Birçok kentte gözaltılara tepki
- 16:26 27 Kasım 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Gazeteci, siyasetçi, avukat, akademisyen, şair ve yazarların da aralarında olduğu 200'ü aşkın kişinin gözaltına alınması birçok kentte protesto edildi.
Amed, Şirnex, Dêrsim, Bedlîs, Riha, İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale ve daha birçok kentte dün yapılan ev baskınlarında aralarında gazeteci, siyasetçi, insan hakları savunucusu, yazar ve şairin de olduğu çok sayıda isim gözaltına alındı. Gözaltılar, bugün birçok kentte protesto edildi.
Mersin
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, ülke genelinde yapılan gözaltılara tepki göstermek için Özgür Çocuk Parkı'nda açıklama yaptı. “Hukuksuz gözaltına alınanlar serbest bırakılsın” pankartının açıldığı eyleme çok sayıda kurum temsilcisi ve platform bileşeni katıldı. Mersin Emek ve Emek Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü ve Tüm Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Mustafa Özbay, "Sendikacıların, demokratik kurum temsilcilerinin, siyasi parti yöneticilerinin, gazetecilerin gözaltına alınması siyasi iktidarın gücünün değil güçsüzlüğünün kanıtıdır” dedi.
Açıklama sloganlarla sona erdi.
Adana
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nda gözaltına alınan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Avukat Şiar Rişvanoğlu için Adana Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Burada konuşan Av. Baran Taygun Metin, meslektaşlarının sadece bir kişinin ifadesi ile gözaltına alındığı bilgisi aldıklarını paylaştı. Metin, “Avukatlara ve hak savunucularına yönelik devlet eliyle saldırılarla güne başladık. Baroya haber verilmeden yapılan baskın hukukun açık ihlalidir” dedi.
Adana Barosu’nun eski başkanlarından Mengücek Gazi Çıtırık, avukatlık mesleğinin siyasi iktidar tarafından şekillendirilemeyeceğini vurgulayarak, meslektaşlarına destek çağrısında bulundu. Gazi Çıtırık, "Biz bu mücadeleyi büyütmek ve toplumsal tabana yaymak zorundayız. Türkiye bugünleri aşacak, ancak dayanışma olmadan bu mümkün değil" diye konuştu.
İzmir
DİSK Ege Bölge Temsilciliği de Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan ve Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy'un gözaltına alınmasına ilişkin Konak SGK önünde açıklama yaptı. "Gözaltılar, baskılar bizi yıldıramaz. Hukuksuzluğa karşı boyun eğmeyeceğiz" pankartının açıldığı açıklamaya TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir ve İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ile çok sayıda işçi katıldı.
Açıklamada konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, gözaltıların hukuksuz ve keyfi olduğunu ifade ederek, Çalışkan ve Göksoy’un tutuklanması halinde tüm DİSK’in sahaya ineceğini ve gerekirse Ankara Adliyesi’ni ablukaya alıp tüm yolları kapatacaklarını söyledi. Yaşanan durumun işçi sınıfı mücadelesine yönelen bir müdahale ve toplumu sindirme politikalarının uzantısı olduğuna işaret eden Memiş Sarı, "Haksızlıkla, hukuksuzlukla DİSK’i teslim alacağını sananları uyarıyoruz. Bu yol ve yöntemlerle DİSK’i susturmaya çalışanlar çok oldu. Hepsinin akıbeti ortada ama DİSK yoluna devam ediyor. DİSK nice fırtınalardan, işçi sınıfının berrak sınıf bilincinin pusulasıyla çıkmıştır ve çıkmaya devam edecektir. Başkanlarımızı evlerini basıp gözaltına alarak, mesnetsiz suçlamalar yönelterek bizi teslim almayı hesap eden varsa buradan ilan ediyoruz: Tarihe bakın ve ders alın. Remzi Çalışkan ve Kemal Göksoy başkanlarımızı hemen serbest bırakın. Artık anlaşılması gerekir ki DİSK haksızlığa ve hukuksuzluğa hiçbir zaman teslim olmadı ve asla teslim olmayacaktır" diye konuştu.
Êlih
DEM Parti Êlih İl Örgütü de Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Êlih Belediye Eşbaşkanları Gülistan Sönük ve Yeşil Işık ile DBP yöneticileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Burada konuşan DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı Mustafa Mesut Tekik, şunları belirtti: “İktidar, bir yandan el uzatıp, barış veya diyalog çağrısı yapıyor diğer yandan kayyımlar atanıyor, insanlar gözaltına alınıp tutuklanıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Sabahın erken saatlerinde evler basılıyor. Emniyete çağrılsa ifade verecek insanların evleri basılıp, gözaltına alınıyor. İktidar samimi ise bu tutumundan vazgeçilmeli.”
Açıklamanın ardından Gülistan Caddesi’ndeki esnaflar ziyaret edildi.
Amed
Amed’de DEM Parti İl Örgütü binasında basın açıklaması yapıldı. "Siyasi soykırım operasyonlarıyla demokrasi inşa edilemez" pankartının yer aldığı açıklamaya, DEM Parti Amed il, ilçe örgütleri, belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyeleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri ve birçok yurttaş katıldı. Açıklamada, “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı.
‘Arkadaşlarımız antidemokratik bir şekilde gözaltına alındı’
Açıklamada ilk konuşan Peyas Belediye Eşbaşkanı Berivan Gülşen Sincar, iktidarın barış için mücadele verenlere karşı antidemokratik bir şekilde saldırdığını söyledi. Berivan Gülşen Sincar, “Aylardır gündemi meşgul eden yoğun gündemler var. Özellikle dün şafak operasyonuyla onlarca arkadaşımız antidemokratik yöntemlerle gözaltına alındı. Ne ile suçlandığına dair hala bir açıklama yapılmadı. Bizler yerel yönetimler olarak hukuk devleti içerisinde baskı mekanizmalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Mevcut duruma baktığımızda hukuktan uzak uygulamalar mevcut. Bu coğrafyada barış iradesinin gasp edilmesine dönük çok ciddi hukuk tahribatı ile karşı karşıyayız. Onlarca yıldır bu coğrafyada barışa saldırılıyor ve bu yönelimi kabul etmiyoruz. Daha cesur adımların atılması gerekiyor diye düşünüyoruz. Bizler kaos ve krizin yaratmış olduğu bütün yıkım süreçlerine tanık olduk. Mevcut ülkemizde yaşanan yoksulluk, derin kriz, toplumsal kutuplaşma, karşıtlaşma siyasetinin tahribatını bu coğrafyada her gün umutsuz bir geleceğe bakıyor olmanın utancıyla yüzleşmek gerekiyor. Daha umutlu bir yaşamı geliştirebilmek adına çözüm adımlarının daha güçlü atılması gerekiyor. Kasım ayı içerisindeyiz, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü etkinliklerini gerçekleştirdiğimiz bir dönemde şiddete karşı sözümüzü tutuğumuzu net bir şekilde ifade ettik. Bizler kadınlar olarak eşit ve özgür bir yaşamda ısrarcıyız” sözlerini kullandı.
‘Kriz ve kaosun çıkışı yoktur’
Toplumsal barış ve onurlu barış için müzakere sürecinin geliştirilebilmesi gerektiğini ifade eden Berivan Gülşen Sincar, “Gözaltına alınan arkadaşlarımızın her ne olursa olsun bir şekilde serbest kalmasına dair umudumuzu da korumak istiyorum. Bu konuda gelişebilecek antidemokratik tüm uygulamalara karşı yıllardır bu alanlarda, bu sokaklarda halkın sesi ve sözü olmayı sürdürenlerin mücadele birlikteliği daha da katlanacaktır. Bugün sessiz kalırsak kendisini kriz üzerinden sürdüren sistemin ne yazık ki çözümsüzlük politikalarının kurbanları daha da çoğalacaktır. Biz bunu kabul etmediğimizi burada tekrar beyan etmek istiyoruz. Onurlu bir barış, bir yaşam için mücadele alanlarında omuz omuza dayanışmada bulunmaya ihtiyaç var ve bunu da sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
'Gözaltına alınanları serbest bırakın'
Ardından konuşan Amed Büyükşehir Eşbaşkanı Doğan Hatun, savaş ortamında barışın inşa edilemeyeceğine dikkat çekti. Doğan Hatun, "Bu arkadaşların ne suçu vardı da gece yarısı evlerini bastınız? Gözaltına alınanlardan biri de arkadaşımızdır. Evi, çalıştığı yeri bellidir. Eğer bir sorun varsa sen bir yazı yazar ve ifadeye çağırırsın. Barış inşa edelim diyorlar. Bu atmosferde barış inşa edilmez. Adımlar net olmalıdır. Bizim kim olduğumuz bellidir. Belediye başkanlarıyız, gazeteciyiz, şairiz. Bu duruşunuzu kabul etmiyoruz. Belediye eşbaşkanımızın evinin basılmasına karşıyız. Bu sizin hakkınız değildir. Ankara'da Meclis’te Kürt meselesinin çözümü için ‘beraber çözelim’ diyorlar. Eğer çözüm bizim yok oluşumuz ise biz bu çözümde yokuz. 8 yıldır kayyımların yarattığı yıkımı tedavi etmeye çalışıyoruz. Politikamız da, biz de meydandayız. Ne yanlış ne doğru herkes biliyor. Bu politikalardan vazgeçin. Hukuksuz uygulamaları kabul etmiyoruz. Gözaltına alınanları serbest bırakın” diye konuştu.
‘Barış için önce tecridi ortadan kaldıracaksınız!’
Son olarak konuşan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, yüz yıldır uygulanan inkar ve imha politikalarına karşı bir türlü başarılı olamayan rejimin hala aynı davranışları göstermekte ısrar ettiğini belirtti. Abbas Şahin, “Özgür basın susunca ülkeyi yönetmek daha kolay olacaktı. Belediye eşbaşkanlarını gözaltına aldınız, tutukladınız. Şimdi ne oldu? Hepsi tek tek çıktı. Bir sonuç alamadınız. İktidar, mahalle baskısı ile muhalefeti sindirmeye çalışıyor. Sindirebildiniz mi? Hayır. Bizler hep şunu söyledik, iktidar kendi kirliliklerinde yok olacak. Yaptığınız askeri operasyonlar hiçbir anlam ifade etmiyor. Önce Kürt sorununu çözeceksiniz! Tecridi ortadan kaldıracaksınız ve Kürt sorununun çözümü için bir masa kuracaksınız. Eğer bu ülke Cumhuriyet ülkesi ise ona göre davranacaksınız” ifadelerini kullandı.
Açıklama, “Jin jiyan azadî” sloganı ile son buldu.
Ankara
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri Sakarya Caddesi’nde gözlaltılara karşı basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını platform adına Zelal Mukaddes Angay okudu. Aralarında gazeteci, akademisyen ve belediye eşbaşkanlarının da olduğu gözaltılara dikkat çekilen açıklamada, AKP’nin kurduğu iktidarının, gerici, faşist rejimini tesis ettiği belirtildi. İktidara geldiği günden bu yana önünde engel olarak gördüğü tüm muhalefet kesimlerine karşı yargı sopasını kullanmaktan çekinmediğine dikkat çekilerek, devamında şunlar söylendi: “Kendinden olmayan herkese kin duyanların yarattığı gözaltı ve tutuklamalarla, şafak operasyonlarıyla emek ve demokrasi güçlerine boğmaya çalışıyor. Gözaltına alınan herkesin adresleri belli olup çağrılma durumunda ifade vermeye gidebilecek kişilerdir. Ancak iktidar gözaltı yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır.
‘Yürütülen mücadele kriminalize ediliyor’
Basın açıklamalarına, mitinglere katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki paylaşımlar ve benzeri demokratik eylem ve etkinlikler anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle değil gözaltına alınmak, soruşturma açılması dahi anayasa ihlalidir. Gizlilik kararları, avukat görüş yasaklarından kaynaklı dosyaların içeriğini henüz öğrenemedik ancak uzun yıllardır süregelen uygulamalardan biliyoruz ki bu tür operasyonlar hukuki gerekçelerden öte siyasi amaçlar taşımaktadır. Yönlendirilmiş sahte tanık ifadeleriyle en meşru ve demokratik haklar kullanılarak yapılan basın açıklamaları, yürütülen sendikal mücadele kriminalize edilerek yargı, toplum üzerinde bir sopa olarak kullanılmaya çalışılmaktadır.”
‘Gözaltındakiler derhal serbest bırakılmalı’
Tam anlamıyla hukuktan uzak uygulamaların amaçlarının topluma korku salmak olduğu ifade edilen açıklamada, “Yıllardır aynı yöntemler kullanılmakta, zorla, baskılarla, göz altılarla toplum dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Bu amaç ve yöntemler hiçbir toplumsal sorunu çözmediği gibi çözümsüzlüğü derinleştirmeye devam etmektedir. Baskılar ne kadar artarsa artsın demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi her zaman devam etmiş, bugün de öyle olacaktır. Basına düşen gözaltı listelerine baktığımızda tüm toplumsal kesimlere dönük bir operasyon olduğu görülmektedir. Dolayısıyla tüm toplumsal kesimler bu uygulamaları iyi okuyup karşısında ortak, birleşik bir mücadele geliştirmelidir. Demokratik haklarımıza sahip çıkmalı, yargı eliyle yapılan bu saldırılara hep birlikte karşı çıkmalıyız. Ankara Emek ve Demokrasi Platformu olarak buradan ifade ediyoruz: Yapılan ev baskınları ve gözaltılar hukuksuzdur. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, toplumsal muhalefet yürüten kesimler üzerindeki baskılar sonlandırılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.