DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu, İHD, ÖHD, Tabipler Odası ve TİHV'in ortaklığı ile açlık grevlerine ilişkin oluşturulan "Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu" tarafından yapılan açıklamada, “Bu eylemin doğuracağı olumsuz etkilerini bertaraf edebilmek tüm insanlığın sorunu olup; geçmiş dönemlerde cezaevlerindeki eylemlerde ortaya çıkan ölümlerin tekrar yaşanmaması için başta hükümet ve ilgili bakanlıklar olmak üzere herkesi duyarlılığa davet ediyoruz” denildi.

 

Açlık grevi sürecindeki cezaevlerindeki uygulamaları gözlemlemek raporlamak ve gerektiğinde yasal başvuruları yapmak için Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu, Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD), Diyarbakır Tabip Odası ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ortaklığı ile "Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu" kuruldu. Platform, açlık grevleri sürecine ilişkin Adli Yardım Hizmet binasında basın açıklaması gerçekleştirirken, açıklamayı ÖHD Yönetim Kurulu Başkanı Bedran Acun yaptı. Bedran, hukukun, ceza veya genel anlamıyla adalet sisteminde yaşanan kaosların, toplumun hemen bütün kesimlerine yansıdığı gibi, en çok da cezaevlerine yansıdığını söyledi.

 

‘Açlık grevlerinde gelinen aşama endişe vericidir’

 

Hukuksal mekanizmaların etkin işlememesi ve sonuç alıcı olmaması nedeniyle tutsakların farklı eylem yöntemlerine sevk edildiğine değinen Bedran, bu yöntemlerin en ağır olanının ise ‘açlık grevi’ eylemleri olduğunun altını çizdi. DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı başlattığı açlık grevi eyleminin 61’nci gününde olduğunu hatırlatarak, gelinen aşamanın son derece endişe verici olduğunu vurguladı. Bedran, “Aynı gerekçelerle açlık grevleri birçok cezaevinde yaygınlaşarak devam etmektedir. Kamuoyundan da takip edildiği gibi 5 Ocak 2019 tarihi itibarı ile 3. grupların da süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlaması ile birlikte şuana kadar ulaşabildiğimiz bilgiler ve kurumlara yapılan başvurulara göre eylemci sayısı 130'a ulaşmıştır” dedi.

 

‘Cezaevleri sivil izlemeye açık hale getirilmelidir’

 

Bedran, hak, hukuk ve sağlık meslek örgütleri olarak ilkesel yaklaşımlarının tutsakların taleplerini dile getirmek ve kendi yaşamlarına zarar verecek eylemlerden kaçınmaları olduğunu kaydetti. Açlık grevi eylemlerinin çerçevesinin ulusal ve uluslararası hukuk ile tıp örgütleri tarafından birçok bildirgede belirtildiğini anımsatan Bedran, “Bu bildirgeler ışığında cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin onurlarına saygı gösterilmesini, hiçbir tutuklu ve hükümlünün tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmaması ve cezaevleri sivil izlemeye açık hale getirilmesi gereğini vurguluyoruz. İnsan yaşam her türlü kavram ve kaygının ötesindedir. En kutsal hak olan ‘yaşam hakkı’na yönelik gerçekleştirilen bu eylemin; doğuracağı olumsuz etkilerini bertaraf edebilmek tüm insanlığın sorunu olup; geçmiş dönemlerde cezaevlerindeki eylemlerde ortaya çıkan ölümlerin tekrar yaşanmaması için başta hükümet ve ilgili bakanlıklar olmak üzere herkesi duyarlılığa davet ediyoruz” diye konuştu. 

 

‘Platform cezaevlerindeki uygulamaları gözlemlemek amacıyla kuruldu’

 

Bedran, cezaevlerindeki uygulamaları gözlemlemek maksadıyla bir platform kurulmasını kararlaştırdıklarını belirtti. Bu platformun son dönemde yaygınlaşan açlık grevlerine ilişkin cezaevlerindeki uygulamaları izleyeceğini vurgulayan Bedran, bunları raporlayacak ve belli periyotlarla kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade etti. Bedran, “İlgili mercilere başvurular da yapılacaktır. Açlık grevlerinin telafisi imkansız sonuçlar doğurmadan, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgili kurumları ve kamuoyunu duyarlı olmaya, çözüm için çaba harcamaya davet ediyoruz” diyerek çağrıda bulundu. 

 

Bildiride imzası olan kurumlar şu şekilde: Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu, İHD Diyarbakır Şube Cezaevi Komisyonu, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Diyarbakır Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Ve Türkiye insan Hakları Vakfı.”