En riskli alanlar cezaevleri: Bir an önce tahliyeler gerçekleştirilmeli

  • 09:15 22 Mart 2020
  • Güncel
Gülistan Azak
 
MALATYA - İnsan hakları savunucu olarak 4 ay cezaevinde kalan İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, normal bir gripte dahi yaşanan tabloyu anlatarak, koronavirüse karşı bir an önce tahliyelerin gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Gönül, “Adalet Bakanı olası kayıpların büyük hak ihlallerine neden olacağını bilmeli ve geç kalınmadan mahpusları tahliye etmelidir” dedi.
 
Türkiye’de 11 Mart’da bir kişi olarak açıklanan koronavirüs vaka sayısı 12’nci günde 947'ye yükseldi ve 21 kişi yaşamını yitirdi. Koronavirüs salgını en çok da hijyen koşulları, kapalı ortam ve kapasitesinin üzerinde olan sayısı ile cezaevlerini tehdit  ediyor. En riskli grupların başında ise hasta tutsaklar, hamile kadınlar ve yaşlılar geliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2019 raporuna göre cezaevlerinde 458’i ağır olmak üzere bin 334 hasta tutsak var. Hak İnisiyatifi’ne göre cezaevinde anneleriyle kalan çocukların sayısı ise Kasım 2019 itibarıyla 780’e ulaştı.
 
 TÜİK ve OECD verileri tehlikeyi gözler önüne seriyor
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2017 sonunda 232 bin olan tutuklu sayısı 2019’un ilk altı ayında 270 binlere ulaşırken, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Mayıs 2019 verilerine göre ise Türkiye, dünyada ABD’nin ardından hapsetme oranlarında ikinci sırada. 330 milyon nüfuslu ABD’de 100 bin kişiye düşen tutuklu sayısı 655. Bu sayı 82 milyon nüfuslu Türkiye’de 318.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, cezaevlerinde olanların karantinada gibi düşünülmemesi gerektiğini, tutuklu ve hükümlülerin infaz koruma memurları ve çocuklar vasıtasıyla dışarıyla temaslarının olduğuna dikkat çekiyor.
 
 
STK,İHD, sağlık ve meslek örgütlerinden açıklamalar
 
Adalet Bakanlığı gerekli önlemlerin alındığını söylese de, tutsak aileleri, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), avukatlar, sağlık ve meslek örgütleri hükümetin tarihten bu yana cezaevlerine dönük pratiği nedeniyle endişeli ve bu nedenle açıklamaları güven verici bulmuyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu üyeleri ile düzenli aralıklarla cezaevlerini ziyaret eden Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Koordinatörleri de cezaevlerinde gerekli önlemlerin alınmadığı gibi, yaşamı zorlayan hak ihlallerinin de sürdüğüne dikkat çekiyor. Hak savunucuları açık ve kapalı cezaevlerinde 2 hafta boyunca görüşlerin ertelenmesi kararı alan bakanlığın, gardiyan ve askerlerin tutuklular ile temasına ilişkin hala önlem almadığını belirtirken, avukat kısıtlamalarının ise adil yargılanma önünde ciddi engel oluşturduğunu vurguluyor.
 
Salgın sonrası çalışmalar ve düzenledikleri ortak basın açıklamalarıyla bir araya gelen sağlık ve hukuk meslek örgütleri, hükümete olası ölümler yaşanmadan cezaevlerindeki tutsakların ivedilikle adli kontrol hükümleri kapsamında tahliye edilmesini istiyor.
 
Barolardan ortak çağrı
 
Türkiye'de etkisini arttıran koronavirüs salgının ardından 32 Baro, ortak açıklama yaparak, binlerce hasta, yaşlı, kadın ve çocuğun bulunduğu cezaevlerinin kapasitelerine dikkat çekti, “Acil ve kapsamlı tedbirler alınmalı, çözümler üretilmeli” çağrısında bulundu.
 
‘Cezaevi şartlarını biliyorum’ 
 
30 Kasım 2018’de dernek faaliyetleri gerekçesiyle gözaltına alınan önce Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde ardından ise Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulduktan sonra adli kontrol şartıyla 22 Mart 2019 tarihinde tahliye edilen İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu da cezaevleri koşullarına dikkat çekti. 
 
“Cezaevinde şartların ne kadar zor ve ağır olduğunu bir insan hakları savunucusu ve İHD Malatya Şube Başkanı olarak  4 ay tutuklu kaldığım Malatya ve Elazığ Cezaevlerinde  gözlemledim” diyen Gönül, sayının mevcut kapasitenin çok üstünde olduğunu, koşulların da giderek ağırlaştığını söyledi. Acilen önlem alınması gerektiğini vurgulayan Gönül, “İran’da bu konuyla ilgili adımlar atıldı Türkiye’de de Adalet Bakanı olası kayıpların  en büyük hak ihlali olduğunu görmeli ve gereken hassasiyeti göstermeli” dedi. 
 
‘Normal grip dahi yayılıyor’ 
 
Gönül, cezaevlerinde maruz kaldığı ve gözlemlediği hak ihlallerine ilişkin şunları anlattı:  “Bir kişinin gribal enfeksiyona yakalanması sonrası tüm odanın kısa bir sürede grip olduğunu ve cezaevi koşulları nedeniyle en az bir ay salgının aşılamadığını gördüm. Ayrıca cezaevinde anneleriyle birlikte kalmaya zorlanan küçük çocukların da bu salgın nedeniyle maruz kaldığı zor günlere şahit oldum. Yine ortak kullanım olan tuvalet ve banyoların cezaevleri için büyük bir tehlike olduğunu söyleyebilirim. Temizlik ürünlerinin verilmeyişi, sağlıklı besin yetersizliği cezaevlerinde dikkat çeken ve üzen ihlaller.   Çocukların ve kronik hastaların çok sağlıksız beslendiğini gördüm. Hastaların enfekte olduğu zaman hemen hastaneye götürülmediği ancak 3 haftada bir ancak revire götürüldükleri ve yalnızca ilaç verilerek tedavi edilmeye çalışıldığı durumlara da  tanıklık ettim.”
 
Gönül tüm bu nedenlerle tahliye kararı verilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Yaşam hakkı en önemli haktır.  İnsan hakları savunucuları, STK’ler, sağlık ve hukuk meslek örgütleri, barolar bir an önce mahpuslar için harekete geçmeli” çağrısında bulundu.