‘Ensestin önlenmesi için kadının güçlendirilmesi gerekiyor’

  • 09:04 23 Temmuz 2019
  • Güncel
Melike Aydın 
 
İZMİR - Son yıllarda biraz daha konuşulabiliyor olsa da ortaya çıkan ensestin buzdağının görünen yüzü olduğunu belirten Sosyal Hizmet Uzmanı Seher Dere Ülgen, suçu işleyenlerin birer hasta değil suçlu olduğunu ve bilerek yaptığını vurguladı. Ensestin önlenmesi için de önemli noktalara dikkat çeken Seher, “Kadının güçlendirilmesi ensesti önlemede etkilidir, iktidardakiler kadına dönük söylemlerinde dikkatli olmalıdır” dedi. 
 
Aile içi cinsel istismar (ensest) hakkında dünyada ve Türkiye’de yapılmış nitelikli araştırmalar mevcut değil ancak her geçen gün daha da arttığını söylemek mümkün. Sosyal Hizmet Uzmanı Seher Dere Ülgen, ortaya çıkan tablonun buzdağının sadece görünen yüzü olduğunu belirtti. Çocuk İzlem Merkezlerinde (ÇİM) adli görüşmeci ve aile danışmanı olarak çalışan Seher, Sağlık Bakanlığı bünyesinde farklı illerde ve görevlerde yer aldı. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nde kadına yönelik şiddet konusu üzerine de çalışan Seher, ensest hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
 
*Enseste dair veriler var mıdır? Son zamanlarda çıkan haberler ensestin arttığına dair bir işaret midir?
 
Türkiye geneline yayılan bir istatistik yok, dünyada da yapılan araştırmalar yok. Ensest tüm aileyi ilgilendirdiği için aile kapatıyor ancak yaygın olduğu kabul ediliyor. Sağlık Bakanlığı ve ÇİM verileri, adli vakalar olduğu için kamu ile paylaşılmıyor. Ensesti konuşmak kolay değildir. Travmatik ve hukuki boyutları var. Son zamanlarda konuşulabilir olduğu için eskiye nazaran daha çok ortaya çıkıyor. Görünenler buz dağının yüzeyi.
 
*Ensestin yaygın olduğu toplumsal bir kategori var mıdır? Milliyet, din veya sosyo-ekonomik düzey etkili midir?
 
Böyle bir bilimsel veri yok diğer söylemler ise ırkçıdır. Irkçı söylemler bizi de üzüyor. Her toplumsal kesimde, eğitim seviyesinde ve her bölgede görülebilir. Sadece bunun konuşulmasını engelleyen durumlar olabilir. Önceden ensest, birinci dereceden yakın akrabaların istismarı iken şimdi kapsamı genişledi. Evlilik yoluyla aileye dahil olanlar, yenge, enişte, üvey anne, baba, kardeşin de cinsel istismarı ensest olarak kabul edilir. Ensesti değil ama cinsel istismarı artıran nedenler vardır. Yoksulluk bir nedendir. Kalabalık aileler, çocuk işçiliği, çocuğun sokakta kontrolsüz olması istismara etki ediyor.
 
*Ensest bir suç mudur yoksa hastalık mıdır?
 
Bu insanlar hasta değiller. Pedofili oranı çok küçüktür. Bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Bir insan neden işkenceci ya da katil olursa ensest istismarcısına da öyle bakıyoruz. Ben mağdurlarla çalıştığım için bilmiyorum ama bu insanların hasta olmadığını biliyorum. Bu sadece haz duygusu için yapılan bir eylemdir. Hasta dersek suç hafifletilir.
 
*Daha çok kimler ensest suçu işliyor? Aile reisliği gibi erkeğe verilen iktidarın ensestle bir bağlantısı var mıdır?
 
Olabilir tabi ben suçlularla çalışmadım ama özellikle kız çocuğuna, ‘Benim malım’ diyebiliyor. Söylememesi için daha kolay ikna ediyor ve bir güç ilişkisi var. İstismar daha kolay oluyor.
 
*Ensesti nasıl anlarız?  
 
Yeterli bilinç edinilse herkes anlayabilir. 0-18 yaş arası her çocuk istismara uğrayabilir. İstismarın derecesi, süresi, sıklığı ve şiddeti çocuktaki duygusal tepkinin ağırlığını değiştirir. Hemen belli olmaz ama ilerleyen zamanlarda duygusal ve davranışsal sorunlar oluyor. Çocuk küçükse bebek gibi konuşmaya başlar veya tuvalet eğitimi aldığı halde altına yapabilir, baştan çıkarıcı davranışlar sergileyebilir, oyun oynarken cinsel içerikli konuşmalar söyleyebilir, uyku bozuklukları yaşayabilir. Daha büyük çocuklarda içe kapanıklık, ölümden bahsetme, yaşı büyüdükçe evden kaçma, intihar, vücuduna zarar verme ya da kontrolsüz cinsel ilişkilere girme şeklinde. Başka rahatsızlıklarda da ortaya çıkabilir ama böyle belirtilerde cinsel istismar da düşünülmelidir. Kolaylıkla söyleyemezler. Küçükse bunu bir sevgi göstergesi sanabilir. ‘Babalar böyle sever’ gibi düşünebiliyor. Her cinsel istismarda fiziksel zararlar görmüyor. O olayı sürdürmek için çocuğun razı edilmesi gerekiyor. Gösterilen ilgi çocuğun hoşuna da gidebilir, sevgi göstergesi olarak görebilir. Eğer çocuk daha büyükse ‘aile dağılır’ babası  ekmek getiren tek kişi ise ‘para nerden gelecek’ diyebilir, akrabadan biri ise cinayet işlenir mi gibi sebeplerle kapatılabilir. Genelde çok çocuklu ailelerde büyük çocuktan başlar, istismarcıya dur dediğinde bu sefer kardeşi istismara uğrama riskine karşı kardeşini koruma amacıyla söylüyor. Artık ileri derecede hamile kalmaktan korkuyorsa ya da cinsel eğitim aldıysa genelde arkadaşına veya öğretmenine söylüyor. Hastanede iyi bir sağlık personelinin gözlemleri ile de ortaya çıkabiliyor.
 
*Ensesti veya istismarı tespit eden kişi ne yapmalıdır?
 
Öncelikle çocuğu iyi anlamak ve nasıl koruyacağımızı bilmek gerekiyor. En önemlisi çocuğu eğitmektir. Herkes istismarcı olabilir. Çocuğa ‘iyi dokunma kötü dokunma’ eğitimi verilmeli, kötü bir şey yaşadığında kendisini nasıl koruyacağını bilmiyor. İnsanlar genellikle çocuk yalan söyler diyebiliyor, aslında genellikle yalan söylemezler özellikle bu konularda. Yalan söylüyorsa da bir sıkıntısı var demektir. Bizim görevimiz böyle bir şey duyduğumuzda polise, savcıya bildirmeliyiz. Çocuğun damgalanmasını da önleyerek, sakince çocukla konuşup sorgulayacak şekilde değil sorular sormadan rencide etmeden örselemeden bildirilmesi gerekiyor.
 
*Yasalar yeterli cezayı veriyor mu?
 
Bazı yanlış tartışmalar oluyor. Cezalar yeterince ağır ama uygulamalarda sıkıntılar var. Ensest ve istismarda tanık ve delil pek olmaz. Elinizdeki tek kanıt çocuğun ifadesi olabilir. Bu da iyi alınmadıysa farklı sosyal etkenler ortaya çıkınca istismarcı ceza almıyor.
 
*İstismara uğrayan çocuğun ifadesi nasıl alınmalı?
 
ÇİM’ler kurulmadan önce çocuklar ortalama 17 kez olayı anlatıyormuş. Öğretmeni, annesi, karakol polisi, çocuk şube, avukat, doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı diye uzuyor. Her anlattığında örseleniyor ve ifadesinin güvenilirliği de kalmıyor. İfade verdikten sonra psikiyatriye, adliyeye ayrı ayrı gitmesi çocuk dostu olmayan ortamlara gitmesi gerekiyordu. ÇİM’ler bunu engellemek için Amerika’da kuruldu ve dünyaya yayıldı. Türkiye’de 4’ü İstanbul’da 38 tane var ve tüm illerde kurulmaya çalışılıyor. Eğitimli adli görüşmeciler, psikologlar, çocuk gelişimciler çalışır. Yaşına ve kişisel durumuna uygun mekanlarda görüşülür sonrasında da aynalı odada kamera kaydı alınır, ayna arkasından da savcı avukat sosyal hizmet görevlisi de izler. Adliyeye gidene kadar bir dizi işlemden geçer ancak hakimler hala çocukları mahkemelere çıkarabiliyor. ÇİM’ler büyük bir adım ama eksiklikler var. Bu aşamadan sonra çocuk ve aile izlenmiyor.
 
*ÇİM’lerden sonraki süreçler ne şekilde gelişiyor?
 
Her çocuk aileden alınmıyor. Ensest istismarcı evdeyse mecburen aynı yere gönderemezsiniz ya da evde bir sıkıntı varsa ölüm tehdidi gibi yaşına göre bir kuruma alınıyor. 0-12 yaş çocuk yuvasına, 12 yaştan sonra gebeyse gebe evleri ve kadın sığınma evleri. Oradan başka yerlere koruyucu ailelere verilmeleri isteniyor.
 
*ÇİM’ler başta olmak üzere ensest ve istismara maruz kalan çocuğa yönelik kurumlar ve faaliyetleri yeterli mi?
 
Yeterli değil, rehabilitasyon travma ile ilgili eğitim eksik, personel nitelik ve nicelik olarak yetersiz. Sosyal incelemeyi yapmak uzmanlık işidir ama personel yetersizliğinden dolayı sosyal çalışmacı diye uzman olmayanlar alınıyor ve birçok konu atlanabiliyor. Raporlar da eksik olabiliyor. Sağlık yönünden izlemleri düzgün yapılıyor cinsel yolla bulaşan hastalıklar takip ediliyor, ailelerin başka konularda da izlenmesi gerekiyor. Travma bazen hemen de ortaya çıkabilir, 6 ay ya da 10 yıl sonra bilmezsiniz. O evlerine dönünce nasıl bir mahalle baskısı yaşar bilemezsiniz.
 
*Kadının güçlendirilmesinin çocuk istismarı ve ensestin önlenmesinde dolaylı veya doğrudan etkisi var mı?
 
Özellikle ensestte anneler de kapatmaya çalışıyor. Kadın kendine güvenemeyince aileyi ayakta tutabileceğine inanmadığı zaman da olayı kapatmaya gidebilir. O nedenle kadının güçlendirilmesi birebir etkilidir. Hem akademik anlamda hem ekonomik anlamda güçlendirirseniz ensesti öncelikle anneler anlatacaktır.
 
*Ensest ve çocuk istismarı topluma nasıl etki ediyor?
 
Toplumda paranoya oluşuyor. Çocuğun sağlığı için dokunmaya ve sevgiye ihtiyacı var. Ancak iyi dokunma ve kötü dokunmayı öğretmemiz gerekiyor. Bunu öğretince yaşı ne olursa olsun anlıyor. Çocukları rahatça seveceğiz ama çocuk ‘hayır’ dediği zaman ‘hayır’ olmalıdır. Örneğin ailelerin zorla amca teyzelerin elini öptürmesi, otobüste yabancı birinin iyi niyetli de olsa kucağına çocuklarımızı vermemeliyiz. Önce çocukla ilişki kurmayı öğrenmemiz gerekiyor. Özel bölge kavramını öğrenmeli. Bedeninin kendine ait olduğunu bilecek ve ‘hayır’ diyebilecek. Zaman değişti bazı şeylerde bizim de değişmemiz gerekiyor. Çocuğu eğitince korkmayacağız.
 
*İktidarın kadına ve çocuğa dönük eril söylemleri, İstanbul Sözleşmesi veya 6284 sayılı yasaya dönük eleştirileri çocuk istismarı ve ensest oranlarını arttırır mı?
 
Cinsel istismarı etkiler, kız çocuklarının istismarını arttırır, erken evlilikleri arttırır ki bunlar direkt çocuk istismarıdır. Onun dışında kadını aşağılayıcı bütün sözler kız çocuklarına yönelik istismarı direkt arttırır. Çünkü bir cinsiyeti aşağılayınca ona karşı yapılacak her şeyi meşrulaştırırsınız her türlü şiddeti gösterebilirsiniz. İktidardaki kişilerin söylemlerine dikkat etmesi gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin, ailenin koruma yasası diye geçen 6284 sayılı yasanın tartışılması geri adımdır ve kadına yönelik şiddeti de cinsel istismarı da ensesti de arttırır.