
Ronak Mecîd: Eğer ulusal birlik oluşursa Kürtlerin sorunları çözüm bulacak
- 09:04 3 Eylül 2019
- Güncel
Roj Hozan
SÜLEYMANİYE - Tevgera Azadi Yönetim Kurulu üyesi Ronak Mecîd, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi gelişmeleri ve Türkiye’nin devam eden sınır ötesi operasyonuna ilişkin “Türkiye faşizm uygulamalarını burada hayata geçirmeyi amaçlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Ronak ayrıca, Kürt ulusal birliğinin sağlanması için de çağrıda bulundu.
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nde başlattığı “Pençe Harekatı” devam ederken, bugüne kadar çok sayıda sivil katledildi ve ağır yaralandı. Tevgera Azadi Yönetim Kurulu üyesi Ronak Mecîd, Federe Kürdistan’daki siyasi gelişmeleri ve Türkiye’nin devam eden operasyonu ve bununlar birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Türkiye Güney Kürdistan’daki varlığını meşru görüyor’
Ronak, konuşmasının başında şu değerlendirmelerde bulundu: “Kürdistan ve Ortadoğu şuan çok farklı bir siyasi süreçten geçiyor. Güney Kürdistan ve dört parça Kürdistan’da bir işgal süreci var. Güney Kürdistan halkı bugüne kadar kendini işgalci güçlerden korumasını bilmiş ve bunun için de çok ağır bedeller vermiştir. Fakat Güney Kürdistan hükümetinde ciddi bir teslimiyet hali hakim. Güney Kürdistan’ı işgal etme emelleri olanlar var. Ama her parti bir devlete yanaşma ve Kürtlere düşmanlık etme derdinde. Bazıları İran’a bazıları ise Türkiye’ye bağlılar. Bu da beraberinde çok büyük sorunları getiriyor. Türkiye git gide işgal alanlarını genişletiyor ve buradaki varlığını da meşru görüyor. Türkiye kültür, siyaset ve askeri olarak Güney Kürdistan halkını etkisi altına alıyor. Bunun örneğini askeri güçlerini Güney Kürdistan topraklarında 15 kilometrelik alana yerleştirdiğinde kimsenin ses çıkarmamasında gördük.”
‘KDP hükümeti Türkiye ile ilişkilerinde bu saldırılara öncülük ediyor’
Federe Kürdistan hükümetinde olan KDP ile Türkiye arasındaki ilişkiye dikkat çeken Ronak, hükümetin saldırıların önünü açtığını belirtti. Ronak, “1992 yılından sonra Türkiye askeri üslerini Güney Kürdistan’da inşa etmeye başladı. Yaklaşık olarak 52 askeri üs Güney’da yapıldı. Son dönemde Türkiye’nin saldırıları bölgede arttı. Xakurkê, Xinêrê ve Qendîl’deki sivil halk hedef alınmış durumda. KDP Türkiye ile ilişkilerinde bu saldırılara öncülük ediyor. KDP peşmergeleri Türk askerleri ile bu planların içine giriyor ve saldırılara ortak oluyor. Son süreçte peşmerge 10 stratejik noktasını Türk askerlerine teslim etti. Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarda sivillerin malına ve evlerine zarar veriliyor ve bu saldırıların kurbanı da yine siviller oluyor” diye ekledi.
‘Türkiye zihniyetini Güney halkında oturtmaya çalışıyor’
Ronak değerlendirmesinin devamında Türkiye’nin Federe Kürdistan’ın kültür, ekonomi ve sanatı üzerinde izlediği politikalara dikkat çekerek şunları dedi: “Ekonomik anlamda Türkiye stratejik alanlara el koymuş. İşgalini ekonomi üzerinde yapıyor ve bölge halkına bir pay bırakmıyor. Kültür ve sanat alanında da olumsuz bir etki yaratıyor bölge halkı üzerinde. Örneğin televizyon kanallarında da bunu ön plana çıkarıyor. Türkiye zihniyetini Güney halkında oturtmaya çalışıyor. Güney halkına Türk kültürünü taklit etmeyi dayandırıyor. Bu Güney halkının kültürünü yok etmek ve faşizmi ön plana çıkarmak anlamına geliyor. Farklı taktikler ile Türk kültürü Güney halkına dayatılıyor. Bu da Erdoğan tarafından birebir yürütülen bir politikadır. İşgalci zihniyet Güney’e de getirilmeye çalışılıyor.”
‘KDP diğer partileri de ihanet çizgisine çekmeye çalışıyor’
KDP’nin Federe Kürdistan’da bulunan diğer siyasi partileri de ihanet çizgisine çekerek planlarına ortak etmeye çalıştığını söyleyen Ronak, KDP’nin bunu yalnız kalmamak adına yaptığının altını çizdi. Ronak, KDP ve Türkiye arasında krizi devam ettirme çabası olduğunu ifade ederek, “YNK şimdiye kadar bu planların içinde yoktu. Fakat YNK’de kendi şahsi çıkarları için kandırılarak bu planlara dahil edildi. KDP tüm siyasi partileri kendi ile birlikte çekmeye çalışıyor. Tek başına bu ateşte yanmak istemiyor. Bu yanlış siyaset ile diğer partileri de ihanete çekiyor. İşgalci ve sömürgeci sistemi aralarında bölüşüp bölge halkına kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ama tarih onların bu ihanetini kabul etmeyecek ve unutmayacak” dedi.
‘Türkiye Kürtlerin statüsünü kabul etmiyor’
Irak ve Türkiye arasındaki ilişkiye de değinen Ronak, şöyle devam etti: “Herkes Kürtlerin yok edilmesi ve statülerinin varlığına karşı bir cephe oluşturmuş adeta. Bunun için de bir çalışmaya girmişler. Irak hükümeti ve Güney’deki siyasi partiler arasında temaslar var. Daha önce Türkiye’nin sınırdan 5 kilometre içeri girmesine izin verilmişti. Anlaşma yapılmıştı, fakat şuanda iki farklı görüş var. Mevlüt Çavuşoğlu Mesut Barzani’ye bir mektup yollamış. Peşmergelerin Kerkük’e girişine izin verilmiyor. Çünkü Türkiye, Kerkük’ü kendi toprağının bir parçası olarak görüyor. Bu yüzden KDP peşmergeleri ile birlikte Irak güçlerinin sınırı kontrol etmesini istemiyor. Bizler Türkiye’nin Kürtlerin hiçbir statüsünü kabul etmediğini çok iyi biliyoruz. Kürt halkı nerede olursa olsun Türk devleti onlara düşmanlık edecektir. Türkiye Irak ile de böyle bir ilişkinin içine girmeye çalışıyor. Irak Cumhurbaşbakanı görev başına geldiği gibi önce Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu da Kürt düşmanlığı üzerinde bir anlaşmaya vardıklarını gösteriyor. Irak, Türkiye’nin Kürdistan’da kalmasını ve Güney’deki partilerin de buna sessiz kalmasını istiyor. Irak parlamentosunun çoğunluğunu Türkmenler oluşturuyor. Onlar da Türkiye’nin saldırılarına onay veriyor. Sayıları azımsanacak kadar değildirler. Parlamentoyu kendi görüşleri doğrultusunda yönetiyorlar.”
‘Türkiye’nin Ortadoğu planları tutmuyor’
Türkiye’nin Ortadoğu planlarından da söz eden Ronak, “Türk devleti bir diğer adı ile AKP-MHP hükümeti devleti tam olarak şoven ve faşisttir. Şuan Türkiye farklı bir aşamaya gelmiş durumda. 2023 yılına kadar Lozan antlaşmasını tekrarlamaya çalışıyor. Osmanlı faşizmini Ortadoğu’da tekrar canlandırmaya çalışıyor. Ama gün be gün bu emelleri yerine gelmiyor, planları tutmuyor. Şengal’de yenildikten sonra Ezidîler kendi savunmalarını yaptı. Kürtler Kuzey ve Doğu Suriye’de statü sahibi oldu. Erdoğan Minbic ve Musul’a yapılacak olan operasyonda yer almak istiyordu. Fakat ona izin verilmedi. Bu da onda büyük bir kırılma yarattı. Yine Kuzey ve Doğru Suriye’ye saldırı tehditlerinde bulundu. Bu da diplomatik görüşmeler ile çözülmesi üzerine yine bir kırılma yarattı. AKP-MHP ittifakı İstanbul seçimlerinde büyük bir yenilgi yaşadı. Ankara ve İstanbul belediyelerini kaybetti. Erdoğan şuan intikamını almak için çevreye saldırıyor. AKP-MHP ittifakında yaşanan bu yenilgi Kürtler sayesinde oldu” şeklinde konuştu.
‘Türkiye’deki şovenizm toplumda büyük tehlikeler yaratıyor’
Türkiye’nin bir NATO ülkesi olduğunu hatırlatan Ronak, şunları belirtti: “Kerkük bölgesi ve çevresini Kürtlerin elinden çıkardı. Türkiye, İran ve Irak kendi aralarında yaptıkları referandum sonrası Kürtlerin kazanımlarına karşı birleşme kararı aldılar. Ve bunun sonucunda da Kerkük’ü Irak’a verdiler. Daha sonra Rusya ile birlikte Efrîn’i işgal ettiler. Şimdi de Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırarak bu toprakları işgal etmek istiyorlar. Kürtlerin buradaki statüleri yok edilmek isteniyor. Kuzey Kürdistan halkına da aynı faşizmi dayatıyor. Halkın kendi iradesi ile aldığı belediyelere AKP-MHP ittifakı tarafından kayyımlar ile elde edilmeye çalışılıyor. Bununla kendi halklarına güçlerini göstermeye çalışıyorlar. Bununla seçimleri kendi istedikleri gibi yeniliyorlar. Türkiye’nin şovenizmi toplum üzerinde büyük bir tehlike yaratıyor. Bu da Erdoğan’ın yok oluşa sürüklendiğini ve terör güçlerine sığındığını gösteriyor."
‘Kürtlerin birliği oluşursa Kürt halkının sorunları da çözülecek’
Kürt ulusal birliğinin önemine dikkat çeken Ronak, son olarak da şu çağrıda bulundu: “Eskiden Kürtler arasında bir ittifak ve birlik vardı. Dünya coğrafyasında Kürdistan köklü bir geçmişe sahip. Bu yüzden hep saldırılara maruz kalmıştır. Osmanlı devleti yok olduktan sonra Lozan Antlaşması ile Kürdistan dört parçaya ayrıldı. Hiç olmadığı kadar bizlerin yeniden özgür Kürdistan için birliğe ihtiyacımız var. Evet doğrudur aramızda anlaşmazlık ve çelişkiler var. Fakat bu Kürtlerin birlik olması için bir engel değildir. Sayın Abdullah Öcalan 1’inci Ulusal Birlik Kongresi’nde Kürtlerin birliğine çağrı yapmıştı. Bugün topraklarımızda yürütülen siyasetin her yönünü iyi incelemeli ve yorumlamalıyız. Çelişkilerimizi bir tarafa bırakıp birliğimizi oluşturmalıyız. Topraklarımızı düşmandan korumalıyız. Eğer bu birlik oluşursa Kürtlerin bütün sorunları çözüm bulacak. Bizler de halkımızın onurunu koruyacak ve özgür yaşayacağız.”