Cezaevi müdüründen ‘işkence’ savunması: Gardiyanın zor kullanma yetkisi var
- 15:40 25 Şubat 2020
- Güncel
ANKARA - Afyon 1 No'lu T Tipi Cezaevi’nde tutsaklara yönelik işkence ve kötü muamele iddialarına karşı beş kurum hazırladığı ortak raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, gardiyanların tutsaklara “kaba dayak, falaka, yumruk ve saç sakal kesimi” işkencesi uyguladığı kaydedilirken, “Cezaevi müdürü tarafından mahpusların çıplak aramayı kabul etmemeleri durumunda gardiyanların zor kullanma yetkisi bulunduğu belirtildi” denildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD FED), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu ve Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu (ATO İHK), Afyon 1 No'lu T Tipi Cezaevi’nde siyasi tutsaklara yönelik işkenceye iddialarına ilişkin İHD Genel Merkezi’nde hazırladıkları raporu basın toplantısı ile paylaştı. Toplantının olduğu salona “Afyon T Tipi Cezaevinde işkence ve kötü muameleye derhal son verilsin, sorumlular cezalandırılsın” pankartı asıldı. Ortak raporu kurumlar adına İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen okudu.
Heyet 15 tutsak ile görüştü
Nuray, ÖHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu’na ve İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu’na tutsak yakınlarından gelen şikayet başvurular neticesinde 20 Şubat tarihinde Afyon 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne heyet olarak ziyaret gerçekleştirildiğini belirtti. Siyasi tutsaklarla yapılan görüşme neticesinde işkence yasağının ihlal edildiğinin açığa çıktığını söyleyen Nuray, 15 mahpus ile görüşme yapıldığını belirtti.
Cezaevi müdürü: Gardiyanların zor kullanma yetkisi vardır
Tutsaklarla yapılan görüşmeler neticesinde ilgili şikayetleri aktarmak ve ilk sevklerden bu yana gerçekleştiği iddia edilen hak ihlallerine ilişkin cezaevi idaresi ile görüştüklerini dile getiren Nuray, görüşmenin içeriğine dair şu bilgileri verdi: “Görüşmede 8 Şubat 2019 tarihinden bu yana gerçekleşen sevklerin hemen hepsinde çıplak arama, çıplak arama sırasında işkence, tekli hücre uygulaması, tekli hücrede ayakta sayım uygulaması ve işkence şikâyetlerine rağmen mahpusların doktor muayenesinden geçirilmemiş olmaları hususu sorulmuştur. Cezaevi müdürü tarafından mahpusların çıplak aramayı kabul etmemeleri durumunda gardiyanların zor kullanma yetkisi bulunduğu belirtilmiş, ancak ‘görüşmelerdeki beyanların zor kullanma yetkisini aşan işkence niteliği taşıyan fiiller olduğu’ tarafımızca ifade edilmiştir. ‘Mahpusların hortumla falakaya tutulduğuna dair beyanlarının olduğu’ belirtilmiş ve cezaevi müdürü tarafından falaka uygulamalarını kendisinin de tasvip etmediği ifade edilmiştir. İşkence iddialarına karşı herhangi bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği sorulmuş ancak bu hususta net bir yanıt alınamamıştır.”
‘Tutsaklar işkenceye maruz bırakılmış’
Tutsakların beyanlarına göre farklı tarihlerde tüm tutsaklara gardiyanlar tarafından farklı yöntemlerle işkence yapıldığını bu işkencelerde “falaka, kaba dayak, yumruk, zorla saç sakal kesimi” gibi yöntemlerin kullanıldığını ifade eden Nuray, “Kişilerin iç çamaşırına kadar soyulmasının istenmesinin teknoloji bu kadar gelişmişken pratikte bir karşılığı yoktur. Kaldı ki tüm bunları bir yana bırakacak ve aramanın evrensel ilkelere uygun olduğunu kabul edecek olsak dahi idareye arama için verilen zor kullanma yetkisi bir mahpusa 8 gardiyanın saldırması, sonrasında kendi etrafında rencide edici bir şekilde döndürmesi, yumruklaması, kaba dayak atmasına ilişkin bir yetki anlamını taşımamaktadır. Bu sebeple çıplak arama uygulamasından elde edilecek faydanın başka araçlarla sağlanması mümkünken ısrarla uygulanmaya çalışılması açıkça kötü muamele olup mahpusların onur kırıcı olduğu gerekçesiyle bu uygulamayı kabul etmeyeceklerini önceden değerlendirip 50 gardiyanla birlikte fiziksel şiddet uygulanması, zor yetkisinin kullanımı değil, işkence yapılması olarak değerlendirilir” diye konuştu.
Savcı: Siz siyasi tutsak değil, teröristsiniz
Ardından Afyon 1 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ni ziyaret eden ÖHD avukatlarından Hülya Yıldırım, yaptıkları görüşmeye dair şunları aktardı: “İşkence sırasında tutuklular slogan atıyor diye soruşturma açılıyor ama sevk sebepleri belirtilmiyor, zorunlu sevk deniliyor. Şiddet uygulayan kişiler izler oluşmaması için sürekli başka yerlere şiddet uyguluyor. Falakaya uğrayan tutuklular var. Tek kişilikli hücrelerde olmasına rağmen ayakta sayım yapıyorlar ve askeri nizamda durmaları isteniyor. Yapmayanlar şiddete uğruyor. Tutuklular ölürsek sorumlusu cezaevi yönetimi diyor. Sevk edilenler hasta kişiler. ‘Yeni cezaevi açıldı onun için sevk yapıldı’ diyorlar. Bu hafta içerisinde yeniden ziyaretimiz olacak. Cezaevi daha yeni bir cezaevi. Afyon E Tipi’nden sevk edilen tutuklular da var. Savcıya ilişkin beyanlar da var. Savcı odalarına gidiyor ve ‘Sorunlarınız neler’ diyor. Tutuklular durumlarını anlatınca ve siyasi tutsak olduklarını belirttikleri zaman savcı, ‘Sizler siyasi değil, teröristsiniz’ diyerek hücreye atılıyorlar.”
Nuray, raporun devamında Afyon T Tipi cezaevinde yaşanan ihlalleri şöyle sıraladı:
“* Afyon 1 No’ lu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne getirilen mahpusların giriş kapısından bekleme salonuna teker teker alındıkları, robokoplu gardiyanlardan oluşan ekibin kendilerini çıplak bir şekilde aramak istediği, bunun ‘insan onuruna aykırı olduğunu, etik olmadığını, normal arama yapabileceklerini ancak çıplak aramayı kabul etmediklerini, aramanın cihazla da yapılabileceğini’ söyledikleri ve bunun üzerine müdür tarafından örtülü bir şekilde tehdit edilerek ‘soyunmazsanız dövüleceksiniz, zorla soyulacaksınız’ dendiği ve soyunmamalarının ardından ilgili müdürün ‘Arkadaşlar artık işkence serbesttir. Dövün ama iz bırakmayın’ dediği ve girişteki karanlık üç odaya üçerli olarak alınan mahpusların gardiyanlar tarafından çembere alınarak işkenceye maruz bırakılmış.
* İşkenceyle kıyafetleri çıkartılan mahpusların sadece alt iç çamaşırlarının bırakıldığı, işkence sırasında tehdit ve hakaretlerde bulunulduğu, çıplakken işkencenin şiddetinin daha da artırıldığı, kaba dayak ve yumruk atıldığı,
* Mahpusların hapishanede doktor muayenesinden geçirilmediği, falaka gördüğünü beyan eden iki mahpusun hastaneye sevk edildiği, bu 2 mahpusun hastanedeki doktor muayenesi sonrasında hapishaneye tekrar girişi sırasında yeniden çıplak arama dayatılarak bunu kabul etmeyen mahpuslara işkence yapılması sebebiyle diğer mahpusların hastaneye sevk talebinde bulunmadığı,
* Çıplak arama sonrasında eşyaları aranan mahpusların eşyalarının dağıtıldığı, eşyalarının çöpe atılmamasını en azından ailelerine vermeleri için depoya kaldırmalarını isteyen mahpusların yazı, kalem, albüm gibi özel eşyalarının çöpe atıldığı, Bandırma 1 No’ lu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nden sevkleri sırasında getirilen televizyonlarının verilmediği ancak tekrar satın almaları halinde verilebileceğinin ifade edildiği ve diğer cezaevinde kullandıkları radyolarını kullanmalarına izin verilmediği,
* Ağırlaştırılmış müebbet olmadıkları halde keyfi ve hukuka aykırı olarak tekli hücrelerde tutulan mahpuslara cezaevi ikinci müdürü tarafından ‘siz buraya hücre diyorsunuz ama burası tekli odalar, burası yüksek güvenlikli cezaevi, sizin yüksek güvenlikli yerde kalmanız gerekiyor’ denildiği ve sevklerinden bu yana tek kişi olarak tutuldukları,
* Mahpusların kaldıkları yerde tek kişi olmalarına rağmen ayakta sayım vermeye zorlandıkları, yasa ve yönetmeliğe aykırı bu durumu kabul etmediklerinde fiziksel şiddetle tehdit edildikleri ve bu muamele sonrasında daha fazla işkenceye maruz kalmamak için ayakta sayım verseler de bu sefer hakarete, küfürlere maruz kaldıkları,
* İ.Ç, E.O, Y.B’ nin sakal, bıyık ve saçlarının zorla kestirildiği, gardiyanlar tarafından ‘burası yüksek güvenlikli cezaevi burada saç ve sakal olmayacak’ denildiği,
* Mahpusların 45 dakika ile 1 saat arasında tek başına havalandırma alanına çıkmalarına izin verildiği, tek başına havalandırmaya çıkarılmalarının keyfi ve mevzuata aykırı bir uygulama olmasından ötürü uygulamayı kabul etmeyen mahpusların havalandırmaya çıkmadığı,
* Yağlı çeşme suyu içilmek zorunda kalındığı, saatlerine el konulduğu, kitaplarının verilmediği, tırnak makasının dahi atıldığı, sıcak su olmasına rağmen sabun olmadığı için hücre temizliği ve kişisel temizlik yapma imkânı bulamadıkları,
* Keyfi uygulamalara ve çıplak aramaya razı olmamaları, işkenceye karşı slogan atmaları ve keyfi havalandırma uygulamasını kabul etmediklerinden havalandırmaya çıkmamaları sebebiyle haklarında disiplin soruşturması açıldığı,
* İnfaz Hâkimliğine, Savcılığa, Adalet Bakanlığı’na ve ilgili kurumlara dilekçe yazdıkları; ancak evrak kayıt numarası verilmediği için başvurularının ve şikâyetlerinin ulaşıp ulaşmadığının bilinmediğini kaydetti.”