Ankara Katliamı: Gerçek sorumlular 8 yıldır açığa çıkarılmış değil!

  • 09:02 8 Ekim 2023
  • Güncel
 
Dilan Babat
 
ANKARA - Ankara Katliamı’nın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen “firari” olanlar hala bulunmadı, katliamı gerçekleştirenlerin Dîlok sınırından Ankara’ya geldiklerine dair bilgiler netleştirilmedi, katliamda ihmali bulunan kamu görevlileri için yapılan suç duyuruları da sürekli reddediliyor. 
 
Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için Türkiye ve Kurdistan’dan yüzlerce insan 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı Meydan’ında bir araya geldi. Mitinge yönelik gerçekleştirilen DAİŞ saldırısında Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından biri yaşandı. Saldırıda 103 kişi hayatını kaybederken, 500’ün üzerinden kişi yaralandı. Ankara Katliamı’nın üzerinden geçen 8 yılda dosyada aileler istedikleri adaleti bulamazken, katliamı gerçekleştirenler hakkında da hala somut bir adım atılmış değil. Katliamın 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 tarihlerinde olması ise daha fazla soru işaretini beraberinde getirdi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” sözlerinin ardından davada Ahmet Davutoğlu’nun dinlenilmesi talebi her defasında reddedildi.
 
Ankara Katliamı’na ilişkin açılan davanın dosyasında nelerin yer aldığını derledik.
 
Çevirmeye takılan canlı bomba aracı sorunsuz geçti
 
Suriye’de DAİŞ tarafından eğitilen Yunus Emre Alagöz ve ismi öğrenilmeyen yabancı uyruklu olarak bilinen bir kişinin daha Suriye sınırından Dîlok’a  (Antep) gidildiği dosyada yer aldı. DAİŞ’in Antep emiri olarak bilinen Yunus Durmaz’ın yardımcısı Halil İbrahim Durgun ve Yakup Şahin’in 9 Ekim 2015 tarihinde Ankara’ya geldiği dosyada yer aldı.  Adana’da iki kez aynı polis çevirmesine takılan DAİŞ üyelerinin geçişlerine izin verildiği ve canlı bombaların olduğu aracın ise sorunsuz geçtiği de sıkça davada dile getirilen konulardan biri oldu.
 
Güvenlik önlemleri kaldırıldı
 
Ankara Tren Gar’ı önünde bir araya gelen binlerce kişi polis arama noktalarının olmadığını belirtirken, dosyada dikkat çeken bir diğer durum ise, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından DAİŞ’in canlı bomba saldırısı düzenleyeceğine yönelik haberdar olmasıydı. Buna ilişkin “DEAŞ’ın yapmaya karar verdiği büyük bir eylem için seçtiği grubu Suriye’deki bir kampta özel eğitime aldığı, eylemin uçak, gemi, kaçırma yada miting, kalabalık yerde çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde olabileceği” ifadeleri dosyada yer aldı. Verilen istihbaratta rağmen tek bir önlem alınmazken, emniyet ve MİT’e DAİŞ’in saldırı düzenleyeceğine dair 62 ayrı istihbarat notu ulaştığı ortaya çıktı.
 
Sadece personeller uyarıldı
 
Katliamdaki ihmaller silsilesi bununla da sınırlı kalmadı. 14 Eylül 2015 tarihinde, yapılan güvenlik toplantısında, emniyet personellerine, “canlı bomba saldırılarına karşı duyarlı olun” uyarısında bulunduğu ortaya çıkarken, yapılan bu toplantının ardından mitingi düzenleyenlere ilişkin herhangi bir uyarıda bulunulmadı. Katliamın göz göre gelmesini bekleyen yetkililer, sadece DAİŞ üyelerinin yaptığı canlı bombaları saklamadı. Canlı bombayı Ankara’ya getirten, DAİŞ’li Yakup Şahin’in, katliamdan 11 gün önce Dîlok’un Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığı emniyet tarafından tespit edildi. Gübre bayisi sahibinin ihbarı üzerine kamera görüntülerinden kimliği tespit edilen Yakup Şahin hakkında herhangi bir gözaltı kararı çıkarılmadı. Yakup Şahin’e dönük bu durum bir buçuk yıl boyunca kamuoyundan saklandı, bilgiler ise mahkemeye gönderilmedi.
 
35 kişi hakkında dava açıldı
 
2016 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, katliama ilişkin yürüttüğü soruşturma sonucunda aralarında DAİŞ’in Türkiye emiri olduğu belirtilen İlhami Balı’nın bulunduğu 35 kişi hakkında dava açtı. Faillerden 18’i firariyken, 19’u ise tutuklu yargılanıyordu. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç hakkında "100 kişiyi kasten öldürme" suçlamasından 100'er kez; "anayasal düzeni ihlal" suçundan ise 1'er kez olmak üzere toplamda 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Aynı kişiler için ayrıca 20'si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 11 bin 730'ar yıl hapis cezası talep edildi. İddianamede patlayıcı yapımında kullanılan malzemeleri Ankara'ya getirdiği belirtilen bu isimlerden Resul Demir, Metin Akaltın, Yakıp Şahin ve Hüseyin Tunç hakkında ayrıca "örgüt faaliyeti çerçevesinde izinsiz tehlikeli madde bulundurmak, nakletmek" suçundan 24'er yıla kadar hapis cezası istendi. Erman Ekici hakkında da  “İŞİD silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan istenen hapis cezası ise 22 yıl 6 ay.
 
101’er kez ağırlaştırılmış müebbet cezası
 
İddianamede firari olan İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur hakkındaki davaların ayrılmasını ve yargılama sırasında ölen faillerden Mehmet Kadir Cabael hakkında açılan davanın ise düşürülmesini talep edildi. İddianamede, saldırı talimatının da DAİŞ yöneticisi ve Türkiye sorumlusu olarak tanımlanan İlhami Balı tarafından verildiği belirtildi. Dava sonunda da 9 kişiye "Anayasal düzeni ihlal" suçundan birer kez, "kasten öldürme" suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
 
Kamu görevlilerine dönük şikayet işleme alınmadı
 
Verilen cezalar, katliamında yakınlarını kaybeden aileler için tam anlamıyla gerçek bir adalet sağlanmadığı yönünde olsa da aileler, istihbarat bilgilerine rağmen ihmali olan kamu görevlileri hakkında da şikâyetçi oldu. Kamu görevlilere dönük ailelerin yaptığı şikayetlere rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurularını iki kez işleme koymama kararı aldı.
 
Verilen cezaların bir kısmı bozuldu
 
Yapılan yargılamaların ardından 29 Temmuz 2022 tarihinde, Yargıtay 3’ncü Ceza Dairesi, katliamın temyiz incelemesini tamamladı. 19 sanığın farklı mahkumiyet kararları aldığı davada 9 kişiye verilen 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onandı. 391 kez öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hapis cezalarının bir bölümü ise eksik inceleme gerekçesiyle bozuldu. Yargıtay, mitinge katılan ve katliamda bazı üyeleri hayatın kaybeden veya yaralanan TTB, KESK, DİSK, TMMOB, Halkevleri, EMEP,  Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve Emekçi Hareket Partisi, HDP, CHP, İnsan Hakları Derneği ve katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri tarafından kurulan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin katılan sıfatıyla yaptığı temyiz başvurusu için ret kararı verdi.
 
Dava sürüyor
 
Yargıtay’ın katliamın ana davasının bir kısmını bozmasının ardından ilk duruşma, 19 Ekim 2022 tarihinde görüldü. Duruşmada, mahkeme davayı, firari olanlar yönünden devam eden 10 Ekim Gar Katliamı Davası ile birleştirme kararı aldı. Dava hala devam ediyor.
 
Yarın: Ankara Katliamı Davası avukatlarından Senem Doğanoğlu dava sürecini değerlendirdi.