
Kadın eşbaşkanlar yönetimde iddialı: Sistemin dayattığı modeli kabul etmiyoruz
- 09:02 27 Temmuz 2019
- Güncel
Rengin Azizoğlu
DİYARBAKIR - Yerel yönetimlerin kadın eksenli güçlendirilmesi üzerine Van’da gerçekleştirilen 2 günlük çalıştaya katılan Sur Belediye Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, “Sistemin dayattığı kadın modelini kabul etmediğimizi yineledik” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Van’da düzenlediği “Demokratik Yerel Yönetimler Eğitim Çalıştayı”nda, “HDP’de Kadın Perspektifi”, “Yerel Yönetimlerde Kadın Hukuku”, “Eşbaşkanlık Sistemi”, “Yerel Yönetimlerde Kadın Modeli”, “Kadın Politikaları”, “HDP Fikriyatı ve Yerel Yönetimler İlişkisi bağlamında; Demokratik Ulus, Yerel Demokrasi, Radikal Demokrasi” ile “Demokratik Yerel Yönetimler bağlamında, Pratik Politikalar, Model ve Katılımcılık; Parti, Komün, Halk Meclisi ve Mahalle Çalışmaları; Toplumcu Belediyecilik” başlıkları masaya yatırılarak tartışıldı.
Çalıştayda kadın eşbaşkanlar, tartışmaların yanı sıra özgün eğitimler de yaptı. Sur Belediye Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, çalıştaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Kayyımın süreci değerlendirildi’
Çalıştayda ilk olarak geçtiğimiz iki buçuk yıl belediyelerde olan kayyım sürecini değerlendirdiklerini ifade eden Filiz, “Kayyım sürecinde neler oldu hangi kazanımlarımıza saldırıldı, eşbaşkanlık sistemimizin ne şekilde yok sayıldığı üzerinden değerlendirmeler yapıldı. Kayyım sürecinde toplumun bir bütününe saldırılmasının yanı sıra kadın kazanımlarına yönelimler gerçekleştirildi. Çalıştayda yoğunluklu olarak kayyımın gelir gelmez Kadın Politikalar Müdürlükleri’ni ve kadın kurumlarının kapatması bununla paralel olarak gençlik ve kültür alanında birçok çalışmanın durdurulması, aynı şekilde kurumlardaki eşyaların ve taşınmazların Diyanet’e ve Kaymakamlıklara devredilmesi, çocukların anadilde eğitim aldıkları kurumların müftülüklere devredilmesi gibi konular tartışıldı” dedi.
‘Kadın çalışmaları güçlendirilerek devam ettirilecek’
Çalıştayda, kültür, kadın ve gençlik üzerinden soykırım boyutuna varan bir saldırının açığa çıktığını kaydeden Filiz, tek adam, tek dil, tek düşüncenin bir sonucu olarak öne çıkan şiddet olgusunu tartıştıklarını söyledi. Filiz, “Çalıştay değerlendirmesinden sonra eşbaşkanlık sistemimizin olması gerektiği, belediyelerde kadın eksenli çalışmaların güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiği, geçmişten bu yana kazanımlarımızın tekrar oluşturulması ve o noktada daha çoğaltılarak, güçlendirilerek devam etmemiz noktasında bir fikir birliği oluşturuldu” diye belirtildi.
‘Belediye çalışmaları kadın bakış açısıyla oluşturulacak’
Kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarının da değerlendirildiğini kaydeden Filiz, bu noktada yerelden yönetim modelini tekrar değerlendirip nasıl daha iyi yapılabilir üzerinden fikir ve tartışmaların yürütüldüğünü aktardı. Filiz, “Bu bağlamda kadın çalışmaları, belediye çalışmalarının kadın bakış açısıyla oluşturulması ve hatta kadın eksenli imar alanlarının nasıl olacağı ve bunun içinde halkla nasıl bütünleşeceğimiz noktasında tartışmalar yürütüldü. Olması gereken nokta da eğer bir alan çalışıyorsa, bu alanın içindeki genel profiline bakılarak, yaşlısından tutun en küçük çocuğuna kadar yaşam alanlarını kendi fikirleri doğrultusunda yeniden inşa sürecinin olması ve kendini içinde var edebilecek projelerle bir araya gelmeyi sağlayacak çalışmalar noktasından fikirler yürütüldü. Örneğin mahalle çalışmaları, ev ziyaretleri, avlu sohbetleri gibi fikirler ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
‘Dayatılan bu kadın modelini kabul etmediğimizi yineledik’
Bundan sonra da kazanımlarından ödün vermeden, çoğalarak ve halkın bütün önerilerini dikkate alarak bir duyarlılık geliştireceklerini dile getiren Filiz, şöyle devam etti: “Yerel yönetimin belediye ve belediye meclis üyelerinden oluşmadığını vurgulayarak, yerelin kendini içinde var ettiği bir yöntemle yine kadın öncülüğünde, kadın perspektifinde projelerin gerçekleştirileceği kararına vardık. Böyle devam etmesi için bir start verdik ve böyle de devam edeceğiz. Belediyelerin içinde yer alacak kadın oranlarına ve kadın önceliğine daha fazla önem göstererek sistemin dayattığı bu kadın modelini kabul etmediğimizi yineledik. Kadının isterse imarda da çalışabileceğinin ve görüşünün olabileceğinin görüldüğü bir perspektif açığa çıktı. Böyle bir perspektifle de çalışmalarımızı yürüteceğiz. Ben bu noktada bütün genç kadınlara, aslında bir bütün gençlere geçmişimize nasıl sahip çıkıyorsak, geleceğimize de bir bütünen sahip çıkmamız gerektiği çağrısını yapıyorum.”