İhracat liderliğinden ithalat şampiyonluğuna!

  • 09:02 25 Mart 2019
  • Emek/Ekonomi
Gülistan Azak
 
DİYARBAKIR - Bir dönem tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olarak gösterilen Türkiye, Hükümet’in tarım politikaları nedeniyle ithalat şampiyonluğuna emin adımlarla koşuyor. 
 
Çiftçiye yeterli destek verilmemesi nedeniyle ekili tarım alanları sürekli azalırken, Türkiye’nin temel ihtiyacı olan ürünlerin rekoltesi de düştü. Çiftçiye bütçeden gereken destekler verilmezken, ekili alanların miktarı ise günden güne eridi. Buğday ekim alanlarında 22 milyon, arpa ekim alanlarında da 13,5 milyon dekar azalma oldu. Siyasi iktidar ise, temel ürünlerde üretim artışını sağlamak için çiftçiyi destekleyeceğine ithalata yöneldi.
 
Türkiye, tarımda ihracat liderliğinden ithalat şampiyonluğuna hızla koşuyor. Yurt dışından satın alınan tarım ürünleri satılan miktara yetişti. Yani artık ithalat ve ihracat başa baş gidiyor. Özellikle kuru baklagillerde ithalatçı konuma düşen Türkiye, bir zamanlar kırmızı mercimek ve nohutta dünya liderliğini zorlayan bir ülke konumundaydı. 1998-2008 yılları arasında ihracattan 60 milyar dolar kazanılırken, 10 yılda ithalatta ise 53 milyar dolar harcandı. Ancak 2008-2018 yılları arasında ise bu oran ithalat-ihracatta 154 milyar Dolar oranında eşitlendi.
 
Tarım arazileri ve çiftçi sayısı alarm veriyor
 
Tarım arazileri ve çiftçi sayısındaki düşüş ise adeta alarm veriyor. 2003 yılında bu sisteme kayıtlı çiftçi 2,8 milyon iken 2017 yılında ise bu oran 2,1 milyona geriledi. Yani 700 bin çiftçi sistemin dışına çıktı. Desteklerden az ve geç yararlanabilen çiftçi ise maliyet arttıkça üretimden vazgeçiyor. Üretim olmayınca da ithalat artıyor bu da dönüp yine üreticiyi vuruyor. Üretici ise bu kısır döngüden çıkış bekliyor.
 
‘Çiftçi kooperatifleşmeye gitmeli’
 
İthalat oranındaki artışı, üretim alanlarının ve üreticilerin desteklenmemesine bağlayan ve yaşanan sorunlardan AKP Hükümeti’ni sorumlu tutan Diyarbakır Ziraat Odası, şu tespitlerde bulundu: “Örneğin pamuk çiftçinin kendisine kaldı, satamadı. Bu durumla ilgili Hükümet yetkilileri de önleyici bir tedbir ve destek sunmadı. Tarım alanlarında ciddi sıkıntılarımız mevcut. Yine kırmızı mercimek gibi ürünlerimiz Diyarbakır’da çokça üretilen ürünler arasındayken, üretim maliyetlerinin yükselmesi ve Hükümetin destek eksikliğinden kaynaklı üretiminde hızlı düşüşler yaşanıyor. Bu sorun ise beraberinde tarımsal alanların boş kalmasına neden oluyor. Üretimi olmayan bir bölgenin ekonomisi de yükselmez. Buna bağlı olarak da enflasyon artışları yaşanır. TÜİK’in Şubat ayı süt ve süt ürünlerine ilişkin açıkladığı enflasyon oranından da görüleceği üzere gıda enflasyonu, aylık enflasyonun 5 katı oranında seyrediyor. TÜİK verilerine bakıldığında dahi süt ve süt ürünlerinden tutalım da, kırmızı mercimek ve nohutta kadar pek çok üründe ciddi gerilemeler yaşadığımız net bir şekilde görülecektir. Mevcut Tarım Bakanı ise bu sorunları görmemekte ısrarcı. Bu nedenle çiftçilere önerimiz kooperatifleşmeye gitmeleridir.”