Dicle Müftüoğlu: Gurbetelli medyada algıları yerle bir etti

  • 09:02 3 Ekim 2023
  • Güncel
 
 
Dilan Babat 
 
ANKARA - Kürt Kadın Gazeteciler Günü’nü cezaevinde karşılayan DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Gurbetelli Ersöz’ün erkek aklının hakim olduğu medyada algıları yerle bir ettiğini söyledi. Dicle, “Nagihan Akarsel, Nujiyan Erhan, Deniz Fırat, Ayfer Serçe, hem mücadeleleriyle hem de biz kadın gazetecilere nasıl bir yolda yürümemiz gerektiğini gösterdi” dedi.
 
Türkiye’de ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni olarak tarihe geçen Gurbetelli Ersöz’ün, 7 Ekim 1997 tarihinde yaşamını yitirmesinin üzerinden 26 yıl geçerken, bu gün, 7 Ekim 2014 tarihinde Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak ilan edildi. Tüm baskılara rağmen gerçekleri duyurma mücadelesi sözü veren Gurbetelli, “Erkekle savaşmak kadar, kadını kendimde başlatarak güzelleştireceğim” diyerek, Türkiye’de ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni olmasını, “Tabi ki, Kürt kadının Genel Yayın Yönetmeni olması çok önemli, son yıllarda Kürt kadını erkekten çok fazla mesafe kat etti. Benim bugün geldiğim yer kendi özel gayretimin yanı sıra bununla da bağlantılı” sözleriyle anlatmıştı. Bir kadın haber ajansı hayali olan Ayfer Serçe ile birlikte Gurbetelli Ersöz’ün ardılları olan Kürt kadın gazeteciler, devraldıkları bayrağı taşımaya devam ediyor.
 
Devralınan miras sürüyor
 
Kürt kadın gazeteciler devraldıkları mirası, Türkiye’de ilk kadın haber ajansı Jin Haber Ajansı’nı (JINHA) 8 Mart 2012 tarihinde kurarak devam ettirdi. Kürt basınında büyük bir role sahip olan JINHA, 30 Ekim 2016 tarihinde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. Gazeteciler, 19 Aralık 2016 tarihinde ise Gazete Şûjin ile yayın hayatına devam etti. Kürt kadın gazetecilerin verdiği mücadeleye ket vurmak isteyen iktidar,  25 Ağustos 2017 tarihinde KHK ile Şûjin’i kapattı. Kadın haberciliğinde ısrar eden Kürt kadın gazeteciler, “Kadının kalemiyle hakikatin izinde” şiarıyla 25 Eylül 2017 tarihinde JINNEWS İle yollarına devam etti. Sadece bununla da yetinmeyen kadınlar, 9 Ocak 2018 tarihinde JIN TV’yi kurdu.
 
3 Mayıs Dünya Gazeteciler Günü’nde tutuklanan ve 6 aydır Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, 7 Ekim Kürt Kadın Gazeteciler Günü dolayısıyla ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Hem erkekle hem de kendileri ile mücadele ettiler’
 
Sözlerine, “Biz kadın gazeteciler bakımından bir yol gösterici, öğretmen olan Gurbetelli Ersöz’ü saygı ve minnetle anıyorum” diyerek başlayan Dicle, Gurbetelli’nin erkek aklının hakim olduğu medyada algılarının yerle bir ettiğini söyledi. Dicle, “Türkiye’de bir gazetenin yayın yönetmenliğini yapan ilk kadın oldu. Elbette özgür basının önemli alanlarından biri olan ‘Özgür Gündem’ gazetesi gazetecilikte ‘alternatif’, ‘muhalif’ gibi tanımların ardına konmadan gerçek gazeteciliği yaratan alanlardan oldu. Yazılmayanı yazdı hem de tüm engellemelere rağmen bunu yaptı. Bu noktada özgür basının, kadın özgürlükçü bakış açısı kendini gösterdi. Elbette Gurbetelli gibi öncü kadın gazetecilerin mücadelesi bu bakış açısının şekillenmesi ve kalıcılaşmasında etkili oldu. Gazetecilik gibi bilgi ve iktidar alanı olmayan çok müsait bir ortamda elbette Gurbetelli ve ardılları yeniyi yaratmak için hem erkeklerle, yeni erkeklikle hem de kendileri ile mücadele etti. Bu anlamda genel medya algısında, birçok algıyı ters yüz ettiler. Kadınları sadece işin ekranında tutmaya çalışan anlayışın karşısında kadının işin mutfağında (haber merkezi) yönetiminde ve en iyi şekilde başarabileceğini ortaya koydu. Başta Kürt kadın gazeteciler olmak üzere gazeteciler bakış ve kararlı duruştan ciddi bir güç aldı. O tarihten günümüze ajanstan prodüksiyon şirketine, televizyon kanalından dergisine kadar kadın odaklı yayıncılık yapan bir basın organı açıldı. Kadınlar bu kurumun mutfağından, kamera arkasına, ekran önünden haber merkezine kadar tüm alanlarında yer alarak kendi renklerini ortaya koydu” dedi.
 
‘Kadın odaklı haberciliğin gelişmesine ön ayak oldu’
 
Gubetelli’nin kadın odaklı haberciliğin gelişmesine ön ayak olduğunu vurgulayan Dicle, başarılan ilklerin tüm dünyayı etkilediğini ve habercilik anlamında bir dilin oluşmasını sağladığını belirtti. Dicle, “Dün kadına yönelik şiddet ve katliamları gerekçelendiren, kadını suçlayan, magazinleştiren anlayış kendine biraz da olsun çeki düzen vermeye başladı. Tamamının ise toplumsal dönüşüm ve kadın mücadelesiyle paralel olarak dönüşebileceğini belirtebiliriz. Yine kadın haberciliği bakımından bir kaynak oluşturuldu. Kendimde dahil, gazeteciler bir haber yaparken, JINNEWS’e bakıp o tarz haberin nasıl işlendiğine bakma ihtiyacı duyuyor.  Ya da birçok gazete, TV artık kadınların salt öldürüldüklerinde değil, mücadele ettiklerinde de haber yapıyor. Kadın sayfaları ve bültenleri hazırlıyor” diye belirtti.
 
‘Hakikat engellenmek isteniyor’
 
Türkiye gibi anti demokratik, despot ve faşizmin yürürlükte olduğu ülkelerde halkların nefes alamaz duruma getirildiğini kaydeden Dicle, şu ifadeleri kullandı: “Ekonomik krizler, savaş, Kürt sorunundaki çözümsüzlük, kadın katliamları gibi birçok sorun elbette basın ve ifade özgürlüğünün günden güne yok olmasına neden oluyor. Bu kapsamda internette, haberlere, sitelere erişim engelleri, sansürün farklı biçimleri, ekran karartmalar uygulanıyor. Sahada muhabirlik yapanların haber takipleri, şiddet, gözaltı ve ölüm tehditleri ile engellenmek isteniyor. Kadınlara yönelik saldırıların bu kadar arttığı bir ortamda elbette kadın gazeteciler daha fazla hedef oluyor, çok fazla saldırıya uğruyor. Tüm bunlar da kadını yok etmek, isteyen erkek aklının iktidarda olmasından kaynaklanıyor. Kazanımları ellerinden bir bir alınan, her gün katledilen kadınlar tüm bunlara karşı sözlerini söylemeye devam ediyor. Türkiye’de toplumun en büyük dinamiğini, sokakta sözlerini söyleyen kadınlar oluşturuyor. Tam da bu nedenle onların sesini yansıtan kadın gazeteciler de hedef oluyor. Kadının özgürlük mücadelesi, hakikatin dünyaya yayılarak yankı bulması engellenmek isteniyor. Bunun Rojhılat’ı besleyen ‘Jin Jiyan Azadi’ direnişini yansıtmaya çalışan Jîna Emînî’nin ailesiyle röportaj yapan gazetecinin tutuklanmasında gördük. Çokça da örneği mevcut.”
 
‘Kadın gazeteciliğini yaygınlaştıramadık’
 
Kürt kadın gazeteciler açısından 30 yıllık bir birikimin söz konusu olduğunu dile getiren Dicle, bu mücadelenin uzun soluklu olduğunu, kendisiyle birlikte birçok şeyin de bu mücadeleyle ortaya çıktığına işaret etti. Dicle, “Birçok gazeteciyi basın kurumları etkiledi. Ancak ortak bir dilin tüm alanlarda yaygınlaşmasını sağlayamadık. Elbette bir kaynak oluşturuldu am abu kaynağın tüm genel tarafından kullanılması bir rehber, sözlük gibi ele alınmasını sağlayamadık. Kadın gazeteciliğini, bu anlamda daha fazla yaygınlaştırmanın ve ortak dilin daha fazla kesim tarafından benimsenmesinin yollarını aramalıyız. Kadın katliamları hala magazinsel olarak işleniyorsa, toplumu olmuş etkiliyorsa bundan bu dili hakim kılamayışımızın etkisi var. Yine hala sahada şiddet, tutuklama, sansür gibi saldırılara da ortak tepkiyi örgütlemek, büyütmek noktasında eksiklik yaşanıyor. Bunu, ortak platformları, terimleri arttırarak, ortadan kaldırabiliriz. Aksi halde erkek egemen bakış açısının çok hakim olduğu alanlardan biri olan gazetecilikte kadın bakış açısını yaygınlaştırmamız mümkün olamaz” dedi. 
 
‘Her koşulda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz’
 
Dicle, Kürt kadın gazetecilere ise şu mesajı gönderdi: “Tekrardan Gurbetelli Ersöz şahsında tüm kadın basın şehitlerini anıyorum. Nagihan Akarsel, Nujiyan Erhan, Deniz Fırat, Ayfer Serçe’yi kadın gazeteciler hem mücadeleleriyle hem de biz kadın gazetecilere nasıl bir yolda yürümemiz gerektiğini gösterdi. Hakikat mücadelesini ömürleri boyunca yürüttüler, yaşamlarını ortaya koydular. Bizler de onların devamcıları olarak her koşulda sözümüzü söylemeye çalışıyoruz. Gurbetellilerin açtığı yolda yürüyen tüm kadın gazetecileri sizler aracılığıyla selamlıyorum. Günümüz kutlu olsun.”