Avukat Eren Keskin: Cezaevinde işkence filmi izlettiriliyor
- 09:03 29 Kasım 2024
- Güncel
Elfazi Toral
İSTANBUL - Cezaevinde tutulan kadınlara yönelik hak ihlallerine ilişkin konuşan Avukat Eren Keskin, “Cezaevlerinde kadınlar çok sayıda şiddet ve çeşitli hak ihlaline maruz kalıyor. Cezaevi idaresi tarafından Kürt siyasi kadın tutsaklar zorla ‘süngerli oda’ya götürülerek, işkence filmi izletiliyor. Uluslararası sözleşmelere imza atmış, kendi iç hukukunda da işkenceyi yasaklamış bir devletin uygulamada film olarak sergilemesi korkunçtur” dedi.
Cezaevlerinde kadın tutsaklar, çeşitli hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu hak ihlalleri arasında şiddet, çıplak arama, taciz, psikolojik ve fiziksel baskı başta olmak üzere birçok ihlal yer alıyor. Cezaevlerinde her gün yeni bir uygulama hayata geçirilirken, bunlardan biri de “süngerli oda” oluyor. “Süngerli oda” uygulaması Türkiye’de giderek yaygınlaşırken, dayatılan izolasyon sistemi ile kadınlara işkence yapılıyor. Cezaevi idaresi tarafından Kürt siyasi kadın tutsaklar zorla “süngerli oda”ya götürülerek işkence filmi izletiliyor. Cezaevi idaresinin kadın tutsaklara izlettiği bu film, tehdit niteliği taşırken, bu uygulamalar baskı, sindirme, taciz ve şiddetin giderek arttığını gösteriyor.
24 Kasım’da Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun açıkladığı raporda, cezaevlerinde kadınların çok sayıda hak ihlaline maruz kaldığı, 2024 yılı içerisinde kendilerine 55 kadın tutsağın başvuru yaptığı bilgisi paylaşıldı.
Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu kurucusu Avukat Eren Keskin, raporda yer alan ihlallere dair değerlendirmelerde bulundu.
Cezaevlerinde, gözaltında ve yaşamın tüm alanlarında asker ya da polis tarafından cinsel işkenceye maruz kalan tüm kadınlara hukuki yardım desteği verdiklerini belirten Eren Keskin, kadınların cezaevlerinde ağır hak ihlallerine uğradığını ifade etti. Geçtiğimiz günlerde Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun açıkladığı 2024 yılı raporuna dikkat çeken Keskin, “Kadınların gözaltındayken yaşadıkları şiddet, işkence ve cinsel taciz başvuruları oluyor. Başvurularımızda çıplak arama çok yoğun oluyor. En sık başvurular bu yönde. Yayınladığımız raporda da şiddetin artarak devam ettiğini gözlemledik. Eylem ve etkinliklerde çok sayıda kadın cinsel işkenceye maruz kalıyor. Cinsel işkenceyi fiziksel temas olarak kastetmiyoruz. Sözlü taciz, tecavüz tehdidi devlet güçleri tarafından gerçekleşiyor. Biz de bunların hepsinin takibini yapıyoruz.
Gözaltına alınan kadınlara yönelik kötü muamele uygulamaları devam ediyor. Hem gözaltında hem de cezaevi girişlerinde çıplak arama yöntemi sürüyor. Cezaevlerinde arama adı altında sık sık kadınların bulunduğu hücrelere operasyonlar yapılıyor. Erkek askerlerin ve gardiyanların da girdiği, kadınların tüm özel eşyalarının talan edildiği girişimler oluyor. Kadınlar bundan son derece rahatsızlar” dedi.
‘Cezaevinde işkence filmi izlettiriliyor’
Ağır hasta tutsakların durumuna dikkat çeken Eren Keskin, hastaneye gidiş gelişlerde tutsakların şiddete uğradığını belirtti. Uluslararası sözleşmelerde yer alan maddelere göre, tutsakların tedavi edilirken doktorla yalnız kalması ve kelepçelerinin çıkarılması gerektiğine dair protokollerin bulunduğunu hatırlatan Keskin, tutsakların hastanede karşılaştığı zorluklara değindi. Eren Keskin şöyle devam etti: “Geçtiğimiz hafta ofis olarak avukat Jiyan Tosun ve Jiyan Kaya Sincan Cezaevi’ne gittiler. Burada hasta mahpus kadınlarla görüştüler. Kürt siyasi mahpuslarla da görüştüler. Kürt siyasi mahpuslardan birine, Ağustos ayında cezaevi idaresinin kendi televizyon yayınlarında bir görüntü izlettirilmiş. Özellikle adli mahpuslara bunlar izletiliyor. Filmde bir adli mahpus bir takım şeylere itiraz ettiği için yerlerde sürüklenerek süngerli odaya götürülüyor. Bu açık işkence ve cezaevi idaresinin bunu bir film olarak tehdit niteliğinde mahpuslara izletmesi korkunç bir şey.
İşkenceyi yasaklayan, uluslararası sözleşmelere imza atmış ve kendi iç hukukunda da işkenceyi yasaklamış bir devletin uygulamada bunu bir film olarak sergilemesi korkunçtur. Garibe Gezer’in katili süngerli odadır. Defalarca süngerli odaya konuldu ve sonra yaşamını yitirdi.”
Süngerli oda: Cezaevi içinde cezaevi uygulaması!
Ayrım yapmadan tüm kadınlara ulaşmaya çalıştıklarını dile getiren Eren Keskin, özellikle kadınların kötü muamelelere maruz kaldığını ifade etti. Eren Keskin, “Siyasi veya adli hiç fark etmez, kadınlar her türlü şiddete maruz kalıyor. Ama Kürt siyasi kadınlara daha fazla ve artarak devam eden şiddet ve kötü muamele var” sözlerini kullandı. Süngerli odanın tanımına dair açıklamalarda bulunan Eren Keskin, “Cezaevlerinde bir izolasyon sistemi var. İnsanları tek kalmaya mahkum ediyorlar. Ortak alan kullandırılmıyor.
Bir de ceza uygulaması olarak konulan süngerli oda diye bir oda var. Her yeri süngerle kaplı, hiçbir şekilde ses geçirmeyen, insanı yalnızlaştıran ve son derece hijyensiz odalar bunlar. Bu cezaevi içinde cezaevi uygulaması. Kadınlara bir de hücre cezaları veriliyor. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde kadınlar kendi aralarında muhabbet yaparken not almışlar deftere. ‘Niye bu defteri tutuyorsunuz?’ diye o odada bulunan tüm kadınlara 10’ar günlük hücre cezası verildi. Ağır kalp hastası Fatma Tokmak’a da hücre cezası verilmişti ve en son görüştüğümde durumu çok ağırdı” şeklinde konuştu.
‘Tutsaklar ana muhalefetin gündemine girmeli!’
Tutsaklara yönelik ağır uygulamalar hayata geçirildiğini kaydeden Eren Keskin, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana muhalefet sadece kendisine yakın olup cezaevinde bulunan insanların haklarıyla ilgileniyor. Oysaki cezaevinde adli ve siyasi mahpuslar çok büyük haksızlıklara maruz kalıyorlar. Bu konunun ana muhalefetin gündemine girmesi gerekiyor.”