25 Kasım'ın ardından: Örgütlülük mücadeleyi büyütecek
- 09:04 29 Kasım 2024
- Güncel
Pelşin Çetinkaya
ÊLIH – Varlığıyla ve kimliğiyle saldırı altında olan kadınlar, tüm baskı ve engellemelere rağmen direnişini sürdürmeye devam ederken, bu mücadele içerisinde yer alan TJA aktivisti Ruken Zeryam Işık, geçtiğimiz günlerde 25 Kasım için büyük çalışmalar yürüttüklerini ve bundan sonraki süreçte de bu çalışmalarını her alanda aralıksız sürdüreceklerini söyledi.
Dünyanın her yerinde özgürlük ve kimlikleri için direnmeye devam eden kadınların özgürlük mücadelesi büyüyerek ilerlerken, bir yandan da kapitalist sistemin kadınların verdiği bu mücadeleye saldırıları sürüyor. Birçok kadın katliamı ve şiddetiyle uyandığımız bu günlerde, tüm bunların yanında sistemin kadın kazanımlarına olan saldırıların da ardı arkası kesilmiyor. Kadına yönelik şiddetin ve saldırının her geçen gün arttığı bu coğrafyada kadınlar, her yıl 25 Kasım’a giderken verdikleri mücadeleyi artırarak alanlarda ve meydanlarda oluyor. Êlihli (Batman) kadınlar, 25 Kasım’a giderken gece-gündüz kentin tüm sokaklarında, mahallelerinde, caddelerinde ve köylerinde kadınlarla bir araya geldi. 7’den 70’e herkesle dayanışma gerçekleşti. Bu yıl Êlihli kadınlar, yasaklanmaya çalışılan “Jin Jiyan Azadî” sloganıyla, beyaz tülbentleriyle, ulusal kıyafetleriyle, renkleri ve talepleriyle kitlesel bir şekilde 25 Kasım’a katıldı.
Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Ruken Zeryam Işık, 25 Kasım’da gerçekleştirilen yürüyüşün, alanlarda yürüttükleri çalışmaların finali olmadığını belirtirken, bundan sonraki süreçlerde de tüm alanlarda mücadelelerini ve çalışmalarını büyüterek devam edeceklerini ifade etti.
‘Kadın ve çocuk katliamları had safhadaydı’
25 Kasım'da Kürt kadın hareketi TJA olarak belirledikleri ‘Erkek devlet şiddetine karşı Jin Jiyan Azadî’ şiarıyla alanlara çıktıklarını belirten Ruken Zeryam Işık, “25 Kasım yürüyüşlerinden önce Diyarbakır'da 5 Kasım’da TJA olarak 25 Kasım’ın deklarasyonu verildi. Deklarasyonun özellikle Amed’de olmasının sebebi Narin’di. Narin’e atfen Diyarbakır’da verildi. Biliyorsunuz, hem Kürdistan’da hem Türkiye’de hem de gerçekten gündeme oturan bir durumdu. 2024 yılına bakıldığı zaman kadın katliamları ve çocuk katliamları had safhaya yükseldi. Kadının bütün kazanımlarına dönük çok ciddi anlamda saldırılar yoğunluk kazandı. 25 Kasım’ı karşılarken önceki 25 Kasım’lar gibi olmayacağını ve sıradan bir 25 Kasım olarak karşılamayacağımızı daha önce de belirtmiştik” ifadelerini kullandı.
‘Her yerde ‘Jin Jiyan Azadî’ yankılandı’
Ruken Zeryam Işık, tüm alanlarda, meydanlarda “Jin Jiyan Azadî” sloganının yankılandığını dile getirirken, “Bu 25 Kasım alanlara gerçekten çok güçlü bir şekilde yansıdı. Sloganlarla, taleplerle yansıdı; kitlesel basın açıklamalarından tutalım yürüyüşlere kadar kitlesel bir şekilde alanlara yansıdı. Hedeflenen her şey alanlarda talep edildi ve bir önceki 25 Kasım’lara bakıldığında daha çok kitleselleştiğini gördük. Bir de çok yakın süre içerisinde ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganının yasaklanması noktasında, bununla birlikte alanları daha çok doldurdu kadınlar ve alanlarda ‘Jin Jiyan Azadî’ talep edildi.
Kürdistan ve Türkiye metropollerine baktığımızda, sayısal anlamda yüksek bir düzeyde kadınlar dışarıya çıktı. Yürüyüşlere baktığımızda, anneler öncülüğünde yapılması çok daha manidar bir durumdu. Annelerin ve genç kadınların katılımı çok yüksek bir düzeydeydi. Bununla birlikte yürüyüş öncesinde erkeklerin birebir basın açıklaması oldu. Ya da mevcut yürüyüşlerin çok içerisinde olmasa da köşede ya da arkalarda yürümeleri, döviz ve pankartları da taşımaları çok manidardı. Aslında daha önce de tartıştığımız gibi kadın sorununun sadece kadının sorunu değil, toplumun sorunu, birinci derecede erkeğin sorunu olduğu bir kez daha açığa çıktı” sözlerine yer verildi.
‘ Tüm alanlarda çalışmalarımıza devam edeceğiz’
Özellikle kadın kazanımlarına büyük saldırıların olduğunu dile getiren Ruken Zeryam Işık, bu saldırılara karşı örgütlü bir yapı oluşturmak gerektiğinin altını çizdi. Ruken Zeryam Işık, oluşturulan bu örgütlü yapıyla bundan sonraki süreçlerde tüm alanlarda çalışmalarına ara vermeden devam edeceklerini belirtirken, devamında şunları kaydetti: “Bu örgütlü yapıyla da tekrardan kampanyalar, atölyeler ve saha çalışmalarımız olacak. Tabii bu çalışmalara boşluk katmadan çok yoğun bir şekilde devam edeceğiz. Çünkü örgütlülük boşluğu affetmez. Son süreçlerde kadın katliamlarına dönük ciddi anlamda kadın katliamları var. Ve bu konu üzerinde durulması gerekiyor. Buna dönük çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam edecek. Aynı zamanda ileriki süreçlerde de hamle çalışması var. Hem kadın hareketleriyle hem de Kürt hareketiyle birlikte başlatılan talepler var. Baktığımızda 3’üncü Dünya Savaşı içerisindeyiz. Bu noktada dengeleri yeniden dizayn ederken, kadınlar olarak da o dengenin içerisinde kimliğimizle var olmak isteriz. Bundan kaynaklı da mevcut olan örgütlülüğümüzü daha çok büyütmek, bununla birlikte daha çok sahada görünür kılmak ve yaşamın tüm alanında temsiliyetimizi korumakla birlikte mücadelemizi yükselteceğiz."