İzmir'de HDP'liler polis engelini aştı:Elimizden ne geliyorsa yapalım
- 17:04 30 Nisan 2019
- Güncel
İZMİR - HDP İzmir İl Örgütü'nün çağrısıyla, açlık grevleri ve 15 tutsağın ölüm orucuna başlamasına ilşkin eski Sümerpark önünde bira araya gelen kitle polisin tüm engellemelerine rağmen yürüyüşe geçti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’nün, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerini ölüm orucuna çeviren 15 tutsak için eski Konak’taki Sümerbank önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polis engel oldu. Polisler, alana gelen tutsak yakınlarını abluka altına aldı. Slogan atmaları engellenen tutsak yakınları ve partiler tüm engelleri aşarak Sümerbank önünden Basmane Semtinde bulunan parti il binasına kadar alkışlarla protesto ederek yürüdü. Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (Ege TUHAYDER) de katıldığı basın açıklaması parti il binasında gerçekleşti. Basın açıklamasını HDP İl Eşbaşkanı Kadir Baydur okudu.
‘Açlık grevleri insani krize dönüştü’
Açıklamaya başlanmadan önce, İzmir Emniyeti Müdürlüğü’nün, basın açıklamasını engellemesi eleştirildi. Açıklamada ölüm orucuna başlayan 15 tutsağın 136 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olduğu hatırlatılarak, açlık grevlerinin boyutları ve sonuçları bakımından insani krize dönüştüğünün altı çizildi.
‘Yasaları eşit uygulamak görevleri’
Açıklamada, tüm tutsak ve hükümlülerin avukatla, ailesi ve yakınları ile yüz yüze ve telefonla görüşme, mektup gönderme ve alma hakkının uygulanması gerektiğine dair kanun maddelerinin olduğu belirtilerek, yasaların eşit uygulanmasını sağlamak ve tutsakların yaşam hakkını korumanın devletin görevi olduğu hatırlatıldı.
‘Çözüm yaslara uyulması’
Hukuki bir taleple başlayan açlık grevlerinin çözüme kavuşturulmasının iktidarın yasalara uygun davranmasıyla çözüleceği vurgulanan açıklamada, AKP’nin sessizliğini ve duyarsızlığını protesto etmek için Meclis’in önünde oturma eylemi yapan HDP’li vekillerin eylemine HDP İzmir il Örgütü olarak destek verdikleri ifade edildi.
‘Ne yaparsak biz yaparız’
Açıklamanın ardından söz alan tutsak yakını Nifuza Ataç, herkesin sesini yükseltmesini ve gözlerini açlık grevi direnişçileri için açmalarını istedi. Nifuza, “Hükümet gözünü, kulağını cezaevlerine kapatmış. Cezaevlerindeki çocuklar sadece annelerinin evladı değil, herkesin evladıdır. Binlerce genç insan açlık grevinde. Kürtler sessiz kalmasın. El ele versinler. Cezaevlerinden tabutlar çıkmasın. Leyla Güven ölmesin, gençlerimiz ölmesin. Geç kalınmasın. Neden annelere müdahale ediliyor? Elimizden ne geliyorsa yapalım. Görüşe gidiyoruz psikolojimiz bozuluyor. Biz devletten bir şey beklemiyoruz. Ne yaparsak biz yaparız” dedi.
‘Vicdanları nasıl rahat ediyor’
Polisin basın açıklamasını engellemesini kınayan tutsak yakınlarından Hanife Gümüş, artık ayağa kalkılması gerektiğini belirterek “Gerekirse bizi içeri alsınlar. Yazıklar olsun devlete ki, biz 10 anneye müdahale ettiler. Yazıklar olsun bizim hain Kürtlere ki hepsi kahvehanede oturuyor, işlerine bakıyorlar. Kürtler gerek ayağa kalksın. Anneler içeriye alınmayı kabul ederken dışarıdan izleyen Kürtlerin Kürtlüklerini kabul etmiyorum. Herkes sadece işine gücüne bakıyor. Vicdanları nasıl rahat ediyor” diye konuştu.
‘Yeter artık’
Tutuklu annesi, kardeşi ve kuzeni olarak cezaevlerine gittiğini söyleyen Türkan Yıldırım ise cezaevlerinin sesini kimsenin duymadığını söyledi. Her hafta ziyarete gittiğini söyleyen Türkan şunları söyledi: “Bu tecrit Ortadoğu üzerindeki bir tecrittir. Hepimiz tecrit altındayız. Bir basın açıklaması hakkımızı bile kullanamıyoruz. Arkadaşlar dedi ki ‘Kimse bizim için ağlamasın.’ Herkes sesimiz kulağımızı olsun. Bu çığlıktır. Demokratik kitle örgütlerine herkese elini vicdanına koysun. Zindanların sesi olsun. Günden güne eriyorlar. Yıllardır cezaevinde olan insanlar 70 güne 100 güne girdiler. Ama bizi tecrit değil bu duyarsızlık öldürüyor. Aile olarak değil bir insan olarak psikolojimiz bozuldu. Yeter artık.”