'Bu sürece kadınlar ve emekçiler müdahale edecek'

  • 09:04 8 Ocak 2019
  • Güncel
İSTANBUL - “Haklarımız, Hayatlarımız, Kazanımlarımız Bizim” sloganıyla bir araya gelen kadınlar, bu buluşmanın yerellerdeki mücadeleye yansımasını umut ediyor. “Bu sistem konuşan, itiraz eden, hakkını arayan ve aydınlanan kadının düşmanıdır” diyen kadınlar, “Bunu açık ve net görebiliyoruz. Bunu şuanda cezaevinde açlık grevinde olan Leyla Güven’in şahsında görebiliyoruz. İşimiz zor. Bir arada olmaya ihtiyacımız var” dedi. 
 
164 kadın ve LGBTİ+ kurumunun çağrısıyla Samsun’dan Hatay’a, İzmir’den Diyarbakır’a Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kadın, birlikte mücadele edebilmenin yeni yollarını bulmak üzere İstanbul’da bir araya geldi. Ataerkil sistemin saldırılarına karşı ortak zeminde buluşan kadınlar, “Haklarımız, Hayatlarımız, Kazanımlarımız Bizim” dedi. “Türkiye Kadın Buluşması”na katılanlardan biri de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel İş İstanbul Konut İşçileri Şube Başkanı Nebile Irmak Çetin idi. 
 
Son 14 yılın özelde ise Olağanüstü Hal (OHAL) döneminin kadınlar için kötü bir dönem olduğunu belirten Nebile, bölgedeki belediyelere kayyımların atanmasıyla birlikte sendikalarına bağlı birçok işçinin işsiz kaldığını hatırlattı. İşini kaybeden işçiler arasında kadınların da olduğunu kaydeden Nebile, “Keza kadınları güçlendiren, bilinçlendiren, siyasal, sosyal ve ekonomik süreçlere hazırlayan birçok kadın kurumu kapatıldı. Elbette ki bu kadınlar için çok kötü bir travmaydı. Ancak kadınlar buna yenilmedi. Pes etmedi. Özellikle Türkiye’deki siyasal süreci izlediğimizde herkesin suspus olduğu, ana muhalefetin dahi cesaret edip sesini çıkaramadığı bir süreçte kadınların seslerini çıkarması önemlidir. Bugün burada çok önemli bir buluşma gerçekleştirdik” dedi.
 
‘Bu sistem aydınlanan kadının düşmanı’
 
Türkiye’nin her tarafından Karadeniz ve bölge illerinden kadınların buluşmaya geldiğini dile getiren Nebile, kadınların hayatlarına müdahale eden anti demokratik her türlü erkek egemen şiddete karşı itirazlarını belirttiklerini vurguladı. Türkiye’de üzeri kapatılan birçok sorunun yerden fışkırdığını ifade eden Nebile, “Şuan da belirgin bir şekilde hayatlarımıza dokunan ekonomik krizdir. Bu ekonomik krizden dolayı insanlar işini kaybediyor. En çok da kadınlar işini kaybediyor. Çünkü kadınlar ikinci güç göründüğünden dolayı erkeklerden çok kadınlar işten çıkarılıyor. Kadınlar süresiz olarak ücretsiz izne ayrılıyor. Kadınlar çocuk doğurmada veya çocuk bakımından kaynaklı işten ayrılmak zorunda kaldığından tekrar istihdam alanlarına dönüklerinde yaptıkları işi bulamıyor. Daha ucuza daha güvencesiz daha örgütsüz işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar” diye belirtti. 
 
Şuanda istihdam alanlarının dışına itilen kadınların aynı zamanda ekonomik krizinde yükünü sırtladığını kaydeden Nebile, “Kadınlar yoksullaşıyor, yoksulluk kadınlaşıyor. Açık ve net olarak bunu bu şekilde ifade edebiliyoruz. Ama bu buluşmayı gerçekten umut verici olarak görüyorum. Çünkü yıllardır özellikle Kürt coğrafyasında yaşanan sorunlardan dolayı Kürt kadınları bunun bedelini çok ağır ödüyorlardı. Ödemekle birlikte itirazlarını da  yapıyorlardı. Bu itirazlarını seçimlerde aktif rol alarak yapıyorlardı. Seçimlerle birlikte göreve gelebiliyorlardı. Çok iyi biliyoruz ki bu sistem, konuşan itiraz eden hakkını arayan aydınlanan kadının düşmanıdır. Bunu açık ve net görebiliyoruz. Bunu şuanda cezaevinde açlık grevinde olan Leylan Güven’in şahsında görebiliyoruz. Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel şahsında görebiliyoruz. Bu buluşma aynı zamanda Kürt kadınlarının mücadelesinin bir parçası ve devamı olarak görüyoruz. Buradan umutluyuz” ifadelerini kullandı.
 
‘Emekçiler ve kadınlar bu sürece müdahale edeceklerdir’
 
Bu buluşmanın sonuçları ne olursa olsun, ne çıkarsa çıksın farklı yapılarda olan kadınların artık bir araya gelerek itiraz ettiğini vurgulayan Nebile, üzerlerindeki her türlü baskı ve şiddeti kabullenmek istemediklerinin altını çizdi. Bu baskıların son bulması için kışın soğuğunda buluşmaya geldiklerini ifade eden Nebile, şöyle dedi: “Sonuç çıkacağına inanıyorum. Her türlü engele rağmen her türlü baskıya rağmen, buradan önemli bir sonucun çıkacağını, kadın dayanışması, örgütlülük mücadelesini büyüterek, Türkiye halklarına bir nefes aldıracağı sürecin başlayacağına inanıyorum. Her kadın aynı zamanda emekçidir. Birçok kazanımlar elinden alınmış durumda. Özellikle asgari ücretin yükselmesiyle birlikte birçok işçinin işten çıkarılması söz konusu. İnsanlar işini kaybediyor. Bunun başında işçi kadınlar geliyor. Dolayısıyla bu buluşmanın emek sürecini harekete geçireceğine inanıyorum. Çünkü şuanda emeği temsil eden birçok emek örgütü sus pus olmuş durumda. Asgari ücretten kıdem tazminatına kadar Hükümet’in belli politikalarını destekleyen sendikalar var. Ancak kadın hareketinin bu mücadelesi o sendikalara da tokat gibi değecektir. Gerçekten belki o zaman sendikalar öz görevlerine döneceklerdir. Sokağa ineceklerdir. Hükümet’in veya sermayenin kararlarına itiraz edecek noktaya geleceklerdir. Fransa’daki sarı yelekliler bunun bir örneğidir. Orada herhangi bir siyasi örgütün veya bir sendikanın öncülüğünde olmadan insanlar bir araya geldi ve gerçekten Hükümet’in kötü politikalarına karşı bir mücadele sergilediler. Bunlar birer örnektir etkileniyoruz. Emekçilerde bundan etkileniyor. Ben inanıyorum ki emekçilerde, kadınlarda birbirinden etkilenerek kötü giden sürece müdahale edeceklerdir.”
 
‘8 Mart ve 25 Kasım’da çalışmak istemiyorum’
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Bakırköy Kadın Sekreteri Hatice Şeker de, OHAL’in bittiğini ancak fiili olarak devam ettiğinin altını çizerek, böyle bir süreçte ancak kadınların birlikteliğinin cesaret göstereceğini söyledi. Bu gün bir araya gelmenin çok anlamlı olduğunu vurgulayan Hatice, “Çünkü bir kadını daha kayıp etmeyeceğiz. Artık politik cinayetlerin son bulması için bir arada olmamız gerekiyor. Bu zor günlerde 164 kurum bir araya gelebiliyor. Bu çok güzel bir şey. Bizde bu buluşmanın bir bileşeniyiz. Bizim için çok önemli. Sorunlarımızı ancak bir araya gelerek çözebiliriz. Örneğin ben vardiyalı sistemde çalışıyorum. 8 Mart ve 25 Kasım’da nöbetçi olmak istemiyorum. Çalışmak istemiyorum. Hakkımı da ancak kadınlarla birlikte mücadele ederek elde edebilirim” diye belirtti. 
 
‘Bir arada olmaya ihtiyacımız var’
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise, “Kadınlar Birlikte Güçlü Türkiye Buluşması”nın çok önemli bir buluşma olduğunu vurguladı. Bir çok ilden gelen kadınların sorunlarını aktardığını belirten Fidan, “Aslında kadınlar, kimlik ve milletin sınırlarının olmadığını söylediler. Hem benzeyen birçok yönümüz var. Karşısında mücadele ettiğimiz kadın düşmanlığı aynı. Mücadele metotlarımız benzer. Ama bununla birlikte her durumda daha farklılıklarımızın olduğunu da görüyoruz. Tüm bu farklılıklarımızla beraber bir arada olmaya ihtiyacımız var. Türkiye Kadın Buluşması bunun çok önemli bir ayağını oluşturuyor. Bundan sonraki günlerde özellikle bu rejimde bütün kadın düşmanlığı saldırılarına karşı kadın cinayetlerinin, istismarlarının mevcut haklarımıza yönelik saldırıların karşısında olacağız. Birbirimize güç veriyoruz o yüzden bir aradayız. Bu buluşma bütün illere güç katacaktır. Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlere de yansımasını umut ediyoruz. Çünkü seçilmiş olan belediye başkanlarının alınması, kayyımların atanması başka mücadele metotlarını önümüze koyuyor. Ama en önemli şey kadın dayanışma merkezlerinin, kadın örgütlerinin varlığına sahip olmak, daha fazla haklarımız için imkanlar yaratmak. O açıdan işimiz zor. Ancak birlikte güçlü olmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.