
Meral Danış Beştaş: Ayrıştırıcı tutumların infaz yasasına yansıması kabul edilemez
- 14:36 20 Mart 2020
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA- Koronavirüs nedeniyle gündeme getirilen ceza infaz düzenlemesinin içeriğini ve Cumhurbaşkanı'nın tutumunu eleştiren HDP Siirt Milletvekili ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Böylesi salgın döneminde serbest bırakmada bile toplumu ayrıştırıcı tutumların infaz yasasına yansıması asla kabul edilmez. Bu var olan krizi ve kaosu derinleştirir ve büyütür” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) “pandemi” olarak adlandırdığı koronavirüsü (Covid-19) salgını bütün dünyayı etkisi altına aldı. Çin’in Wuhan kentinde ilk olarak ortaya çıkan salgın, Türkiye dahil olmak üzere 120 ülkeye yayıldı. Türkiye’nin önünü almadığı virüs giderek yaygınlaşırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı resmi açıklamalarda, 4 kişinin yaşamını yitirdiğini, vaka sayısının 359’a yükseldiğini belirtti.
Tutuklular için infaz düzenlemesi geliyor
Hızla yayılan virüsten kaynaklı cezaevlerinde acil tahliyelerin yapılması çağrılarına ise hükümet sessizliğini korumaya devam ediyor. Dün Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla konuyla ilgili bir toplantı yapıldığı ve infaz düzenlenmesinin devreye sokulacağı iddia edildi. Yaklaşık 300 bin tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde olası salgına karşı infaz düzenlemesinin “süratle” çıkarılacağı belirtiliyor. Ancak Tayyip’in, TCK’deki cezasızlık düzenlemesinin aynı kalmasını ve “Cinsel suçlar, kasten insan öldürmek, uyuşturucu madde ticareti, örgütlü suçlar, terör suçlarını işleyenler ile mükerrirlerin (tekrar suç işleyenler)” kapsam dışı bırakılmasını istediği kaydedildi.
Bu da Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar af kapsamı dışında olacağını gösteriyor. Yani cezaevlerindeki binlerce siyasi ve hasta tutsak olası bir infaz düzenlemesinden faydalanamayacağı anlamına geliyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, infaz düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘İnsanlığa karşı suçlar değil, devlete karşı suçlar affedilir’
Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların af kapsamı dışında kalmasının bir ayrım olduğunu ve bu ayrımın kabul edilecek bir durum olmadığını vurgulayan Meral, “Bu konuda özelikle ‘devlete karşı işlenen suçların kapsam dışı bırakılması’ zaten dünya hukuk geleneğine, tarihine ve evrensel insan hakları normlarına aykırı. Bütün dünyada, ‘insanlığa karşı suçlar değil, devlete karşı suçlar affedilir’ bu durum geçmişten günümüze böyle devam etmiştir. Bugün başka bir atmosferdeyiz. Toplumsal olarak dünyayı tehdit eden bir virüs salgını var. İtalya ve İran buna somut örnek. İran 85 bin mahpusu serbest bıraktı” dedi.
‘Muhalefet partileri ile paylaşılması gerekirdi’
Cezaevlerinde yapılacak olan infaz uygulamasına karşı kendilerine bir bilgi gelmediğini kaydeden Meral, “Partimize ve meclis grubumuza bu yönlü herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Eğer doğruysa AKP yine tek başına böyle bir hazırlık içerisine girmiş durumda. Meclis’in Adalet Komisyonu, Anayasa, İnsan Hakları Komisyonu var. Bizzat Genel Kurulu var. Yasama organı olarak Meclis grupları var. Her şeyden önce bunun kamuoyunda çok acil bir talebe dönüştüğünü esas alarak özellikle muhalefet partileri ile paylaşılması gerekirdi” diye belirtti.
‘Ayrıştırıcı tutumların infaz yasasına yansıması asla kabul edilemez’
Korona salgının bir “pandemi” haline dönüştüğünü ve bu konu hakkında Meclis’te sürekli cezaevlerine ilişkin önergeler verdiklerini hatırlatan Meral, şöyle devam etti: Özellikle ‘cinsel, topluma ve insanlığa karşı suçların’ adli kontrol yöntemleri ile uygulanarak boşaltılması diğer mahpusların bunlardan azade tutulmasına dönük bir kanun teklifi verdik. Başta HDP Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve onlarca belediye başkanları olan arkadaşlarımız her kademede yöneticimiz, gazeteciler ve Osman Kaval’a gibi isimler cezaevlerinde. Bunların kapsam dışı tutulmasını asla kabul etmiyoruz. Bir kere böyle dönemler soğuk kanlılıkla sağduyu ve temel kriter olarak toplum sağlığını esas olarak çözümlenebilir. İktidarın bunu gözetmesi gerekiyor. Böylesi salgın döneminde serbest bırakmada biletoplumu ayrıştırıcı tutumların infaz yasasına yansıması asla kabul edilmez. Bu var olan krizi ve kaosu derinleştirir ve büyütür.”
‘İnfazlar ertelenebilir’
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla ceza infaz kanununda bir bölü iki olarak yayınladığını belirten Meral, “Buna bile gerek yok her şeyden önce infazlar hemen ertelenebilir. Hükümlülerin infazları ertelenebilir, tutukluluk bir tedbirdir. Yani asıl olan özgürlüktür. Ceza kanunu buna yol veriyor. Hüküm almayan herkesin acil tahliye edilmesi gerekiyor. Adli kontrol tedbirleri ile bu durum uygulanabilir. Hiç kimsenin kaçacak bir yeri yok, çünkü sınırlar kapatılmış durumda. Yurt dışına gitme olanağı da söz konusu değil. Temel olan tek ölçü cezaevlerinde tutulanların yaşam hakkı ve sağlığıdır” sözlerini kaydetti.
’82 milyona insana başınızın çaresine bakın denildi’
Meral, Türkiye’nin virüs krizini iyi yönetemediğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde yapılan toplantıda, sağlık örgütlerinin yerine iş insanlarının olduğunu belirtti. Meral, “O toplantıda halk sağlığı tartışılmadı, işveren ve sermayeciler tartışıldı. Milyonlarca insanın o kapsamda konuşulmadığını bütün Türkiye gördü. Sermayeye destek ama halka kolonya gibi ucuz bir şey çıktı. Özetle 82 milyon insana başınızın çaresine bakın denildi. Ek somut söylenen, ‘evden çıkmayın temas etmeyin’ denildi. Doktorların sürekli söyledikleri şeyler tekrarlanmış oldu. Bu vahim bir durum oldu. Ne kadar salgını önleme iradesinden uzak olunduğunun göstergesidir” şeklinde konuştu.
‘İktidar kafasını kumdan çıkarsın’
HDP’nin koronavirüse karşı Kriz Koordinasyon Masası kurduğunu ve yapılan çalışmaları her gün kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade eden Meral, “Ekonomik olarak çok ciddi bir kaos var. Yüzbinlerce insanın işsiz kalıyor ve borçlar ve faturalar var. Okullar kapandı, aileler çocuklarına nasıl bakacaklar? Bütün bunlara çözüm bulunması gerekiyor. Bunun ne kadar korkunç bir salgın olduğunu İtalya ortaya koydu. Bilim üyeleri bile ‘İtalya olmayalım’ diye temennide bulunuyor. Bu siyasi çıkar esaslı düşünülecek bir durum değil. İktidar kendi kafasını kumdan çıkarsın sadece kendi iktidarımızı koruyalım devamı şeklinde ki genel yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Devlet halkının yaşam hakkından, ekonomik geçiminden, sağlık tedbirlerinden hepsinden sorumludur ve tedbirlerini almak zorundadır” diye belirtti.