
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi: Nadira’nın cinsel şiddete uğradığı doğru mu?
- 13:33 19 Mart 2020
- Güncel
İSTANBUL – Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, AKP’li Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde ölü bulunan Nadira Kadirova için yetkilere “Şirin Ünal'ın Nadira'yı cinsel şiddete maruz bıraktığı iddiaları doğru mu?” diye sordu.
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, 23 Eylül 2019 tarihinde AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde ölü bulunan Nadira Kadirova’nın akıbetini sormak amacıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada tüm dünyaya yayılan koronavirüs (Covit-19) salgınına değinilerek, devletlerin yeterince önlem almadığı için ciddi bir salgın durumuna gelen koronavirüsün doğal olarak herkesin gündemine girdiği belirtildi. Ancak koronavirüsten önce gerçekleşen tüm hukuksuzlukların, eşitsizliklerin, zulümlerin artarak devam ettiğinin altını çizen İnisiyatif, “Bunların en önemlilerinden biri de kadına yönelik şiddet, akıbeti açıklanmayan kadınlar. Günlerdir kadınlar şüpheli bir biçimde ölen ya da ortadan kaybolan kadınların akıbetini soruyor. Bunlardan bir tanesi de Nadira Kadirova. Nadira, 23 yaşında göçmen ve işçi bir kadın olarak hayatını sürdürmeye çalışıyordu. Dört yıl önce Türkiye'ye gelmiş ve yaklaşık bir yıldır da AKP'li vekil Şirin Ünal'ın evinde çalışıyor, Ünal'ın hasta eşine bakıyordu. Fakat; 23 Eylül 2019 tarihinde Ünal'ın evinde şüpheli bir biçimde ölü olarak bulundu” diye hatırlattı.
‘İntihar denilerek üzeri kapatılmaya çalışılıyor’
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün, olayı “silahla gerçekleştirilmiş bir intihar” olduğunu açıkladığını dile getiren İnisiyatif, “Ama Nadira bir gecede apar topar, Adli Tıp'ta gerekli araştırılmalar yapılmadan kaçırılırcasına ülkesi Özbekistan'a gönderildi. Ve Nadira'nın soruşturması ‘intihar’ denilerek kapatıldı, AKP'li Ünal'a da takipsizlik kararı verildi. Nadira'nın bir arkadaşı ifadesinde, olaydan bir gece önce Nadira'yla telefonda konuştuğunu, bu konuşmada Nadira'nın ağladığını ve Ünal'ın kendisini cinsel şiddete maruz bıraktığını söylediğini belirtti. Nadira'nın ailesinin ve arkadaşlarının verdiği ifadelere göre Nadira intihar edecek biri değildi. Son olarak da öğrenilen bilgilere göre ise Nadira'nın rahminde sadece erkeklerde olan PSA bulgusu bulundu. Bu bulgu yine ‘intihar’ denilerek üzeri kapatılmaya çalışılan Şule Çet'in rahminde de bulunmuştu ve davanın tüm seyrini değiştirmişti” dedi.
Nadira’nın şüpheli bir biçimde hayatını kaybettikten sonra kaçırılırcasına ülkesine gönderildiğinin altını çizen İnisitiyatif, “İddialara göre Ünal'ın Nadira'yı taciz ettiği belirtiliyorken bu davanın üzeri kapatılamaz. Devlet yetkilileri ve savcılık başta kadınlara olmak üzere tüm kamuoyuna bu konu hakkında açıklama yapmalıdır” diye belirtti.
İnisiyatif Nadira’nın akıbetine ilişkin yetkililere şu soruları yöneltti:
“*Nadira intihar mı etti yoksa öldürüldü mü?
*Nadira intihar etmiş bile olsa intihara Nadira'yı sürükleyen sebepler neydi?
*Şirin Ünal'ın Nadira'yı cinsel şiddete maruz bıraktığı iddiaları doğru mu?
*Nadira'nın bedeni neden ülkesine kaçırırcasına gönderildi?
*Nadira'ya ne oldu?”
‘Nadira, Yeldana ve Gülistan’a ne oldu?’
Sorularına cevap verilmesini isteyen İnisiyatif, “Halk sağlığını yakından ilgilendiren coronavirüs gündem olabilir ama kadın katliamları, şüpheli kadın ölümleri devam ediyor. Biz bunların hiçbirinin peşini bırakmayacağız. ‘Nadira'ya ne oldu?’, ‘Yeldana'ya ne oldu?’, ‘Gülistan nerede?’ diye sormaya devam edeceğiz. Kadın dayanışmasının gücüyle Şule Çet davasındaki gibi erkek adaletin değil, gerçek adaletin sağlanması için mücadele edeceğiz” diye ekledi.