Melek Avcı

 

ANKARA - Jineoloji ve Nagihan Akarsel ile tanışmasını anlatan Rojava Azadî Madrid Kolektifi üyesi Consuelo Núñez, “Kadın bilimi bize tarih ve doğadaki yerimizi tam olarak anlamamız için ihtiyaç duyduğumuz gücü verebilir. Emri veren adamlar, Nagehan'ın kendisiyle temas halinde olan kadınların zihinlerini ve iradelerini geliştirme gücünü ve kapasitesini biliyordu” dedi.

 

Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel, Güney Kurdistan’ın Silêmanî (Süleymaniye) kentinde evinin önünde uğradığı suikast sonucu  4 Ekim 2022’de katledildi. 

 

Katledilişinin yıldönümünde konuşan Rojava Azadî Madrid Kolektifi’nin üyesi Consuelo Núñez, hem Jineolojiyi hem de suikastı değerlendirdi.

 

Jineoloji ile tanışma: Yeni bir bilgi hattı keşfi

 

Consuelo,  Jineoloji ile ilk kez tanışma hikayesini şöyle anlattı: “İlk kez 2017-2018 yıllarında tanıştım kadın bilimiyle. Kaldığım şehirde Jineoloji hakkında bir toplantı vardı ve orada tanıştım. Tam tarihini net hatırlamıyorum. Jineoloji Avrupa Birliği’nden genç bir kadın, kültür merkezinde bir günlük süren bir seminer veriyordu ve ben de buraya davetli olarak katılmıştım. O dönemde enternasyonalist gençler aracılığıyla Kürt hareketiyle bağlantılarım oluşmuştu ve Kürtlerin demokrasi ve özerklik mücadelesi ve ayrıca Kürt halkının tarihi hakkında bilgi sahibiydim ama o toplantının konusu benim için yeni bir bilgi hattıydı. Antik neolitik kültürler hakkında paylaşılan bilgilerin beni çok etkilediğini hatırlıyorum. Çünkü bu anlatılar üniversitede aldığım bilgilerden oldukça farklıydı. Ama çok ilginç bir konuydu ve katıldığım seminer beni bu konuda daha fazlasını okumaya itti.” 

 

‘Yazıları hem duygu hem netlik barındırıyordu’

 

Jineolojiyi keşfederken Nagihan’ın yazılarını okuma fırsatı bulduğunu belirten Consuelo, “Nagihan'ın sadece birkaç yazısını okuma fırsatım oldu. Onunla ilişkim çok kısa ve bir o kadar da duygusaldı. Kadın mücadelesine yönelik çalışmalarının önemini ancak şehadetinden sonra anladım. Özgür Politika için yazdığı ‘Fırtınanın Sezgisi’, okuduğum ilk yazıydı. Aynı zamanda hem duygu hem de netlik barındıran çok güzel bir parçaydı! Hareketlerine o kadar çok duygu katıyordu ki... Yazılarında aşkı damıtıyordu” dedi.

 

‘Nagihan’ın çalışmaları emri verenlerin dikkatinden kaçmadı’

 

Nagihan’a yapılan suikastı onun şahsında Jineoloji ve kadınlara dönük bir saldırı olarak nitelendiren Consuelo, onun çalışmalarının dikkatlerden kaçmadığını belirtti. Consuelo, “Emri veren adamlar, Nagihan'ın kendisiyle temas halinde olan kadınların zihinlerini ve iradelerini geliştirme gücünü ve kapasitesini biliyordu. Onun sözleri, ama özellikle Süleymaniye'deki ve daha önce Kürdistan'ın diğer bölgelerindeki çalışmaları dikkatlerden kaçmadı. O bir öncüydü ama duyguları bayrak gibi taşıyan, kadınların evrensel karakteriyle uyumlu, çok özel bir öncüydü. Biz kadınların mücadelesinde bir dönüm noktasında olduğumuza inanıyorum. Çünkü sadece kendi haklarımız için değil, bu ataerkil dünyada küresel bir değişim için de mücadele ediyoruz. Jineolojinin bu zihniyet değişikliğinde önemli bir rol oynayabileceğine dair bir his var içimde” değerlendirmesi yaptı. 

 

‘Jineoloji tarihteki ve doğadaki yerimizi anlamamız için güç verebilir’

 

Jineoloji kavramını ilk defa 2008 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından “Özgürlük Sosyolojisi” kitabında kullanılmasını değerlendiren Consuelo, şöyle konuştu: “Bilimin-temel uygarlıklardan önceki mitolojiler ve dinler gibi- büyük oranda erkekler tarafından yapıldığı ve hala da öyle olduğu, erkekleri insan toplumları piramidinin zirvesinde tutmak için ataerkil zihniyeti güçlendirmek amacıyla yöntemler kullandığı ve cevaplar verdiği bilinmektedir. Ancak kadınlar bu toplumların yüzde 50'sini oluşturuyor ve biz doğaya erkeklerden daha bağlıyız. Gezegenimiz ataerkil yaşam tarzı nedeniyle ölüyor. Doğayı kurtarmak için kadınların her türlü bilgi ve ortamda mücadele etmesi gerekiyor. Ama önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Çünkü tarihimiz silindi. Kadın bilimi bize tarih ve doğadaki yerimizi tam olarak anlamamız için ihtiyaç duyduğumuz gücü verebilir. Evet, Sayın Öcalan'ın paradigmasına tamamen katılıyorum.”

 

‘Kürt kadınların mücadelesi feminizmin öncüsü’

 

“Kürt kadınların mücadelesinin feminizmin öncüsü olduğuna inanıyorum ve bu birçok feministin de kabul ettiği bir gerçek” diyen  Consuelo, “Ancak batı dünyasındaki kadın hareketleri, Kürt Kadın Hareketi'nin geliştirdiği ideoloji hakkında çok az şey biliyor; onlar işin askeri kısmına, Rojava Devrimi'ne ve kadınların devrime katkılarına dair bazı genel fikirlere daha aşinalar. Ayrıca geliştirilen tüm ideolojik külliyatı derleyip yaymak için de büyük çabalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunu da başka kültürlerdeki kadınların anlayabileceği şekilde yapmak gerekiyor. Yapılacak iş çok büyük” ifadelerini kullandı.