
Cumartesi Anneleri engellere rağmen kayıpların akıbetini sordu
- 15:07 12 Ekim 2019
- Güncel
İSTANBUL - Her “savaş” dediklerinde polisin saldırısıyla karşılaşan Cumartesi Anneleri bütün engellemelere rağmen 12 Eylül askeri darbesinde gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sordu.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 759’uncu haftasında Galatasaray Meydanı’na gitmek isteyen Cumartesi Anneleri bir kez daha polis tarafından engellendi. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri, polis tarafından ablukaya alınan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirmek istedi. Burada kayıpların fotoğraflarının olduğu tişörtler giyerek, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfil taşıdı.
Bu hafta 12 Eylül darbe döneminde gözaltına alınarak kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sormak isteyen Cumartesi Anneleri, eylemlerini başlattı. Bu haftaki basın metnini okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri'nin Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik operasyonuna "işgal" demesi üzerine polis, eylemcilere biber gazı ile müdahale etti.
‘Biz katillerimizi arıyoruz’
Aileler, polis saldırısına rağmen “Bizler katillerimizi arıyoruz. Katillerimiz nerede? Bizler bu hafta Cemil Kırbayır’ın katilini arıyoruz. Bizler açıklamamızı yapacağız” demeleri üzerine polis memuru “Açıklama burada bitmiştir. Bizler size açıklama yaptırtmayacağız. Kimse benim polis ve askerime laf söyleyemez” diyerek ailelere tekrar saldırıda bulundu.
‘Savaşa karşı çıkmak en temel haktır’
Polisin saldırısına tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, “Kuzey Suriye’ye yapılan askeri müdahale ülkede ve bölgede barış içinde ortak yaşam idealini tahrip edecektir. Daha fazla can kaybı yaşanmadan” demesiyle birlikte polis tekrar saldırarak, İHD kapısı önünde olan aileleri bina içerisine sıkıştırmaya çalıştı. Bunun üzerine İHD’ye giren Sezgin, “Daha fazla can kayıpları yaşanmadan bu müdahale derhal durdurulmalı, barışçıl çözüm yolları denenmelidir. Biz barış içinde ortak yaşam idealine sahip çıkanlar, barış talebimizde ısrar ediyoruz. Evrensel barış idealimizi tahrip eden bu askeri operasyonun durdurulmasını istiyoruz. Barış idealimizi tahrip eden her şeye karşıyız. Savaşa karşıyız. Yaptığınız bu müdahale hukuk dışıdır. Dünyanın her yerinde savaşa karşı çıkmak en temel haktır” diye konuştu.
‘Haklı olarak buradayız’
Gözaltında kaybedilen Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun, “Biz kime ne yapmışız. Siz insanlarımızı kaybetmeyin bizler de sokakta olmayalım. Kayıplarımızın akıbetini soruyoruz. Sormaya da devem edeceğiz. Biz haklı olarak buradayız. Ne sizin gazınızdan ne copunuzdan korkmuyoruz. Bunlar bizi vazgeçiremez” diye belirtti.
‘Benim kardeşim nerede?’
Gözaltında kaybedilen Cemil’in ablası Fatma Kırbayır da artık ölümlerin durması gerektiğini söyleyerek, “Biz artık ölmeyi istemiyoruz. Ölüyorum. Benim kardeşim nerede. Ben kardeşimi devlete teslim ettim. Cumhurbaşkanı sen anneme söz verdin” diyerek polislere tepki gösterdi.
‘Savaşla her şeyi örtüyorsunuz’
Ardından uzun süre aileler ile polis arasında tartışmalar yaşandı. Polise tepki gösteren HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu ülkeyi yönetenler bir yeri işgal ederken utanmıyorlar ama insan işgal ediyorsunuz dediğinde müdahale ediyorlar. İşte bu ikinci bir 15 Temmuz operasyonudur. 15 Temmuz’u Allah’ın lütfu olarak görüp bütün demokratik alanı kapatanlar bu savaşı da Allah’ın bir lütfu olarak görmüş ve bütün demokratik alanı kapatmak istiyorlar. Yıllardır burada açıklama yapan ailelere müdahale etmek bu ülkede düşünce özgürlüğünün bittiği göstergesidir. Buna karşı duracağız. Bugün Nusaybin’de 9 tane insan cenazesi toprağa verildi. Savaşla her şeyi örtüyorsunuz” dedi.
Gülistan Kılıç Koçyiğit’ten tepki
Polis amiri ise “Sizler hala devam ediyorsunuz. Bitti. Size söylendi” dedi. Gülistan, polise tepki göstererek, “Bittiğine siz mi karar veriyorsunuz” diye yanıt verdi. Polis amiri, “Evet ben karar veriyorum. Ben o operasyonla ilgili hiçbir şey konuşturtmam. Ben Türk askeriyle ilgili hiçbir şey konuşturmayacağım” dedi. Gülistan buna tepki göstererek “Savaş, savaş, savaş. Bu bir savaş” diye tepki gösterdi.
Polisin bütün saldırısına rağmen eylemlerini yapmakta ısrarlı olan Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi önünde açıklamalarını gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, açıklamayı okumaya devam etti. Gülistan, Cemil’in kaybedilme hikayesini anlattı. Gülistan, Cemil’in dosyasına ilişkin de konuşarak, “105 yıllık ömrü oğlunu bulmaya yetmeyen Berfo Kırbayır'ın hakikate, adalete ve Cemil'e ulaşma mücadelesi, insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.
Ardından Cemil’in işkencede katledildiğine tanıklık eden Çetin Alaşu’nun gönderdiği mektubu İkbal Eren okudu. Tanık mektubunda gözaltında gördükleri işkence ve Cemil’in kaybedilmesine değinerek, “Cemil Kırbayır'ın naaşına ulaşmak ve anıt mezarı yapmak hepimizin borcu olsun” diye belirtti.