Kayyım icraatlarını duyan AKP’liler salonu terk etti

  • 16:48 2 Eylül 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Kayapınar Belediyesi meclis toplantısında, kayyımların icraatları tek tek sıralanarak tepki gösterildi. AKP’li üyelerin salonu terk ettiği toplantıda konuşan HDP’li üyeler, geri adım atmayacaklarını ve halkla birlikte mücadele yürüteceklerini vurguladı.  
 
Diyarbakır Kayapınar Belediyesi'nin Eylül ayı meclis toplantısı, belediye eşbaşkanı Keziban Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantı öncesi Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) belediye meclis üyeleri, 19 Ağustos'ta Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine atanan kayyımlara, yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi. 
 
HDP'li meclis üyeleri adına açıklamada bulunan Ruken Bekalp, kayyımların atanmasıyla yeni bir siyasi darbenin daha Cumhuriyet tarihine geçtiğini belirterek, "Demokrasiyi boğan ve tüm bu uygulamaları hayata geçiren AKP-MHP ittifakının kurumsallaştırmak istediği faşist rejimin önündeki en büyük engel partimizdir. Bu nedenle HDP’nin tüm bileşenleri ve ittifakları Türkiye’nin farklı yerlerinde AKP’nin saldırısına uğramıştır, uğramaktadır. Bu nedenle HDP Belediyeleri gasp edilerek kayyım atanmaktadır" dedi. 
 
‘Devlet aklı her dönem Kürtlerin kazanımlarına saldırılarda bulunmuştur’
 
"Kayyım uygulamaları bu dönemde ortaya çıkan bir zihniyetin sonucu değildir" diyen Ruken, şöyle devam etti: "Devlet aklı her dönem Kürtlerin kazanımlarına saldırılarda bulunmuştur. 1979 yılında Siirt’e bağlı bir ilçe olan Batman’da seçimi kazanan Edip Solmaz’ın 1 ay içinde yaptıklarını hazmedemeyen devlet, Edip Solmaz’ı evinin önünde katletmiştir. 99 belediyenin kazanıldığı 2009 yerel seçimlerinden hemen sonra 'KCK’ adı altında yapılan operasyonlarda yerel yönetimler hedef alınmıştır. 2009 DTP’nin yerel seçim zaferinden sonra ‘KCK operasyonları’ adı altında onlarca belediye başkanı ve meclis üyesi tutuklanmış, yıllarca cezaevinde kalmışlardır. DBP’nin 102 belediyeyi kazandığı 2014 yerel seçimlerinden sonra 2016 Eylül ayında 95 belediyemize kayyım atanmıştır.  Kayyım atanan belediyelerimizdeki eşbaşkanlarımızdan 39’u tutuklanmış, 15 eşbaşkanımıza ise ceza verilmiştir. Eşbaşkanların yerlerine atanan kayyımlar da 55’i cemaat yapılanması, yolsuzluk gibi nedenlerle değiştirilmiştir.”
 
‘Eşbaşkanlığın hedef almasının en büyük nedeni erkeklik rejimidir’
 
Kürt siyasi hareketinin kazandığı belediyelerde 19 yıldır düşük bütçelerle hizmet yapılmakta olduğunu hatırlatan Ruken, “Merkezi bütçe, bölge belediyelerine ayrımcılık yapılarak düşük verilmektedir. Buna karşın, müfettişlerin adeta kamp kurduğu belediyelerde iddia edildiği şekilde tek bir yolsuzluk dosyasına rastlanmamıştır. 19 Ağustos’ta yapılan kayyım darbesinde de AKP-MHP ittifakının gerekçe gösterdiği noktalardan biri de eşbaşkanlık kurumudur. Partimizin bedeller ödeyerek kazandığı ve hayata geçirdiği eşbaşkanlık kurumunun hedef almasının en büyük nedeni erkekliği baz alan erkeklik rejimidir" dedi. 
 
‘Kayyımlar ırkçı ve ayrımcı uygulamalara imza atmışlardır’
 
Kayyımlarla birlikte belediyelerin halktan izole edildiğini aktaran Ruken, “İki yıldır, yurttaşlar belediyeden bilgi almak için bile gittiğinde, önce güvenlik turnikelerinden üst aramalarına maruz kalarak geçmeleri gerekmiştir. Kayyımlar, irade gaspını manipüle etmek için belediyelerin yaptığı tüm çalışmaları kriminalize etmeye çalışmış ve halkın yereldeki iradesini resmen düşmanlaştırmıştır. Halkın siyasi davranışı bir suç unsuru haline getirilmiş, halkın siyasi tercihlerine devlet şiddetini de içeren zor aygıtlarıyla cevap verilmiştir. Çok dilli ve çok kültürlülük ilkesi ile çalışan belediyelerimizin kendi çalışanlarına yönelik verdiği Kurmancî ve Zazakî dil kursları kayyımlar eliyle iptal edilmiştir. Kayyımların yaptığı ilk iş, çok dilli kreşleri kapatmak, çok dilli masal kitapları, çok dilli çocuk oyunları, anadiliyle yazılmış resimli sözlüklerin olduğu çalışmalar, kurslar ve kütüphaneler gibi kültürel projeleri iptal etmek olmuştur. Kayyımlar ve Saray’ın noteri durumuna düşen mahkemeler, belediyelerin bölgenin kültürüyle uyumlu bir şekilde parklara, mahallelere, cadde ve sokaklara verdiği isimleri halkları karşı karşıya getirebilecek şekilde değiştirerek ırkçı ve ayrımcı uygulamalara imza atmışlardır" diye konuştu. 
 
‘Hafızayı yok etmeye dönük planlı çalışma yürütüldü’
 
Hafızayı yok etmeye dönük olarak da kayyımlar ciddi ve oldukça planlı bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Ruken, “Farklı şehirlerde olan Ceylan Önkol, Medeni Yıldırım, Tahir Elçi, Leyla Kasım, Üç Fidan gibi park isimleri değiştirilerek yerlerine militarist isimler verilmiştir. Ayrıca Orhan Doğan, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Roboski, Nihat Kazanhan gibi isimlerin verildiği heykeller, anıtlar kayyımlar eliyle yıkılmıştır. Kürdistan'da belediyelere kayyımların atanması ile beraber cenazelere araçların tesis edilmemesi ve diyanet imamlarının cenazeleri yıkamayı reddetmesi gibi toplumu dehşete düşüren pratikler olağanlaşmaya başlamıştır” ifadelerini kullandı. 
 
Ruken, konuşmasına şöyle devam etti: “Eşbaşkanlık düzeyinde belediye kadın eşbaşkanlarına yönelik gerçekleştirilen görevden alma ve tutuklamaların bir sonraki aşaması olarak kadın politikalarına yönelik cinsiyet eşitsizliğini büyütecek ideolojik ve politik bir müdahale başlatılmıştır. Kayyımlar, kadın mücadelesinin ve kazanımlarının yerel yönetimlerle ilişkisi doğrudan yok etmeye çalışılmıştır. Bu müdahale kapsamında 43 kadın merkezimizin bulunduğu il ve ilçelerde kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele çalışmaları, kadın mücadelesi ekseninde geliştirmiş olduğumuz farkındalık ve hizmetler illegalize edilerek durdurulmuştur.”
 
‘Kayyımlar hukuksuzlukları ile gündeme geldi’
 
Önceki dönem hukuksuzluklarıyla gündeme gelen kayyımların Diyarbakır’da 760 milyon TL, Van’da 1,5 milyar TL, Mardin’de 1 milyar TL, Kars’ta 400 milyon TL, Batman’da 307 milyon 328 bin TL, Silopi’de 133 milyon 453 bin TL, Cizre’de 220 milyon 793 bin TL, İdil’de 48 milyon TL, Sur’da 152 milyon TL, borçsuz Siirt’te 115 milyon TL, Yüksekova’da 680 milyon TL, Silvan’da 65 milyon 868 bin TL, Kurtalan’da 215 milyon TL, Varto’da 4,2 milyon TL, Bismil’de 120 milyon 707 bin TL, Bulanık’da 172,5 milyon TL, Patnos’ta 136,4 milyon TL, Derik’de 15 milyon TL, Hazro’da 4,5 milyon, Akpazar’da 1,5 milyon TL, Muradiye’de 32,6 milyon TL, Bekirhan’da 8,8 milyon TL, Erciş’de 161,3 milyon TL borç bıraktığını kaydeden Ruken, "Bunların yanı sıra halkın parasını fütursuzca harcayan bu kayyımların yaptıkları bazı harcamalar ise şu şekildedir; Van kayyımı, 48 bin TL’ye yemek takımı ve 170 bin TL’ye takım elbise alması, 638 bin TL’ye protokol teknesini tadilat ettirip, eşlerinin altın gününe ev sahipliği yaptırmaları dışında kullanmamaları. Mardin kayyımı, AKP’li bakan ve milletvekillerinin 2 aylık dönemdeki çeşitli ziyaretlerinin yemek giderleri 1 milyon 719 bin TL ödemesi, Cumhurbaşkanı, bakan ve milletvekillerine 418 bin TL’ye hediyeler alması. Diyarbakır kayyımı, kendine özel yaptırdığı banyoya 2 milyon 127 bin TL ödemesi, 164 bin TL’ye kuruyemiş alması ve 1 ton 600 kg fıstıklı kadayıf yemesi ile gündeme gelmiştir" dedi. 
 
‘Sinmiyoruz, susmuyoruz ve itaat etmiyoruz’
 
Kayyımların “yağmacı ve talancı” politikalarına karşı halkın 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde sandıklara giderek kayyımları istemediğini açıkça belirttiğini vurgulayan Ruken, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Erdoğan ve Soylu’nun seçim kampanyası boyunca sürdürdükleri, 'Bizim adaylarımızı seçmezseniz kayyum atarız' anlamına gelen tehditlerine karşın, halk, iradesini bir kez daha açıkça ortaya koydu. 31 Mart’ta, 'kayyuma hayır' anlamına gelecek biçimde, belediyeleri yeniden HDP’nin adayı olan belediye başkanlarına teslim etti. Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlarımız Adnan Selçuk Mızraklı ve Hülya Alökmen Uyanık yüzde 62.93, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlarımız Ahmet Türk ve Necla Figan Altındağ yüzde 56.24, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlarımız Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı yüzde 53.83 oy alarak halkın iradesini temsil etmektedirler. 19 Ağustos 2019’da halkın iradesine yönelik haddini aşan bu saldırıyı en sert şekilde kınıyor ve kayyım uygulamalarını kabul etmediğimizi ifade ediyoruz. Belediye eşbaşkanlarımız görevlerine iade edilene kadar haklı ve meşru mücadelemizden geri adım atmayacağız ve halkımızla beraber bu mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. 3 büyükşehir belediyemizde ki kayyım uygulamasından bir an önce vazgeçilmesi çağrımızı buradan ifade ediyoruz. Amed ya me ye, Merdîn ya me ye, Wan ya me ye. Sinmiyoruz, susmuyoruz ve itaat etmiyoruz..."
 
Açıklama sırasında AKP'li 4 meclis üyesinin toplantı salonunu terk etmesi dikkat çekti.