
'Hakkımız yasadışı bir şekilde elimizden alındı'
- 13:57 27 Temmuz 2019
- Güncel
DERSİM - Yasaklanan Cumartesi Anneleri belgesel gösterimi ve LGBTİ+ Kavram Atölyesi etkinliklerine ilişkin yapılan basın açıklamasında konuşan Cumartesi Annesi Maside Ocak, yasak kararı hakkında, "Konuşacaklarımızın tamamı Anayasa’nın bize tanıdığı hakkımızdı ve bu hakkımız Valilik tarafından yasadışı bir şekilde elimizden alındı. Biz Cumartesi Anneleri kayıplarımız için, hakikat için, adalet için bir arada olmaya devam edeceğiz" dedi.
Munzur Kültür ve Doğa Festivali tertip komitesi Valilik tarafından yasaklanan Cumartesi Anneleri belgesel gösterimi ve LGBTİ+ Kavram Atölyesi etkinliklerine ilişkin Dersim Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, Cumartesi Anneleri, Suruç Aileleri, 10 Ekim Aileleri, Belediye Başkanı Mehmet Maçoğlu, festival tertip komitesi ve çok sayıda kişi katıldı.
‘Toplum ahlak kurallarını kendisi tespit etsin’
Tertip komitesi adına konuşan Ali Haydar Ben, ülkede evlatlarını kaybetmiş Cumartesi Annelerinin yıllardan beri Galatasaray Meydanı’nda mücadele yürüttüklerine değinerek, yasakçı zihniyetin Cumartesi Annelerinin belgeselinin izletilmesine karşı çıktığını belirtti. Ali Haydar, “Suruç katliamında katledilen gençlerimizin ailelerinin kendilerini burada ifade edecekken onlar da engellemelerle karşı karşıya kaldılar. Yine LGBTİ+’lar ötekileştirilenlere kendilerini ifade etme gibi bir hakkın verilmediği ortaya çıktı. Bırakalım toplum ahlak kurallarını kendisi tespit etsin. Toplum adına kimsenin karar verme hakkı yoktur. Arkadaşlarımızın, dostlarımızın, ailelerimizin etkinliklerini gerçekleştirme hakkı maalesef ellerinden alınmıştır. Halkın kendini rahat bir şekilde ifade edebileceği, özgürce konuşabileceği, demokratik bir şekilde kendini topluma anlatabileceği koşulların oluşturulması gerekmektedir” dedi.
‘Unutmayacağız, unutturmayacağız’
Ardından konuşan 10 Ekim ailelerinden Erdoğan Tedik de, her platformda kaybettiklerini anmaya devam edeceklerini söyleyerek, “Biz kaybettiklerimize bir söz vermiştik; unutmayacağız, unutturmayacağız. Biz korkuyu Suruç’ta, 5 Haziran’da Diyarbakır’da, Ankara Garında, çocuklarımızı kaybettirdikleri her yerde bıraktık. Artık biz korkmuyoruz. Birleşeceğiz, bizi katledenler, kaybedenler yargı önüne çıkana kadar mücadele edeceğiz. Biz biliyoruz, gerçek sorumluları, katilleri biz aileler olarak çok iyi biliyoruz. Bunlar açığa çıkana kadar mücadelemiz devam edecek. Katillerin açığa çıkması, yargılanması gerekirken biz askılara maruz kalıyoruz. Biz bu yasakçı anlayışı aşacağız. Dersim halkı olarak, katılımcılar olarak prim vermeyeceğiz. Program devam edecek” ifadelerini kullandı.
‘Onların bıraktığı yerden devam edeceğiz’
Suruç ailelerinden Fethi Aydın ise, yaşanan katliamların toplumun arası olduğunu dile getirerek, yaşanan katliamlarla yitirdiklerini duyurmanın ve insanlarla paylaşmanın en doğal hakları olduğunu anlattı. Fethi, “Devlet bu katliamları kendisi yapmadıysa neden yasaklama gereği duyuyor? Biz gücümüzün yettiği her yerde Suruç’un, Ankara’nın kayıp olaylarının ortaya çıkarılması ve sorumluların yargılanması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Bundan sonra da hiçbir yasak bunu engelleyemeyecek. Çünkü biz her ayın 20’sinde Kadıköy’de oturma eylemi yapıyoruz. Çocuklarımız gitti biz onlara sırtımızı dönmeyeceğiz. Onların bıraktığı yerden devam edeceğiz. Onlar yaşıyor, onlar aramızda” diye kaydetti.
‘Heteroseksist anlayışa karşı birlikte mücadele edeceğiz’
LGBTİ+’lar adına söz alan Hakan Aksu, 2016’dan itibaren etkinliklerine yönelik yasakların başladığını ifade ederek, Türkiye genelinde yasalı ve resmi olmayan yasakçı bir anlayışla karşı karşıya olduklarını belirtti. Hakan, “Yarın yapacağımız kavram atölyesine getirilen yasak da yasakçı anlayışın bir yansımasıdır. Bizi toplumdan ayrıştırmalarına, ötekileştirmelerine izin vermeyeceğiz. Gerek Dersim’de gerekse Türkiye’nin her yerinde demokrasi güçleriyle birlikte LGBTİ+’lar olarak bu şiddeti meşru gören, baskıcı ve yasakçı heteroseksist anlayışa karşı birlikte mücadele edeceğiz. Bizler de bu topumun bir parçasıyız. İnsani koşullarda yaşamaya hakkımız vardır. Mücadelemiz devam edecektir” ifadelerini kullandı.
‘24 yıldır yaşam hakkı için sokaklardayız’
Son olarak konuşan Cumartesi Annesi Maside Ocak, 24 yıldır gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açığa çıkarılması ve sorumlularının adil bir yargı önünde cezalandırılması için mücadele ettiklerini söyledi. Maside, “Cumartesi Anneleri’nin hepsinin dini inanışı, düşüncesi farklı. Ancak her birimiz kaybettiklerimiz için bir aradayız. Biz biliyoruz ki Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin bize tanıdığı haklarımız var. Bu haklarımızdan biri de yaşadığımız hak ihlalleri ile ilgili açıklama yapıp kamuoyu oluşturmak. Bugün burada karşı karşıya kaldığımız durum ne Anayasa’ya ne de uluslararası sözleşmelere uyuyor. Biz 24 yıldır yaşam hakkı için sokaklardayız” diye konuştu.
‘Bir arada olmaya devam edeceğiz’
Maside son olarak şunları kaydetti: “Bugün burada Ayaz ve Nupelda’nın dehşet bir şekilde öldürülüşünü anıyoruz. Ama 1994’ten beri biz Cumartesi Anneleri ‘3 yaşındaki Dilek Serin’e ne oldu’ diye soruyoruz. Bugün burada konuşmamıza izin verilseydi Ayten Öztürk’ün babasının on yıllardır ‘Çocuğumun katilinin hesap vermesini istiyorum’ sesine soluk olacaktı. 60 yaşındaki Nazım Gülmez’in nasıl gözaltında kaybedildiğini anlatacaktık ve Edirne’den Kars’a sorumluların nasıl cezalandırılmadığını, ödüllendirildiğini söyleyecektik. Yani bugün konuşacaklarımızın tamamı Anayasa’nın bize tanıdığı hakkımızdı ve bu hakkımız Valilik tarafından yasadışı bir şekilde elimizden alındı. Biz Cumartesi Anneleri kayıplarımız için, hakikat için, adalet için bir arada olmaya devam edeceğiz.”