
Çağrı merkezinde taciz, mobbing ve sömürü kıskacındalar!
- 09:06 21 Ağustos 2023
- Güncel
Nujin Nazlıcan Yıldız
WAN - Çağrı merkezinde çalışan müşteri temsilcisi kadınlar, çalışma koşullarının zorluğu karşısında aldıkları ücretin yetersiz olduğunu belirterek, bu sektörde çalışmanın en zor kısmının da erkeklerin sözlü tacizlerine maruz kalmak olduğunu söyledi. Kadınların her alanda çalışması gerektiğini ifade eden kadınlar bunun için çaba göstermenin önemli olduğunu vurguladı.
Çağrı merkezinde çalışanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) istatistiklerine göre Mart 2023 itibariyle, çağrı merkezi çalışan sayısı 10.450 kişi. Ocak-Mart 2023 dönemi itibariyle çağrı merkezinde çalışanların yüzde 71’ini kadınlar oluşturuyor. Öte yandan istatistiklerde çalışanların yüzde 65’inin üniversite mezunu olduğu belirtiliyor. Üniversite mezunları, üniversiteye hazırlananlar iş bulamadıkları için çağrı merkezlerinde çalışmayı tercih etmeye başladı. Çağrı merkezinde çalışmanın “büyük artısı” gibi görünen özelliği ise “evde” çalışma imkânının olması. Bu imkân daha çok kadınlar için bir “artı” olarak değerlendiriliyor. Çağrı merkezinde ağırlıklı olarak kadınların çalışması hem kadınları eve kapatma ısrarını hem de istihdamın sağlanmadığını gözler önüne seriyor. Diğer yandan çağrı merkezinde çalışan kadınlar erkeklerin sözlü tacizlerine de maruz kalıyor. Çalışma koşullarını paylaşan kadınlar, Türkiye’de kadınların her alanda erkeklerden daha fazla zorlandığını söyledi.
Sürekli sözlü tacize maruz kalıyorlar
Çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olduğunu paylaşan Eylem.A, evde çalıştığını ve bu nedenle daha güvende hissettiğini ifade ederek aile fertlerinin de buna olumlu taraftan baktığını kaydetti. Eylem, aldıkları ücretin çalışma koşulları göz önünde bulundurulduğunda yetmediğini belirterek, ”Genel olarak ekonomik kriz olduğundan maalesef yetmiyor. Bir kadın olarak çalışmanın bu sektörde zor olan tarafı sadece kendini bilmez erkeklerin kadına karşı olan tutumu ve sürekli sadece sözlü tacizde bulunmak için kadın ile konuşma isteği oluyor” diye ifade etti.
Mobbing çalışanları oldukça etkiliyor
Eylem, çağrı merkezi çalışanlarının çok fazla mobbinge maruz kaldığını kaydederek, bu durumun çalışanlarda psikolojik tahribata neden olduğunu ve çalışanların çalışma isteğini yok ettiğini belirtti. Eylem, “Bu işte sosyal hayat yok, sosyal hayat diye bir kavram kalmıyor. Sürekli vardiya değişikliği oluyor ve sürekli evde kalmaktan sosyal hayatı maalesef ki unutuyoruz. Sadece sosyal hayat değil aile ile olan bağlar da eskisi gibi olmayabiliyor. Çünkü hep iş başındasın sosyal hayat ve aile kalmıyor sadece dinlenip uyumak istiyorsun” dedi.
‘Evde çalışmamıza rağmen dinlenemiyoruz’
Çağrı merkezinde farklı vardiya şekillerinde çalışıldığını ifade eden Ayşe.O da, sabit bir vardiyanın olmaması nedeniyle zorlandıklarını söyleyerek, “Hafta sonu tatil mümkün değil. Yoğun ve tempolu bir iş hayatı. Bu koşullarda aldığımız ücret de yetmiyor. Alınan ücret ve dışarıdaki hayat asla dengeli olmuyor. Bence maaşta artış olmalı. Hafta sonu dâhil sürekli bilgisayar başında oluyoruz ve evde olmamıza rağmen dinlenme fırsatımız da olmuyor. Ne sosyal hayatımız oluyor ne de düzenli bir çalışma imkânımız. Evde çalışmak çok iyi diyemem ama bu ülkede kadınlar olarak sokağa çıkmaya korkar olduk ve işimiz gereği saatleri çok değiştiği için kendimizi evde daha güvende hissediyoruz. Bazı kadınların aileleri çalışmalarına izin vermiyor, bu işte evde çalışma imkânı olduğu için aileler daha sıcak bakıyor. Bu da kadınları evde tutmak için bir bahane oluyor” şeklinde konuştu.
‘Bu zihniyet devam ettikçe yetersiz istihdam bitmez’
Türkiye’de çalışma hayatında kadın istihdamının yeterli olmadığına dikkat çeken Ayşe, “Bu zihniyet devam ettikçe kadın istihdamı yetersizliği de kadın cinayetleri de bitmez. Bu o kadar acı ve üzücü bir olay ki. Bu düzenin değişmesi için kadınlar olarak hep çabalayacağız. Kadınlar her işi yapabilmeli, kadınlara alan açılmalı. Yoksa evde hapsedilecekler” diye belirtti.
Kullanılamayan mola hakkı
Yaklaşık bir aydır çağrı merkezinde çalıştığını paylaşan Nalin.Y ise günde 9 saat bazen de 11 saat çalıştıklarını ve mesai saatlerinin sürekli değiştiğini sözlerine ekledi. Nalin, “Bundan dolayı sosyal hayatım bitti. Günde 75 dakika mola hakkımız olduğu söyleniyor ama asla 75 dakika mola kullanamadım, bir gün bile. Koşullar böyle olunca verdiğin o zahmetin karşılığını asla alamıyorsun. Asgari ücret alıyoruz ama ben ailemle yaşadığım halde bu ücret asla yetmiyor. İnsanlar burada çalışıp ev geçindiriyor. Bunu asla anlayamıyorum” dedi.
Rahatsız edenlere bile hak vermek zorundalar
Türkiye’de kadınların her iş alanında farklı zorluklarla karşılaştığına değinen Nalin, “Bir kadın olarak çağrı merkezinde çalışmanın erkeklere göre daha mı zor? Evet, çünkü arayan erkekler bazen sadece rahatsızlık vermek için arıyor ve şahsınıza küfür etmediği sürece telefonu kapatmak yasak. Seni rahatsız eden birini bile dinlemek hak vermek zorunda kalıyorum. Ve bunun için rahatsız olduğumu bile söyleyebileceğim kimse yok” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar ucuz iş gücü olarak kullanılıyor’
Kadınlar olarak iş hayatında yer bulamamanın bu ülkenin bir gerçeği olduğunun altını çizen Nalin, aynı zamanda kadınların ucuz iş gücü olarak kullanıldığına dikkat çekti. Nalin, “Erkeklerle aynı ayrıcalıklara sahip olamıyoruz. Çünkü bütün sistem erkeklerin elinde. Ben üniversite mezunuyum KPSS’ye girdim iyi de bir puan aldım buna rağmen ne zaman atanacağım bile belli değil. Kendi sektörüm de erkek egemenliğinde olduğu için özel sektörde çalışmak istemedim ama atanamayınca kendi mesleğimde de iş bulamayınca bu işi yapmaya mecbur kaldım. Ama çok mutsuzum her gün diğerinden daha zor” diye ekledi.
‘Bu işi yapmaya mecbur bırakıldık’
Kadınların kendi alanlarında çalışması gerektiğini vurgulayan Nalin, son olarak şunları söyledi: “Maalesef hepimiz sevmediğimiz meslekleri yapmaya mecbur kaldık. İstifa etmeye çalıştığımızda ‘istifanızı kabul etmiyoruz’ diyorlar sürekli eğitim parası ödersiniz şu kadar para ödersiniz diyerek gözümüz korkutuluyor. Yapılan mobbingin haddi hesabı yok zaten. Bu şartlar altında yaşamak çok zor, her gün istifa etmeye zorlanıyoruz. Çünkü baskı çok fazla ve durmaksızın çalışıyoruz. Ama bu işi yapmaya mecbur bırakıldık. Çünkü iş bulamıyoruz.”