KESK: Gerçek ve özgür toplu sözleşme temel gündemimiz

  • 13:43 29 Ağustos 2019
  • Güncel
ANKARA - Hakem Kurulunun hükümetin teklifini aynı şekilde onaylamasına tepki gösteren KESK, kararı tanımadıklarını belirterek, “grevli, gerçek ve özgür bir toplu sözleşme düzeni ve bunun için gerekli yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesinin” temel gündemleri olacaklarını kaydetti. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 2020-2021 yıllarını kapsayan beşinci toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde Hakem Kurulunun, Hükümetin teklifini aynı şekilde onaylamasına tepki göstererek konfederasyon olarak bundan sonraki mücadele hattına ilişkin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin katılımıyla KESK Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı konfederasyon adına KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen okudu.
 
‘İnsan onuruna yaraşır bir ücret istedik’
 
Ağustosta TİS görüşmeleri başlarken dolar 5,3 lira dolayında iken bugün 6 liraya dayandığını söyleyen Aysun, görüşmelere başladıklarında, yılın ilk 7 aylık döneminde gıda fiyatlarındaki artışın yüzde 28’i aştığını belirterek, “Görüşmeler devam ederken iğneden ipliğe zam üzerine zam devam ediyordu. Masada defalarca açlık sınırının 2 bin 100 TL, yoksulluk sınırının 6 bin 800 TL’yi aştığını, kamu emekçileri olarak on yılda reel gelirimizin yüzde 40 eridiğini, emekçi kesimlerin yaşadığı gerçek enflasyonun yüzde 30’ları bulduğunu, krizden en çok emekçilerin etkilendiğini, dolaysıyla insan onuruna yaraşır temel bir ücret belirlenmesini istedik, söyledik” dedi. 
 
‘Yandaş konfederasyon yüzünü Saray’a döndü’
 
Aysun, “Yandaş konfederasyon daha önce yaptığı gibi yüzünü emekçilere değil Saray’a dönerek, ‘Çalışma Bakanının asli unsur olmadığı anlaşılıyor, asıl yetkilinin devreye girmesini istiyoruz’ demiştir. Oysa bildiğimiz ve dün yapılan itiraftan da netleştiği üzere mevcut sefalet ücret dayatması bizzat Saray tarafından belirlenmiş olup tüm süreç oradan koordine edilmiştir. Ortada açık bir danışıklı dövüş yaşanmaktadır. Yandaş konfederasyon, üyelerinin giderek artan isyanı karşısında, sonucun değişmeyeceğinin net olduğu Hakem Kuruluna giderek üzerindeki üye baskısını azaltmayı, gaz almayı hedeflemiştir. Göstermelik bir iki eylemle de bunu pekiştirmek istemiştir” ifadelerini kullandı.
 
‘Hakem Kurulu mekanizmanın iflası anlamına gelmektedir’
 
KESK olarak, bağımsız ve tarafsız arabulucu mekanizmalara karşı olmadıklarını, ancak böylesi mekanizmaların arabulucu nitelikte olması gerektiğini vurgulayan Aysun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylesi kurulların kararı bağlayıcı olmamalı, grev hakkının kullanımını engellememelidir. Oysa mevcut Kurul hükümetin bir organı gibi tasarlanmış ve oluşturulmuştur. Bir noter işlevi görmektedir. Gerek bileşimi, gerekse yapısı itibariyle Hükümetin atadığı üyelerden oluşan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kamu emekçilerinin temel taleplerinden ve ülke gerçekliklerinden tamamen uzak, hükümetin yönlendirmesiyle açıkladığı karar, Hakem Kurulu mekanizmasının iflası anlamına gelmektedir.”
 
‘Karar hukuki ve meşru değil, kabul etmiyoruz’
 
Kararın kamu emekçileri nezdinde meşru ve hukuki olmadığına dikkat çeken Aysun, “Günlük bir çay parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklilerinin ücretlerinin artırılmasını öngören Hakem Kurulu kararını kabul etmiyoruz. Grevsiz, ILO sözleşmelerine uygun olmayan, her durumda hükümetin kararlarının çıkacağı mevcut toplu sözleşme düzeni ile geleceğimiz nokta buraya kadardır. Bu düzenle kamu emekçileri lehine herhangi bir kazanımın elde edilmesi mümkün değildir. Sistem iflas etmiştir. 4688 sayılı yasa mevta olmuştur” diye konuştu.
 
‘Gerçek bir sözleşme için mücadele ana gündemimiz olacak'
 
Konfederasyon olarak başından beri gündemlerinin ilk sırasında yer alan “grevli, gerçek ve özgür bir toplu sözleşme düzeni ve bunun için gerekli yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesinin” temel gündemleri olmaya devam edeceğine işaret eden Aysun, tüm kamu emekçilerini haklarına, taleplerine ve geleceklerine sahip çıkmaya çağırdı.