'Cinsel istismar sanıklarına beraat kararı kabul edilemez'

  • 17:58 5 Mayıs 2018
  • Güncel
VAN - Ahtamara Kadın Platformu, 38 günlük bebeğin cinsel istismar ve şiddete maruz bırakılarak katledilmesinden sorumlu sanıklarında P.T. ile Y.G. hakkında verilen beraat kararına tepki göstererek, karara karşı yargı sürecini devam ettireceklerini duyurdu. 
 
Ahtamara Kadın Platformu, Van'da bir yıl önce 38 günlük bebeğin cinsel istismar ve şiddete maruz bırakılarak katledilmesinden sorumlu üç sanıktan biri olan anne P.T. ile Y.G. hakkında verilen hapis cezalarının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozularak her iki sanığın beraat edilmesi kararına  ilişkin basın toplantısı düzenledi. Kamu Emekçileri Sendikası Van Şubeler Platformu binasında düzenlenen toplantıda konuşan Avukat Ekin Yeter, vicdanlarda büyük yara açmış dosyanın bu kadar kısa bir sürede karara bağlanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. 
 
'Delil yetersizliği' gerekçesine tepki
 
Karara gerekçe olarak gösterilen delil yetersizliğine tepki gösteren Ekin, "Dava dosyasında gerek sanıkların çelişkili beyanları, gerek olayın aşamalarında birlikte hareket etmiş olmaları bebeğin uğradığı şiddetin büyüklüğü dosya kapsamında alınan raporlar tanık beyanları, özellikle altını çizerek söylüyoruz ki bizce bebeğin annesi sanık P.T. açısından suçu sabit kılmıştır.  38 günlük bir bebek ancak annesine bağımlı olarak hayatını devam ettirebilir. Bu kapsamda küçücük bir bebeğin incelemeyi ilk yapan doktor beyanlarından anlaşıldığı kadarı ile istismara uğramasında, dosya kapsamında ki raporlardan anlaşıldığı kadarıyla da kafa travması ve iç organ kanamaları geçirecek kadar büyük bir şiddete uğrayarak hayatını kaybetmiş olmasında annesinin filli olmasa bile ihtimali olduğu açıktır" diye konuştu.  
 
'Ses çıkarmayanların sesi olmak zorundayız'
 
Bölge mahkemesinin kararına karşı davaya resmi olarak katılan barolar ile yargı sürecini devam ettireceklerini ve temyiz yoluna başvuracaklarını kaydeden Ekin,  "Bizler de çocuk ve kadın hakları bağlamında duyarlılığa sahip ve mücadele veren kesimler olarak, toplumun vicdanı olarak ses çıkarmayanların sesi olmak zorundayız bu sorumluluk hepimizindir" dedi.