Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu: Biat etmeyeceğiz!

  • 09:04 1 Aralık 2024
  • Güncel
Gülistan Gülmüş
 
DÊRSIM - Yerine kayyım atanarak tutuklanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan’ın tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, “Kadın mücadelesine ve genel mücadelemize yönelik bu tür politikaları kabul etmiyoruz, biat etmeyeceğiz. Bu topraklarda eşitlik ve özgürlük mücadelesi sürdürülecek” dedi.
 
21 Kasım’da Dêrsim Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından kentte çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirildi. Halk, gasp edilen iradesine karşı direniş sergilerken, bu süreçte 9 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında, yerine kayyım atanarak gözaltına alınan Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan da bulunuyor. Birsen Orhan ilk olarak 24 Kasım’da gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen Birsen Orhan hakkında, Anayasa’nın 2911 sayılı kanunu gerekçe gösterilerek ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı kararı verildi. Ancak 30 Kasım sabahı, aynı gerekçelerle yeniden gözaltına alınan Birsen Orhan, bu kez tutuklandı.
 
Birsen Orhan’ın tutuklanmasının ardından, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, gelişmeleri değerlendirdi. 
 
'Duvar, darbe gerçekleştirildiğinin somut görüntüsüydü'
 
Ayten Kordu ilk olarak atanan kayyım sonrasındaki sürece dair, “Dêrsim kayyımlarda ilk değil, daha önce de Halfeti, Mardin, Batman ve Esenyurt’tan sonra Dersim ve Ovacık ilçesine kayyım atandı. Kayyım politikaları bu ülkede hukuksuzluğun daniskası haline geldi. Bunu kesin söylemek gerekiyor. Bu kadar açık bir darbe halkın hem yereldeki bütçesine, hem hizmetine hem de yaşam biçimine ve sorunlarına ilişkin çözümlerine bu kadar darbe uygulayan bir iktidar ve iktidar zihniyetinden bahsediyoruz. Dêrsim’de çok yoğun yaşanan ilk günkü iradesine sahip çıkan, demokratik tepkisini gösteren halka beton bariyerle cevap vermek, belediyelerimizin nasıl karakol haline getirildiğini, işgal edildiğini, darbe gerçekleştirdiğini somut görüntüsüydü. Beton blokları böyle ele almak gerekiyor, beton blok darbenin bir karakola çevirmenin haliydi. Dolayısıyla kendi zihniyet biçimlerini o beton bloklarda çok net gösterdiler. Bir gün sonra halkımız tepki gösterdi, Dêrsim dostları her yerden bir utanç duvarı olarak nitelendirdi orayı ve bir gün sonra kaldırdılar. Bunu kaldırmaları bu utancı kaldırdıkları anlamına gelmiyor. Onlar hala bir utanç olarak duruyor orada” değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Halkı çürütenlere bu hukuk uygulanıyor mu?’
 
İktidarın yargıyı kendi sistemine göre şekillendirdiğine dikkat çeken Ayten Kordu, barış istemlerine karşı gözaltı ve tutuklamaların başlatıldığını ifade ederek,  “Bundan sonra da kente ilişkin geliştirilen baskılar, gözaltılar ve Bahçesaray ile devam eden kayyım politikasıyla bize, ‘Siz kendinizi yönetemezsiniz, kararlarınızı alamazsınız, seçemezsiniz, sizin seçilme ve seçme hakkınızı elinizden alıyoruz, iradenizi tanımıyoruz’ diyorlar. Bu ülkede başta kadınlar olmak üzere barış isteyen bütün güçlere karşı bir baskı ve tutuklama furyası başlatıldı. Dün Ankara’da başlatılan ve gece boyu süren mahkemede pek çok aktivist, siyasetçi, feminist tutuklandı. Bu sadece Kürtlerin ve Alevilerin değil bütün halkların meselesidir. Bu kayyım bütün halklara atanıyor. Kayyım zihniyetinin kendisi bütün  halklara dönük bir zihniyettir. Düşman politikası izliyorlar. Kadına, Alevi’ye, çocuğa düşman. Kadın, çocuk katliamlarına bakın. Her gün öldürülen kadınlara bakın. Hukuktan bahsedenler, halkı bu kadar çürüten, bu kadar uyuşturucuyu geliştiren, kadın katliamlarını gerçekleştiren, erkek katillere acaba bu hukuku uyguluyorlar mı?” dedi.
 
‘Kadın eşbaşkanlara düşman hukuku var’
 
Birsen Orhan’ın tutuklanma sebebini, “Demokratik tepkiye mukavemet” diye belirten Ayten Kordu, tutuklamadaki asıl amacın eşbaşkanlık sistemi ile kadınlar eliyle örülen yaşam modeli olduğunun altını çizerek, “Bu ülkede demokrasi isteyen, insanca yaşamak isteyen, kadın mücadelesini geliştiren, diline, kültürüne ilişkin eşitlik talep eden hukuk denerek uydurma gerekçelerle sorguları hızlandırarak yargıyı da hukuku da kendi siyasi iktidarlarını araçsallaştırarak, onların talimatıyla karar veriyorlar. Bugün Birsen Orhan arkadaşımız çok somut ve açık örneğidir. Siz ev hapsi verdiğiniz birini yine aynı maddelerden gözaltına alarak bir tutuklama kararı veriyorsunuz. Gerekçe nedir, yok. Kaçma tehlikesi var mı, katalog bir suç mu, yok.  Mukavemet. Neye mukavemet, bariyere mukavemet, demokratik tepkinin mukavemeti. Burada aynı zamanda bir işkence söz konusu. Eğer siz bununla var olan hukukun dışına çıkarak keyfi bir yaklaşımla maddeleri kendinize göre yorumluyorsanız bunun adı düşman hukukudur. Hele de kadın eşbaşkanlara ilişkin bir düşman hukuku var. Belediyelerimizde de ilk olarak kadınlar hedef alınıyor. Çünkü kadınlar örgütleyen, yaşamın her alanını eşitlik, adaletle dengeleyen, kadın bakış açısını geliştiren, erkeğin katliamına karşı çıkan, ekonomiden, siyasal, sosyal yaşamı en adil şekilde örmeye çalışan kadın bakış açısını uygulayan bir paradigmaya sahip kadın eşbaşkanlarımız var. Bizim politikalarımıza, paradigmamıza saldırıyorlar. Şu çok iyi bilinsin, bu topraklarda nice baskılar, gözaltılar, tutuklamalar görüldü. Halklarımız, Dêrsim vazgeçti mi geçmedi. Bundan sonra da vazgeçmeyecek. Kadın mücadelesine de genel mücadelemize ilişkin de biat etmeyeceğiz. Bu tür politikalara biat etmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi.