Katledilen Zilan için bilirkişi bu sefer de araç lastiğini kusurlu buldu

  • 09:06 1 Ekim 2019
  • Hukuk
Şehriban Aslan
 
DİYARBAKIR - Lice’de zırhlı aracın bir minibüse çarpması sonucu yaşamını yitiren Zilan Yamankılıç’ın katledilmesine ilişkin mahkemeye yeni bilirkişi raporu sunuldu. Raporda kazanın oluşunda asli ve tek etkenin aracın sol ön lastiğinin patlaması olduğu savunuldu. Raporda ayrıca aracın müsaade edilebilir ağırlık olarak 6,5 ton olması gerekirken 11,5 ton olduğu belirtildi. 
 
19 Haziran 2017 günü Lice’den Diyarbakır’a giden minibüse karşı yönden gelen zırhlı aracın çarpması sonucu ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Zilan Yamankılıç, minibüs sürücüsü Remzi Menteşe ve yolcu İlhan Ayaş’ta yaşamını yitirmişti. Fail polis hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ise, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame 2 yılın ardından tamamlandı. İddianamede, zırhlı araç sürücüsü polis Burhan Kolbaşı hakkında “Taksirle birden fazla insanın ölümüne neden olmak” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması 26 Eylül günü Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanık avukatı başka davada bu olay ile ilgili rapor olduğunu söyleyerek, bu raporun istenmesini talep etti. Buna itiraz eden mağdur avukatı ise yargılamanın farklı olduğunu aracın özellikleri ile ilgili bilirkişiden rapor istenmesini talep etti.
 
Mahkeme heyeti Diyarbakır Emniyeti’nden olaya karışan zırhlı aracın bakım ve özelliklerini, aracın sağ ön tekerleğinin hangi marka ve özellikte olduğu konusunda bilgi istedi. Bu bilgilerin gelmesiyle dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 2020 yılının Ocak ayına erteledi.
 
Daha önce cisim kusurlu bulunmuştu!
 
Mahkemeye ilk olarak sunulan bilirkişi raporlarında; olay nedeni tutanaklara, zırhlı aracın ön lastiğinin patlaması ve şoförün aşırı hız yapması olarak geçerken, gözaltına alınan fail polis ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Jandarma ve trafik bilirkişi, zırhlı araç sürücüsü polis Burhan Kolbaşı’n olayda 8/8 kusurlu (tam kusurlu) olduğuna dair rapor hazırladı. Ancak Adli Tıp Kurumu (ATK) Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi, daha önce hazırlanan raporların aksine olayda aracın “patlayan lastiğinin kusurlu” olduğunu ve fail polisin herhangi bir kusurunun olmadığına dair rapor hazırlamıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Bilirkişi ise hazırladığı raporda, olayda, “patlayan lastiği” değil lastiğin patlamasına neden olan keskin ve sert cismi “kusurlu” bulup, polisin ve idarenin bir kusurunun olmadığı yönünde kanaat getirmişti.
 
Lastiğin patlamasına neden olacak bir engel yok!
 
Mahkeme heyetinin istediği yeni bilirkişi raporunda ise zırhlı aracın lastiğinin patlamasına neden olacak bir engelin olmadığı, aracın 70 kilometre saatin üstünde sürüldüğü belirtilerek şu ifadeler yer aldı: 
 
“Dosyada mevcut olay tarihli olay trafik kazası tespit tutanağı ve ‘Olay yeri inceleme’ raporu ve ekli krokiye göre kaza yerinde yol tek yönlü, bölünmüş ve ikişer şeritli 7,2 m genişliğinde olup, kaza sırasında vakit gündüz, hava açık yol sathı kurudur. Kaza yeri meskûn mahal dışındalar ve hız limiti 90 km’dir. Kaza yerinde yol sathı üzerinde zırhlı otobüse ait, kendi seyir şeridi (Diyarbakır yönü) içinde toplamı 152 m kadar jant izleri işaretlenmemiştir. Çarpışma noktası ise karşı geliş (Lice yönü) sağ şeridi üzerinde işaretlenmiştir. Ayrıca zırhlı otobüsün sağ ön lastiğinin patlayıp parçalandığı, diğer lastiklerin sağlam olduğu ve yol sathı, üzerinde lastiğin patlamasına neden olacak bir engel (çukur) bulunmadığı ancak yol üzerinde dağılmış lastik parçaları olduğu tespit edilmiştir. Kaza tespit tutanağında, kazanın oluşunda sanık sürücüsü Burhan Kolbaşı, hızlı seyrettiği (KTK M.52a) kusurlu, yaşamını yitiren sürücü Remzi Menteşe ise kusursuz gösterilmiştir.
 
Sanık sürücüsü Burhan Kolbaşı, 23 Haziran 2017 tarihli savcılık ifadesinde, zırhlı aracı ile Diyarbakır yönünde seyir halindeyken aracının sol ön tekerinin patladığı, önce ön aks koptu zannettiği aracın sola savrulduğu, aracı zırhlı olduğu için 11,5 ton ağırlığında olduğu, lastik tekerlerin bu ağırlığa uygun olup olmadığını bilmediği, araç zırhlı olduğu için 70 km/saatin üstünde sürülmediği şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu sanığın jandarma ifadesi de aynı mahiyettedir.”
 
‘Araç 70 kilometre saatin üzerinde sürüldü’
 
Yeni bilirkişi raporunda bu ifadelere yer verilirken, ancak bilirkişi Yalçın Atlı tarafından Diyarbakır Savcılığı için hazırlanan 18 Şubat 2017 tarihli raporda da sanık aracının durma mesafesine göre hesaplanan ve kamera kayıtlarına göre düzeltilen hızının 119 km/saat olduğunu belirtti. Bilirkişi, Karayolları Trafik Kanunu’na göre bu sürücünün yüksek hızlı seyrettiği ve ayrıca aracı müsaade edilebilir ağırlık olarak 6,5 ton olması gerekirken 11,5 ton olduğu için tam kusurlu, yaşamını yitiren sürücü Remzi Menteşe’nin ise kusursuz olduğu, ancak kazanın oluşunda teknik arızanın rolünün Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi gerektiğini söyledi.
 
Önce cisim kusurlu bulundu ardından teknik arıza denildi!
 
ATK ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı ilk raporda ise olayda zırhlı aracın değil lastiğin patlamasına neden olan yerdeki delici veya kesici cisimlerin “kusurlu” olduğunu ileri sürülmüştü. Sonrasında ise 29 Mart 2018 tarihli raporlarında kazanın teknik bir arızadan dolayı olduğu, sanık Burhan Kolbaşı’na kusur verilemeyeceği, sürücü Remzi Menteşe’nin de kusursuz olduğu kanaatine varıldı. 
 
Ankara Adli Tıp bilirkişileri; 18 Şubat 2017 kamera kayıtlarına dayanarak sanığın ve Remzi Menteşe’nin kusursuz olduğunu belirtti. 
 
‘Aşırı yük nedeniyle zorlanmış olabilir’
 
Yeni bilirkişi heyeti dosya içeriğinden kazanın oluşunda asli ve tek etkenin aracın sol ön lastiğinin patlaması olduğu görünüşünün elde edildiğini belirtti. Raporda, aracın sol ön lastiğinin ani olarak hava kaybına uğraması sonucu dengesinin bozulmuş olduğu, sola yöneldiği ve orta refüjü aşarak karşı yola geçtiği anlaşıldığı kaydedilirken, olayın ani meydana gelmesi ve zırhlı aracın 11,5 ton ağırlığında oluşu sürücünün hâkimiyetini ortadan kaldırdığı söylenildi. Raporda, “Çok hızlı hava kaybı, lastiğin yol sathında bulunan bir kesici cisim tarafından kesildiğinin, yüksek hızda düşük hava basıncı ile kullanıldığının veya aşırı yük nedeniyle mukavemet sınırının üstünde zorlanmış olduğunun işareti olarak görülmektedir” denildi.
 
Sanığın kusurlu olup olmadığına belgeler incelendikten sonra karar verilecek
 
Raporda ayrıca, “Diğer taraftan aracın fabrikasyon olarak gerekli standartları sağladığına dair olan sertifika dosyada bulunmamaktadır. Heyet aracın değişen ağırlık şartlarına uyumu hakkında bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Heyetimiz inceleme kısmında ki görüşler doğrultusunda müteveffa Remzi Menteşe’nin kusurlu olmadığı, sanık Sürücü Kolbaşı ile aracın bakımından sorumlu kuruluşun kusur durumlarına sunulacak belgelere göre karar verilebileceği kanaatindedir” ifadelerine yer verdi.
 
‘Zırhlı araçlardan dolayı 12 sivil yaşamını yitirdi’
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi daha önce yayınladığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi Zırhlı Araç Çarpması Sonucu Meydana Gelen Yaşam Hakkı İhlalleri Araştırma Raporunu kamuoyuna sunmuştu. Bu rapora göre 10 yılda (2008-2018) zırhlı araçların karıştığı 63 olayda, 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplam 36 sivil yaşamını yitirdi, 85 sivil ise yaralandı.  Sadece Diyarbakır’da 2016-2018 yılları arasında zırhlı araçların karıştığı 6 olayda, 2’si çocuk toplam 12 sivil yaşamını yitirdi. 
 
Raporun açıklanmasının ardından zırhlı araç vakaları hızını kesmeden can almaya devam etti.