İzmir Dayanışma Gönüllüleri’nden dayanışma ağı kurma çağrısı

  • 14:27 22 Mart 2020
  • Güncel
İZMİR - İzmir Dayanışma Gönüllüleri İzmir’deki yurttaşlara ve yerel yönetimlere seslenerek koronavirüs salgınına karşı “İzmir Dayanışma Ağı” kurulması çağrısında bulundu.
 
İzmir Dayanışma Gönüllüleri, koronavirüs salgınının yarattığı sorunlara karşı İzmir’deki yurttaşlara ve yerel yönetimlere çağrıda bulunduğu bir çağrı metni yayımladı.
 
Çağrıda salgının yayılmamasına karşı evlere kapanmanın sonucunda en aza inen toplumsal ilişkilerin farklı şekillerde yeniden kurularak güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve İzmirli yurttaşların, birçok toplumsal ağdan oluşan büyük bir dayanışma ağı etrafında bir araya gelmesinin önerildiği çağrı metninde, “Salgın nedeniyle yüz yüze ilişkinin en aza indiği ve toplu olarak bir araya gelmenin mümkün olmadığı koşullarda bu dayanışma ağı, dijital platform üzerinde oluşturulabilir ve gereken durumlarda az sayıda kişinin yüz yüze etkileşimiyle sürdürülebilir. Komşuluk ve sokak ölçeğindeki ağlardan başlayarak mahalle ağlarına, oradan ilçe ağlarına ve genel İzmir ağına ulaşacak bir örgütlenme, yaşadığımız sorunlarla baş etmede çok önemli işlevler görecektir. Gönüllüler ve yerel yönetimler, bu yapılanmanın iki temel bileşeni olarak düşünülebilir” ifadelerine yer verildi.
 
‘Kaynaklar, kriz kapsamında yeniden planlanmalı’
 
Çağrı metninde belirtilen “İzmir Dayanışma Ağı” önerisinin detaylarına dair şunlar belirtildi:
 
“* Gönüllüler bulundukları her yerde sorunlara müdahale edebilir, kendi desteğini aşan noktalarda ilçe ya da İzmir ağını harekete geçirebilir.
 
* Yerel yönetimler hem İzmirlileri temsil etmesi hem de kent için ayrılan maddi kaynaklara ve gerekli veri altyapısına sahip olmaları nedeniyle dayanışma ağlarının temel bileşenidir. Katkı koyacak diğer bileşenleri de içerecek şekilde, ilçe ağlarının düğüm noktaları ilçe belediyelerin öncülüğünde yapılandırılmalıdır. Her ilçede, kriz merkezi işlevlerini yerine getirecek, gerekli sağlık koşullarına göre düzenlenmiş en az bir mekân oluşturulması uygun olacaktır.
 
* Bütün İzmir’i temsil etmesi ve kapasitesi nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Dayanışma Ağı’nın öncüsü olmalı, ağların bağlandığı düğüm noktası burada oluşturulmalıdır. Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi etrafında oluşturulacak ana kriz merkezi özelliğindeki bu yapı, farklı katılımlarla ve gönüllü katkılarını alacak biçimde zenginleştirilmelidir.
 
* Yerel yönetimlerin elindeki kaynaklar yeniden planlanmalı, önceliği olmayan yatırımlardan krizle mücadeleye kaynak aktarılmalıdır.
 
* Güvenilir, etkileşime açık, bilgi ve moral kaynağı olacak bir dijital medya sistemi oluşturulmalı, öte yandan yeni araçları kullanamayan kesimler için de bilgilendirme amaçlı afiş, broşür, sabit telefonlar, anons araçları, radyo gibi geleneksel iletişim mecraları kullanılmalıdır. Ayrıca, internet iletişimde meydana gelebilecek olası bir aksamada da bu kanallar herkes için önemli olacaktır.
 
* Desteğe en çok ihtiyaç duyacak kesimler, gıda vs. temininde sorun yaşayacak kent yoksulları (günübirlik çalışanlar, enformel sektör çalışanları, geliri olmayanlar, mahkum yakınları vb), göçmenler, sokakta yaşayanlar, engelliler ve hastalığa en açık olan yaşlılardır. Kaynak kullanımında bu gruplara öncelik sağlanmalıdır.”
 
Çağrı metninde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin öncülüğünde kurulacak kriz yönetimi merkezlerinin, kentte yaşayan tüm yurttaşların, sivil toplum örgütlerinin, uzmanların katılımını; gönüllülerin çabalarını ortaklaştırmayı mümkün kılacak şekilde acilen yapılandırması önerisi de yer aldı.