Giyadîn’de siyanür tehdidi: Topraklarımızı satmayacağız!
- 09:02 29 Kasım 2024
- Ekoloji
Memihan Zeydan
AGIRÎ - Giyadîn ilçesine bağlı köylerde yürütülen siyanür madeni çalışmaları bazı köylerin boşaltılmasına yol açarken, halk göçe zorlanıyor. Siyanür tehdidiyle karşı karşıya olan kadınlar, “Madeni kabul etmiyoruz. Toprağımıza zehir yaymaya çalışıyorlar, burası bizim vatanımız, vatanımızı bırakıp gitmeyeceğiz” dedi.
Agirî’nin Giyadîn (Diyadin) ilçesinde, Koza Holding'in iki yıl önce kurduğu siyanür maden çalışmaları sürüyor. Maden ocağının Giyadîn’in Ûlikent, Bilîgana Jorê, Bilîgana Jirê, Seîd Beg, Mele Qede, Gêdûk, Tendûrek köylerine yakın bir yerde kurulması nedeniyle köylüler arsalarını satarak köylerini terk etmek zorunda bırakıldı. Maden çalışmalarının devam etmesi halinde ise köyde kalan köylüler, göçe zorlanacak.
Köylüler arsalarını satmak için tehdit edilmiş
Köylerin çoğunda arsalarının bir kısmını veya tamamını satmak zorunda bırakılıp göçertilenler varken, Ûlikent köy halkı iki yıldır madene karşı direnerek, toprağına sahip çıkıyor. Köy halkı, maden ocağının ilk kurulduğu süreçte, halkı arsalarını satmaya ikna etmek için köy muhtarının ve erkeklerin tehdit edildiğini belirtti.
Maden ocağına karşı iki yıldır direnen Ûlikent köyündeki kadınlar maden çalışmalarına dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Dinamit patlatıyorlar, evler sallanıyor’
Köylerinde maden olmasını istemediklerini ve bu durumu kabul etmediklerini belirten Mazlume Taylan, “Bütün milletler bize hep ihanet, zulüm ve hakaret etmişler. Bu hakkı kimseye vermiyoruz. Çekip gitsinler buradan. Dinamit patlatıyorlar, evler sallanıyor. Evimizde uyumaya korkuyoruz. Bu kadar dinamiti neden patlatıyorlar onu da bilmiyoruz. Biz istemiyoruz. Yapmak istiyorlarsa bizi ya sürgün edecekler ya da öldürecekler. Ben kabul etmiyorum. Geçen yıldan beri bununla mücadele ediyoruz iki yıldır var bu madenler. Bu, halka zulümdür” dedi.
Para teklifi
Mazlume Taylan, patlatılan dinamitlerden dolayı günlük işlerini dahi rahat yapamadıklarını ifade etti. Yapılmak istenen madenin tehlike arz ettiğine dikkat çeken Mazlume Taylan, “Zehir çıkarmaktan bahsediyorlar. Bizi düşünmüyorlar. Biz kabul etmiyoruz. Para teklif ediyorlar tek maaşla geçiniyorum yine de kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.
‘Her açıdan zararlıdır’
Köylerini terk etmeyeceklerine vurgu yapan Ferice Engin, madenin bir faydası olmadığını ve istemediklerine değindi. Ferice Engin, “Bize bir faydası olmadığı gibi tehlikelidir de niye isteyelim? Hayvancılık yapıyoruz hayvanlarımız nereden su içecekler nerede otlatacağız? Çocuklarımız içinde zararlı. Pancar toplamaya gidiyoruz, derenin suyunu içiyoruz, bulaşıklarımızı yıkıyoruz. Her açıdan zararlıdır. Sürekli dinamit patlamaları oluyor, bütün köyü toz duman sarıyor” sözlerini kaydetti.
‘Toprağımızı satmamızı istiyorlar’
Köylerinden çıkmayacaklarının altını çizen Ferice Engin, “Burası bizim vatanımız nasıl vatanımızı bırakıp gidelim. İki yıldır maden yapılmasına karşı köy olarak direniyoruz. Bizden toprağımızı onlara satmamızı istediler ama kabul etmedik. Tehlikeli olduğunun farkındayız. Köyümüze maden yapılmasını istemiyoruz. O dinamit patlamalarının da sesinden de çok rahatsız oluyoruz. Köyümüzü bırakıp gitmeyeceğiz, direneceğiz” diye konuştu.
‘Köyümüzde maden istemiyoruz’
Madenin köylerini yıkacağını söyleyen Yıldız Engin, madeni istemediklerini vurguladı. Yıldız Engin, dinamit patlamaları sonucu köye toz duman dolduğu için evlerden çıkamadıklarının altını çizdi. Yıldız Engin, “Köyümüzde maden istemiyoruz. Atamızın toprağı burası bırakıp nereye gidelim? Evimizin önüne bir şirket kurmuşlar çocuklarımız da çıkamıyorlar. Tehlikelidir kabul etmiyoruz. Hayvanlarımız için tehlikeli, bizim için tehlikeli. Köyümüzü nasıl bırakalım eşimiz, dostumuz burada, kaybettiğimiz yakınların cenazelerini buraya gömdük. Bırakamayız” şeklinde konuştu.
‘Bir çocuğumuz hayatını kaybederse ne yapacağız?’
Neriman Özer de maden şirketini ve maden yapılmasını istemediklerini belirterek, maden yapımı için dinamit patlamaları olduğunu ifade etti. Patlamalardan rahatsız olduklarını söyleyen Neriman Özer, “Bu şirketleri burada kesinlikle istemiyoruz. Burası bizim yerimiz başka nereye gideceğiz? Bu şirketler bize zarar veriyor. Tozdan günlerce evden çıkamıyoruz. İşlerimizi yapamıyoruz, çocuklarımızın oyun oynamaya gittikleri yerlerin yakınlarında patlamalar oluyor. O patlamalarda bir çocuğumuz hayatını kaybederse ne yapacağız? O zehri köyümüze yaydıklarında hayvanlarımız o zehirden ölürse ne yapacağız” diye sordu.
‘Topraklarımıza zehir yaymaya hakları yok’
Neriman Özer, topraklarını satmayacaklarının altını çizerek, “Atalarımız burada büyümüşler biz de burada büyüyeceğiz. Sonucu ölüm bile olsa topraklarımızı onlara satmayacağız. Nereye gitmemizi istiyorlar? Burası bizim köyümüz başka yerde nasıl geçineceğiz? Topraklarımıza zehir yaymaya hakları yok. Sabaha kadar patlamalar oluyor çocuklarımızı korkudan uyuyamıyor, sürekli ağlıyorlar. Ne verilerse versinler toprağımızı satmayız, burayı bırakıp gitmeyiz” ifadelerini kullandı.
‘Memleketimize bunun yapılmasını istemiyoruz’
Nuran Demir de maden şirketlerinin sadece köyler için değil bölge için de zararlı olduğunu belirtti. Köylere yakın yerlerde dinamitlerle yapılan patlamaların köyde deprem etkisi yarattığını ifade eden Nuran Demir, “Patlamalardan sonra köyü toz kaplıyor, dışarı çıkamıyoruz. Köyümüzden geçen dere Fırat Nehri’ne kadar uzanıyor yapılmak istenen maden çok büyük bir zarara sebep olur. Memleketimize bunun yapılmasını istemiyoruz. Kabul etmiyoruz. En başında beri istemiyorduk ve buna karşı direnişimiz devam edecek” sözlerini kullandı.
‘Biz hep buradayız’
Maden ocağına doğru giderken yol kenarında bulunan ve tehdit altındaki köylerdin biri olan Bilîgana Jirê köy sakinlerinden soyismini paylaşmak istemeyen Engül ise maden ocağının gürültüsünden rahatsız olduklarını söyledi. Engül, sık sık patlamalar yapıldığını ve evlerinin çok fazla salladığına değindi. Engül sözlerini şöyle sürdürdü: “Buraya siyanür çıkarmaya gelenler milletin elinden evlerini aldı. Çocuklar, kadınlar ve hayvanlar için zararlı. Tozdan, dumandan nefes alamıyoruz artık. Mecbur kalıp gidenler de oldu köyden. Bazen evler öyle sallanıyor ki deprem sanıyoruz. Nereye gideceğiz, niye gideceğiz? Biz hep buradayız.”