'Varlığım bilinmese de kayyımları kabul etmem'
- 09:01 30 Kasım 2024
- Güncel
Derya Ren
RIHA - Diyarbakır Cezaevi'nde işkencelere maruz kalan Hasan Atmaca’nın 89 yaşındaki annesi Muzaffer Atmaca, kayyıma karşı direnişte yer almak istediğini ancak sağlık sorunlarından kaynaklı katılamadığını belirterek, “Kimse benim varlığımı bilmese de, kayyımları kabul etmem” diyor.
İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla 4 Kasım’da Mêrdîn, Êlîh ve Riha’nın Xelfetî belediyelerine kayyım atandı. Kayyım atanmasının ardından başlatılan direnişler 18’inci gününde devam ediyor. Xelfetî’de devam eden direniş nöbeti ısrarlı bir şekilde sürerken, nöbet eylemine katılmak isteyip de kimi nedenlerden dolayı katılamayanlar da var.
Kayyım protestolarına katılmak isteyenlerden biri de Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde işkenceye uğrayan Hasan Atmaca’nın 89 yaşındaki annesi Muzaffer Atmaca. Xelfetî’nin Cibîn köyünde yaşayan Muzaffer Atmaca, ilerleyen yaşına rağmen gündemi takip eden ve yerel yönetimler sürecinde seçim çalışmalarına, sağlığı el verdiğince katılanlardan yalnızca biri.
Nöbet eylemine katılamadığı için Muzaffer Atmaca’yı evinde ziyaret ediyoruz. Elinde bastonuyla yürüyen Muzaffer Atmaca’nın ilk sözü “Ben kayyımları kabul etmem” oluyor.
Direniş karşısındaki gülümsemesi
Yaşından kaynaklı sürekli üşüdüğünü belirten Muzaffer Atmaca, odun sobasının dibinde serdiği minderin üzerine oturarak direniş nöbetinin nasıl geçtiğini soruyor. Direnişin görkemli geçtiğini söylediğimizde, gözleri yaşla dolsa da yüzündeki gülümseme görülebiliyor. Muzaffer Atmaca, kamerayı görünce mutlu oluyor, “Oğlum (Hasan Atmaca) da belki beni görür” diyor.
‘Varlığım bilinmese de…’
Muzaffer Atmaca, kamerayı kurduktan sonra heyecanlı bir konuşmaya başlıyor: “Kimse benim varlığımı bilmese de ben o kayyım atamalarını kabul etmeyeceğim. Razı değilim. Bunca insan bu eşbaşkanlara oy verdi. İnsanların hakkı yeniliyor. Ne hakla onu yerinden alıyorlar? Kim kimin hakkını bu devirde alabilir? Seçimde kazandılar ve aldılar. Neden kayyım atanıyor? Değnekle vurmayla olmaz. Ben de gitmek istiyorum nöbet yerine ama gidemiyorum. Gidebilseydim, en başta ben olurdum. Ben unutmamışım, çok çektim. Ne Almanya, ne Hollanda, ne Belçika kaldı oğlumun ardından gitmek zorunda kaldım. Neden? Çünkü o da sürgünde. Ben 8 yıl boyunca Diyarbakır Cezaevi kapısına gidip geldim. Çıktıktan sonra da burada yapamadı, gitmek zorunda kaldı.”
‘Hak bizim, biz kazandık’
Konuşması esnasında sinirlenen Muzaffer Atmaca elini yere vurarak, “Biz kazandık, hak bizimdir. Kabul edemiyoruz. Ben her iki eşbaşkanın arkasındayım, gidemiyorum ama ben onların arkasındayım. Ben hakkımızdan vazgeçmem. Ben yaşadıklarımı unutmam. Ben oy verdim ve kazandılar. Neden zorla alıyorlar? Madem suçlu olduğunu düşünüyorsunuz, o zaman yerine meclis birini seçseydi. Elimden gelse, elime değneği alır, yürür öyle giderim. Ama yapamıyorum. İsteseler beni tutuklasınlar, ne yapacaklar? Ben 90 yaşına gelmişim” diye ekliyor.
‘Hak mıdır yaptıkları?’
Duvarda asılı olan televizyonu göstererek gündemi takip ettiğini söyleyen Muzaffer Atmaca, kulakları duymadığından bazen bazı şeyleri yanlış anlayabildiğini ifade ediyor. Okuma-yazması olmamasına rağmen, ısrarlı bir şekilde haberleri öğrenmek istediğini belirterek, “Hak mıdır yaptıkları? Ben siyasetçileri de iyi tanıyorum. O kadar gündem takip ediyorum. Ama çok mücadele etmişim. Gitsinler çocukları katledenleri yargılasınlar. Ben kendi irademe sahip çıktığım için ne yapıyorlarsa yapsınlar. Kaç yıldır biz tekrardan belediyelerimizi aldığımız bu günleri bekliyorduk, aha aldık. Neden hakkımızı alıyorlar?” diye soruyor.
Röportajdan sonra gideceğimizi öğrenen Muzaffer Atmaca, ısrarlı bir şekilde kayyımın karşısında durduğunu belirterek bizleri uğurluyor.