'Erkek devlet şiddetine karşı direnişe geçin!'
- 13:13 2 Aralık 2024
- Güncel
AMED - DAKAP ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 25 Kasım'da kadınlara dönük şiddete dair yaptığı açıklamada, 169 kadının gözaltına alındığına dikkat çekerek, kadınları erkek devlet şiddetine karşı direnmeye çağırdı.
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, kadınlara dönük şiddete dair Rosa Kadın Derneği’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ağ bileşenleri katılırken metni Rosa Kadın Derneği üyesi Nurşen Kendal okudu.
Yaşanan şiddete vurgu yapıldı
25 Kasım'ın Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildiğini söyleyen Ruşen Kendal, polis, kaymakamlık ve valilik gibi idari kurumların kararlarıyla, kadınların şiddete maruz kaldığını vurguladı. Ruşen Kendal, her yıl kadınların kentlerde maruz kaldığı şiddeti raporlaştırıp, gerek kamuda gerekse de devletin ilgili kurumlarında duyarlılık yaratmayı amaçladıklarını kaydetti. Nurşen Kendal, "Gelinen aşamada 25 Kasım’ın kentlerdeki panoramasına bakıldığında, gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkına gösterilen tahammülsüzlük, aslında tam da karşısında durduğumuz şiddetin ne denli teşvik edildiğini görmemize de yeniden vesile olmuştur. Zira 25 Kasım'da Amed'de gerçekleşen yürüyüşte birçok kadının kolluk tarafından sözlü ve fiziki tacize maruz kaldığı tarafımıza iletilmiştir. Yine İstanbul'da 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde İstanbul Valiliği’nin aldığı kararla Beyoğlu ilçe sınırlarında OHAL uygulamalarını aratmayan sahneler yaşanmış, kolluk güçlerinin sokak ortasında uyguladığı şiddet ve gözaltılarla bir çok kadın şiddete maruz bırakılmış" dedi.
Yüzlerce kadın gözaltına alındı
169 kadının gözaltına alındığını 3 göçmen kadın da geri gönderme merkezinde tutulduğunu belirten Nurşen Kendal, “Sistematik hale gelen tüm bu uygulamalara karşı kolluk güçlerini, yargı makamlarını ve bu sistemin tüm mekanizmalarını etkisi altına alan siyasi iktidar yetkililerine sesleniyoruz; Düşünce ve ifade özgürlüğünün, demokratik hukuk ilkelerinin gereği olarak; hukuka aykırı tutumlardan ve politikalardan derhal vazgeçin İfade özgürlüğünün özel görünümü niteliğindeki basın, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine yönelik soruşturma ve kovuşturma açılması şeklindeki ‘dolaylı sınırlamalarla en temel haklarımızın kullanımın yönelik ‘caydırıcı etki’ yaratılmak istenmektedir. Elbette devletin kadınlara yönelik devreye koyduğu baskı ve zor aygıtları sadece soruşturma ve kovuşturma açılmasını içermemekte, eylem ve etkinliklerin yasaklanması ve fiziki güç kullanımını da beraberinde getirmektedir” diye belirtti.
'2011'den beri savaş devam ediyor'
Erkek devlet şiddetine karşı isyanlar haykırılırken, 2011'den beri Suriye’de devam eden savaşın yeni bir yüzüyle karşı karşıya kalındığını ifade eden Nurşen Kendal, “Özellikle Halep’te yoğunlaşan çete yönelimleri, yıllardır bir şekilde direnen, hayata tutunmaya çalışan kadınları hedef almakta, dünyanın gözü önünde bir katliam yaşanmaktadır. Taciz, tecavüz, katliam ve istilayı içinde barındıran tüm savaş aygıtlarının küresel tahkimatına karşı küresel barışın hayat bulması için ulusal ve uluslararası mekanizmaları duyarlı olmaya ve derhal harekete geçmeye davet ediyoruz" şeklinde belirtti.
Kadınlara çağrı
Erkek egemen ulus devlet yapılanmaların kadınların "Jin, jiyan, azadî" isyanına çarpıtıldığının altını çizen Nurşen Kendal, “Kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı yükselen bu isyan, bugün tüm dünyada direniş ve mücadelenin sesi olmuştur. 25 Kasım’da sokakları dolduran kadınlara yönelik erkek-devlet şiddetinin bu kadar yoğunlaşmasının nedeni, bu sesten ve isyandan ne kadar korkulduğunun da bir göstergesidir. Toplumsallaşarak kelebek etkisi yaratan bir mücadeleye dönüşen ‘Jin jiyan azadî’ 21’inci Yüzyıl kadın isyanın değişmez pusulasıdır. Amed'de bu sesi yasaklamak isteyenlere en büyük cevabı da 25 Kasım'da yükselen direnişimizle verdik vermeye de devam edeceğiz” diyerek kadınları erkek şiddetine karşı direnmeye çağırdı.
Açıklama, “Jin jiyan azadî” sloganıyla son buldu.