CHP’li Bahar San: Hükümetin yönetim anlayışı kadın katliamlarının önünü açıyor

  • 09:02 1 Ekim 2019
  • Güncel
ANKARA - Savaş politikaları ve ekonomik krizin toplumda kadına şiddet olarak geri döndüğünü belirten CHP Ankara İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyesi ve kadın hakları aktivisti Bahar San, “Yıllardır ülkemizde süregelen bir şiddet sarmalı var ve bu da kadınlar artık seslerini çıkardığı için görünür oldu. Bunların yanında ülkemizde hükümetin devlet yönetim anlayışları ve İslam anlayışının geldiği nokta da kadın katliamlarının önünü açıyor” dedi. 
 
Türkiye’de kadınların ana gündemlerinden biri artan kadın katliamları ve çocuk istismarı olurken, hükümet ise bunu gündemine almadan yeni yargı paketi ile faillere cezasızlık politikasını devreye koyma gayretinde. Hükümet, kadın kazanımlarından olan nafaka hakkı ve İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açarken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Ankara İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyesi ve kadın hakları aktivisti Bahar San ile kadın ve hükümet gündemini konuştuk.
 
‘Şiddetin perdesi kalktı’
 
Kadına, çocuğa ve hayvana yönelik şiddette yaşanan artışın bütün karanlığı ve korkunçluğu ile görünür olduğunu ifade eden Bahar, değerlendirmesine şu ifadeler ile başladı: “Bunlar öncelikle yüz yıllardır var olan, aynı yoğunlukta devam eden eril ya da patriarkal yaşamın algısının sonucu. Kadın katliamları aslında hep bu kadar çoktu, kadın mücadelesi tüm dünya ve ülkemizde yükselince, toplumdaki farkındalık artınca, sorun bugünün sorunu gibi algılanıyor ama değil, şiddetin sadece perdesi kalktı. Hangimizin annesi şiddet görmedi ki ya da hangi kadın şiddet görmüyor, hangi çocuk taciz edilmiyor? Herkesin yaşamında en az bir kere maruz kaldığı durumlar. Herkes bu olumsuz duyguyu hayatında mutlaka yaşıyor. Bu da iktidarın bu konuda önlem almak, bitirmek ya da durdurmak niyeti olmadığını gösteriyor. Çünkü savundukları ideolojiye göre yaşam erkek tarafından dönüyor ve diğer herkes tüm bu hayatın figüranlarıdır.”
 
‘Yönetenler hizmeti değil ideolojilerini düşünüyor’ 
 
Şiddete maruz kalan kadın ya da çocukların yetkili mercilere giderek şikayette bulunmasının sonuç vermemesine dikkat çeken Bahar, “Kadınlar bunun bir mücadelesini veriyor ama devlet en temel görevi olan vatandaşının ‘can güvenliğini koruma’ görevini yapmakta isteksiz olduğu için bu süreç daha yavaş ilerliyor. Kadına yönelik şiddeti, aile içi basit bir soruna indirgemeye çalışıyor. Çünkü yönetenlerin öncelikli sorunu vatandaşa hizmet etmekten çok, siyasal sistemin değişmesi” dedi.
 
‘Toplumdaki stres kadına şiddet olarak geri dönüyor’
 
Kırıkkale’de boşandığı erkek tarafından katledilen Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” sözlerinin Türkiye’de kadınların durumunu anlattığına işaret eden Bahar, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Fadime Tekin isimli bir kadın boşandığı erkek tarafından katledilmeye çalışıldı. Fadime’nin eski eşinin yıllar önce başka bir kadını öldürdüğü ortaya çıktı. Sonra Fadime ile boşanınca bunu sözde kendine yedirmeyerek tacizlerde bulunuyor. Yıllardır ülkemizde sürre gelen bir şiddet sarmalı var ve bu da kadınlar artık seslerini çıkardığı için görünür oldu. Bunların yanında ülkemizde hükümetin devlet yönetim anlayışları ve İslam anlayışının geldiği nokta da kadın katliamlarının önünü açıyor. İslam’ı din boyutundan çıkarıp, ideolojik ve siyasi sistem olarak algılayan Vahabi anlayışı, patriarkal anlayışı da büyütüyor. Büyütülen algı savaşı da her iki cinsin zihinlerini olağanüstü saldırı altında tutarken, şiddetin bu kadar artmasındaki sebep de savaş söylemleri, mülteci sorunu, ekonomik kriz… Bunlar, toplumda stres oranının çok yükselmesine sebep oluyor. Bu da kadına yönelik şiddet olarak geri dönüyor.”
 
‘Bütünsel yaklaşım içerisindeyiz’
 
Partisinin de kadına yönelik şiddet ile mücadele çalışması içerisinde olduğunu ifade eden Bahar, belediyelerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu kurduklarını sözlerine ekledi. Belediyelerinde yarıca cinsiyete dayalı bütçeleme çalışmaları protokolleri yapıldığını ve bunun üzerinde çalışmaların yapıldığını kaydeden Bahar, “Kadın dostu belediyecilik çalışmaları tüm belediyelerimizde çok etkin biçimde devam ediyor. Kadın kollarımız, parti politikamızı kadınlara ve sokaklara ulaştırma konusunda çalışıyorlar. Bu konuda partimiz bütünsel bir yaklaşım için de mücadelesini veriyor. Önümüze, kadın ve çocuk hakları konusunda kazanılmış haklarını törpülemeye çalışan veya haklarımızı engellemeyi hedefleyen, önergeler, yasa tasarıları gelmeden, beklemeden bizim karşı duruşumuzu ve asla vazgeçmeyeceğimizi her alanda yoğun bir şekilde gösterip görünür kılacağız” dedi. 
 
‘Birçok STK ile ilişki içerisindeyiz’
 
İktidar tarafından hedef gösterilen İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Bahar, “Biz parti olarak İstanbul Sözleşmesi’nin tüm maddelerinin ivedilikle ve samimiyetle uygulanması konusunda ısrarcı ve takipçisiyiz. Geçen sene bu zamanlar, İstanbul Sözleşmesi İzleme Platformu bu konu ile ilgili Grevio'ya 50 maddelik bir rapor sundu. Konunun takipçileri uluslararası arenada mücadelesini veriyor. Parti olarak tüm desteğimizi veriyoruz. Bizler konunun yaşamda, sokaklarda olan kısmını organize ediyoruz. Çünkü çok fazla cephesi olan bir mücadele biçimi. Bizler kadına yönelik şiddeti önlemek ve ölmemek için birçok STK ile ilişki içerisindeyiz. Sokak eylemleri ile taleplerimizi görünür kılmaya çalışıyoruz” diye konuştu.