
Vartinis’te katledilenler anıldı: Unutturmayacağız!
- 16:28 3 Ekim 2023
- Güncel
MÛŞ - Vartinis Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak için yapılan açıklamada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, davanın zaman aşımına uğratılmasına izin vermeyeceklerini, katliamı unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyledi.
Mûş’un (Muş) Til (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde 3 Ekim 1993 tarihinde evleri ateşe verilerek aynı aileden 9 kişinin yakılarak katledilmesiyle ilgili Yargıtay’ın bozma kararı sonrası yeniden başlayan ve 3 Ekim’de zaman aşımı riski ile karşı karşıya kalan Vartinis Davası'nın yıldönümü dolayısıyla anma gerçekleşti. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mûş il ve ilçe örgütleri ile çok sayıda oluşan heyet Vartinis Köyü’ne gitti. İlk olarak köyde Öğüt ailesinin evini ziyaret etmek isteyen heyet, valiliğin yasak gerekçesiyle engellenmek istendi. Yapılan engellemeye karşı heyet, köy girişinde açıklama yaptı. Açıklamada Saliha Aydeniz konuştu.
‘Yüzyıllardır bu katliamları yaşıyoruz’
3 Ekim 1993’te Vartinis’te bir katliamın yaşandığını ve 10 kişinin katledildiğini hatırlatan Saliha, katledilenlerden birinin hala doğmadığını, anne karnında katledildiği vurguladı. Devletin Kürt halkına gördüğü yaşam şeklinin bu olduğunu söyleyen Saliha, “Anne karnında bile Kürt halkına yaşam hakkı tanımayan bu devletin bugün de burada köye girip bu katliamı anmamızı engellemeleri aslında tam da devletin halka reva gördüğünün çok net görüntüsüdür. Bu devletin Kürt halkına reva gördüğü anne karnındaki bebeği bile katletmektir. Bunu çok net gördük. Yüzyıldır yaşıyoruz, 50 yıldır yaşıyoruz. 93’ten bu yana 30 yıldır da yaşıyoruz. 3 Ekim’de 30 yıl geçti, içinde daha doğmamış çocukla beraber 8 çocuk, anne ve baba katledildi. O katliamda canlı kurtulan Aysel Öğüt yaşadıklarını anlatmasaydı bu devlet bunun üstünü daha önce yaşanan onlarca olayı nasıl kapattıysa Vartinis Katliamı’nın da üstünü kapatmanın derdindeydi. En çok 93’te güvenlik bölgelerinin ilan edildiği burada, Murat Nehri’nin kenarında kurşuna dizilmelerle, burada başka köylerde bağlanarak yakılan ve başka olayların üzeri kapatıldı, zaman aşımına uğratıldı” dedi.
‘30 yıl değil, 300 yıl da geçse unutmayacağız’
Vartinis davasının zaman aşımına uğratılmak istendiğine dikkat çeken Saliha, Vartinis davanın da diğer davalar gibi zaman aşımına bırakılmak istendiğini vurguladı. Saliha, “Olayın yaşanmasından hemen 5 gün sonra apar topar görevsizlik verilmesi meselesi bile bu devletin bu olayı nasıl kapatmak istediğinin çok net göstergesiydi. Ama canlı kurtulan Aysel Öğütle bu olay bugün tarihte yerini aldı ve bu devletin halka çoluk çocuk demeden katliamının bir somutunu ifade etmiştir. Bu tür müdahalelere rağmen bu ülkenin hakimi savcısı o dönemin yüzbaşısı Bülent Karaoğlu’nun isteyerek bu katliamı gerçekleştirdiğine hükmetmiştir. Ama iki yıldır Karaoğlu yakalanmamaktadır. Bu yakalanmama meselesi bile aslında cezasızlık politikasının bir devamıdır. Diğer davalarda da zaman aşımıyla cezasızlık politikası nasıl uygulanmak isteniyorduysa, bununla da bunu yapmak istiyorlar. Katliamın üzerinden 30 yıl geçti ve bu dava da zaman aşımına uğratılmak isteniyor. Ama 30 yıl değil, 300 yıl da geçse bu halk kendisine yapılanı, anne karnında katledilen bebeğin hakkını unutmayacak ve unutturmayacak. Bugün bu ülkenin cumhurbaşkanı çıkmış herkesi kapsayan bir anayasadan bahsediyor. Biz de buradan soruyoruz; bu anayasa kimin anayasası? Eğer bugün ben ve yöneticilerimiz Vartinis köyüne giremiyorsak, 30 yıl önceki katliamı ülkenin hakimleri ve savcıları kanıtlamış olmalarına rağmen orada bir anma gerçekleştiremiyorsak hangi anayasadan bahsediyoruz?” diye sordu.
‘Bu davanın takipçisiyiz’
Valinin iktidarın memurluğunu yürüttüğünü ve iktidarın talimatıyla Vartinis köyüne girmelerinin engellendiğini ifade eden Saliha, “Buradan bu yaklaşımı şiddetle kınıyoruz. Vartinis’in zaman aşımına uğratılarak unutturulmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu katliamları ve buna benzer onlarca katliamın tamda sebebinin yüz yıllık Kürt düşmanlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Ama Kürt düşmanlığı bu ülkeye kazanç getirmemiştir. Daha fazla gözyaşı, kan ve yıkım çoklu krizler yaratmıştır. Bugün ülkenin içinde bunduğu krizler ortadadır. Bu krizlerin sebebi Kürt düşmanlığı ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrardır. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’ye demokrasi gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu düşmanlığın Türkiye’ye demokrasi getirmek yerine daha çok çoklu krizlere ve anti demokratik yönelimlere zemin olacağını hepimiz bugün bu köye bırakılmayarak çok net görüyoruz. Biz de buradan parti yöneticileri olarak bu olayın kaç yıl geçerse geçsin bu olay zaman aşımına uğratılarak diğer dosyalar gibi tozlu raflara kaldırılsa da biz asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Doğmamış bebeğin ve Öğüt ailesinin de hakkını sonuna kadar savunacağız ve mücadelesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Biz bugün burada köye giremedik. Ama bu devletin ve iktidarın düşmanca politikalarının ayıbı olsun. Tarih sahnesinde, tozlu raflarında onlar yerini alacak. Ama bizim onurlu, dik ve mücadeleci duruşumuz her yerde her zaman olacaktır. Katledilenleri saygıyla anıyoruz. Bu davanın da takipçisi olmak istiyoruz” dedi.
Açıklamanın ardından heyet, köye giren heyet, katliamda yakılan ve daha sonra müzeye dönüştürülen Öğüt ailesinin evini ziyaret etti.