlar devam da edecek. Şunu da söylemek gerekir ki krizden en az etkilenen bölgeler Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerdir. Çünkü kendi aralarında yardımlaşma, dayanışma çok fazla. Yine işsizlik var, pazar parası bulamıyorlar, okul masrafını karşılayamıyorlar ama dayanıyorlar. Toplumsal iletişim çok daha ön planda ve komşusu açken kimse tok yatmıyor. Türkiye metropollerinde ne yazık ki toplumsal birlik ve dayanışma yok denecek kadar az. Bu nedenle krizden de en çok etkilenenler de yine Türkiye metropollerinde yaşayanlar oluyor.”
 
'Savaş var olan politikaları derinleştiriyor'
 
TÜİK'in yoksulluk sınırına ilişkin yaptığı araştırmaya dikkat çeken Yüksel, araştırmanın sonucuna göre toplumun büyük bir kesiminin yoksulluk sınırının altında yaşamını sürdürdüğüne işaret etti. “Araştırmalarda toplumun yüzde 57'si ekonomik krizden hükümeti sorumlu görüyor” diyen Yüksel, şöyle devam etti: “Yurttaşların birçoğu da savaş politikalarının ve sınır operasyonlarının ekonomik krizi derinleştirdiğini düşünüyor. Kuzey Suriye'ye dönük saldırılar ekonomik krizi büyütecek. Aslında hepimiz görüyoruz ki, devlet çok büyük bir çıkmazda ve nasıl toparlanacağını da bilmiyor. Türkiye bu politikalarla Türkiye halkları içerisinde büyük bir kaos yaratma peşinde. Ekonomik kriz sorunlarını kulak arkası yapıyor. Savaş için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Savaş da zaten var olan bu ekonomik krizi daha ciddi boyutlara taşıyor ve derinleştiriyor. Ülkenin ekonomisi büyük bir tehlike altında ve böyle giderse dönüşü olmayacak bir krizle yüz yüze kalacağız."