
Kampüs Cadıları 2. Konferansı'nın ilk gününde yol haritalarını tartıştı
- 15:20 5 Mayıs 2018
- Güncel
İSTANBUL - Kampüs Cadıları, düzenledikleri 2. Konferans'ın ilk gününde sunulan önergeleri ve belirleyecekleri yol haritalarını tartıştı.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadınlar Kampüs Cadıları, "Özgürlük ellerimizde" şiarıyla gerçekleştirdiği 2. Konferans için İçerenköy Pir Sultan Abdal Konferansı'nda bir araya geldi. Konferansın ilk gününde Mor Dayanışma, Liseli Cadılar, Üniversiteli Kadın Kolektifi, Özgür Genç Kadın, Anarşist Kadınlar, CHP Kadın Kolları, Üniversiteli Kadın Meclisleri, HDK Kadın Meclisi temsilcileri ile çok sayıda kadın katıldı.
Konferans salonuna "Dünyanın bütün kadınları birleşin kahkahalarınızdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok", "Bizler yakamadığınız cadıların torunlarıyız", "Kadınların isyanı kampüslerden taşıyor", "Kızkardeşlik bilinciyle öz örgütlenmeden özgürlüğe" ve "Tabuları yıkarım bulaşıklara karışmam" yazılı pankartlar ve kadın mücadelesindeki rolleriyle bilinen yazar ve feministlerin fotoğrafları asıldı. Kadınlar sık sık, "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa" ve "Gelsin baba gelsin koca gelsin devlet gelsin cop inadına isyan inadına isyan inadına özgürlük" sloganları attı.
"Katledilen kadınlar isyanımızdır sloganı" eşliğinde katledilen kadınlar için yapılan saygı duruşu ile başlayan konferans Kampüs Cadıları'nı anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti. Ardından Ulrike Marie Meinhof tarafından yazılan tiyatro oyunu sahnelendi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Kampüs Cadıları'ndan Hatice Göz, "AKP-Erdoğan iktidarı, yönetimde olduğu süre boyunca kendi tekil iktidarını kurmaya çalışmış ve bu yönde adımlar atmıştır. Kurmaya çalıştığı yeni rejim yolunda attığı adımlarla ülkeyi savaşa, kaosa, ekonomik krize sürüklemekten geri adım atmayan Erdoğan şimdilerde bu süreci aşmak için erken seçime gidiyor" diye konuştu.
'Görünmezleşen bir kadın yaratmak istiyorlar'
Baskıların en fazla kadına yönelik olduğunu kaydeden Hatice, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaratılan kaotik ortamda ayakta kalabilmek demek; erkek olmak, vurduğunu oturtmak, korkusuz olmak anlamına geliyor. Gece sokağa çıkmayan, çıkınca pembe taksi ya da otobüse binen, çalışmayan, çalışacaksa yarı zamanlı ve esnek çalışan, şort giymeyen, giyecekse tekmeye razı olan, üç çocuktan aşağı doğurunca kabul görmeyen, okula değil nikah salonuna giden, şiddete, tacize ya da tecavüze uğratıldığında sineye çeken ve giderek görünmezleşen bir kadın yaratmak istiyorlar. Ancak kadınlar herkesin sokaklardan çekildiği dönemlerde bile sokaklarda ve meydanlarda oldu."
Konuşmaların ardından Konferans, yapılan önergelere ilişkin tartışmalarla sürdü.
Konferansın ilk günü müzik dinletisi ve kadınların hep bir ağızdan söylediği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.