Kadifekale’de sönmeyen Newroz ateşi: Rahşan

  • 09:02 21 Mart 2020
  • Güncel
İZMİR- ‘Newroz kutlanacak, lastikle olmazsa canımızla' diyerek Kürt halkına dönük baskıları ve Newroz yasağını protesto ederek yaşamına sonveren Rahşan Demirel’in yarattığı direniş ruhu hala yaşıyor. 
 
İzmir’in Kadifekale semtinde bulunan tarihi kalede 1992 Newrozunda, yasaklanan Newrozu ve Kürt halkına dönük baskı,imha politikalarını protesto ederek bedenini ateşe veren Rahşan Demirel’i ve yarattığı direniş ruhunu unutmayan Kadifekaleliler, “Rahşan’ın ruhu devam ediyor, baskı olsa da millet kendini biliyor ve unutmuyor. Darbe yemeyen bir Kürt yok. Bu saatten sonra bu bilincinden döner mi? Biz Rahşan’ı unutabilir miyiz hiç?” diyerek ona bağlılıklarını dile getiriyor.
 
‘Önce Newroza izin vermediler sonra bizim dediler’
 
Rahşan’ın komşularından 66 yaşındaki Nure Badur 1982’de yoksulluk nedeniyle geldikleri Mardin’den köylerin yakıldığı 1990’lı yıllarda göçlerin daha da arttığını belirterek “Çöldü, hayvanımız yiyeceğimiz yoktu. Bilincimiz yoktu toprağımızın kıymetini bilmiyorduk. İlk zamanlar burada Newroz kutlamıyorduk, korkuyorduk. 1991’de yeni yeni başladı metropolde Newroz. Belki haftada 4-5 kez polisler bir evi basardı. 1992, 93, 94… Baskının bilincinde değildik, Newroz’a terlikle gidiyorduk. Dil bilmiyorduk, polis arkamızdan koşuyordu. Aradan yıllar geçtikten sonra ise bu sefer ‘Newroz bizimdir’ dediler” dedi.  
 
‘Bedenini yakmak kolay mı?’
 
Cizre’de, Nusaybin’de yaşanan katliamları televizyonlarda vermediklerini verselerde çarpıtarak verildiklerini söyleyen Nura “Oradakiler tamamen halktı sivildi. Ama batıdakiler nerden bilsin. Haberi olmadı. Biz de bu kadar zulmü yaşamasaydık nerden bilecektik devletin ne demek olduğunu? 1991’de kimsenin bu yaşananlardan haberi yoktu. 1992’de Rahşan kendini yaktıktan sonra ayaklanma oldu. Kimse bilmiyordu eyleme hazırlanacağını. Cenazesi çok kalabalıktı. Sloganlar atıldı. Bedenini yakmak kolay mı?” diye belirtti.
 
‘Rahşan’ı unutabilir miyiz hiç?’
 
Kadifekale’de yaşayanların devlet politikaları ile yeniden yerinden edildiğini dile getiren Nura “Kale bizim mahallemizdi. Komşuluk vardı. Herkes birbirini tanır sahip çıkardı. Herkes birbirinin çocuklarına bakardı. Şimdi ise yıkıldı. Yıkılan evlere karşılık verilen para yetmediği için TOKİ’lere gitti. 15 bin lira verdiler bizim evlere. Herkesi borçlandırdılar. Şimdi Uzundere TOKİ’de oturuyorum. Hala kültürümüzü devam ettiriyoruz. Herkes birbirine uzak oldu. Kadifekale gibi değil apartmanda olmak. Ama birbirimizle olan bağlarımız devam ediyor. Rahşan’ın ruhu devam ediyor, baskı olsa da millet kendini biliyor ve unutmuyor. Darbe yemeyen bir Kürt yok. Bu saatten sonra bu bilincinden döner mi? Biz Rahşan’ı unutabilir miyiz hiç?” diye konuştu.
 
‘Kürt halkının yeni bir kurtuluşa ihtiyacı var’
 
Rahşan’ın cenazesine katılanlardan Hayat İzgi kimsenin memleketini isteyerek bırakıp gelmediğini belirterek hala memleket hasreti çeken Kürtlerin ayrımcılığa ve hakarete maruz kaldıklarını söyleyen Hayat, “Bizden önce Kalede ‘buraya neden geldiniz, hepsi teröristlerin çocukları’ diyorlardı. Türkçede bilmiyorduk bakışlarımızla kızıyorduk. Rahşan’ın eylemi bu asimilasyona karşı bir direniş şekli. O zaman televizyon da yoktu, katliamlardan sonradan haberimiz oluyordu. Evet kalede bir uyanış oldu keşke o ölmeseydi. Newrozun ne demek olduğunu biliyordu. Kawa’nın Dehak’a başkaldırıp çocukları kurtarması. Halkın kurtuluşu. Kendini yakması bu anlama geliyordu. Kürt halkının kendi var olma kurtuluş mücadelesi gerekiyor, en azından dil ve kültür asimilasyonuna karşı direnmesi gerekiyor” dedi.