Abdullah Öcalan Nesrin Akgül'e mektup göndermişti

  • 11:46 29 Nisan 2019
  • Güncel
HABER MERKEZİ - İmralı tecridine karşı yarından itibaren ölüm orucuna girecek olan ve 105 gündür de açlık grevinde olan Nesrin Akgül'e, Abdullah Öcalan 2014'te yolladığı mektupta şunları belirtmişti: "Umarım çözüm süreci bedenen de hepimizi yakınlaştırır."
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla başlattıkları açlık grevini bir üst aşamaya çıkararak, 30 Nisan'dan itibaren "ölüm orucuna" başlayacak olan tutsaklardan biri de Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde kalan Nesrin Akgül. 
 
Mezopotamya Ajans'ında (MA) yer alan haberde tecride karşı 15 Ocak'tan bu yana süresi-dönüşümsüz açlık grevinde olan Nesrin'in sağlık durumuna ilişkin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu 8 Nisan'da yaptığı açıklamada, "Baş ağrısı, tansiyon, nabız ve şekerinin düşük olması ve uyku uyuyamama durumlarından ötürü avukat görüşe çıkamamıştır. Nesrin Akgül'e ilişkin bilgi aynı koğuşta bulunan başka bir mahpus tarafından verilmiştir" ifadelerine yer verdi. 
 
18 yıl hapis cezası aldı
 
Nesrin, 2008 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat gazetesinin Van bürosuna yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. Tutuklu olarak yargılanan Nesrin'e, "örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla 18 yıl hapis cezası verildi. Nesrin, "Çözüm Süreci"nin devam ettiği 2014 yılında kaldığı Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nden Abdullah Öcalan'a tutsak kadınlar adına mektup yazmıştı. Nesrin'in mektubu, İmralı Heyeti aracılığıyla Abdullah Öcalan'a iletilmişti. Abdullah Öcalan da, Nesrin'in mektubuna şöyle yanıt vermişti: 
 
"Sevgili Nesrin Akgül, en son alanınızdan 5'li çekilmiş iki farklı fotoğrafla birlikte ilettiğiniz mesajları aldım. Hepinize cevap veremediğim için umarım kadın yoldaşlar beni mazur görür. Tüm cezaevlerinden başta kadın yoldaşların mektup mesajları olmak üzere tüm yapıdaki yoldaşların mektupları benim için son derece anlamlı ve mutlaka çok arzu ettikleri yanıtları vermem gerekirdi. Ama 15 yıl önce bunu denedim. Başarılı olamadığımı görünce kestim.
 
Şahsi mektuplarınızı özenle okudum, hatta hasret bile kaldım. Diğer çok sayıda kadın yoldaşın ki gibi size ilişkin genel yanıt kabilinde bir kaç hususa değineceğim. Birincisi benimle 24 saat yaşama metaforuna ilişkindi. Buna yanıtlarınızı hep anlamlı buldum. Doğru yaklaştığınız kanısındayım. Ne kadar derinlisiniz, orasını bilemem... Kürtler için aşkın imkansızlığından bahsetmiştim. Buna vereceğim şu yaşanan süreçteki yanıt; özgürlük bilincine ve eylemine kalkışan Kürtlerin ve dostlarının aşkı ancak kolektif ve sizlerin de değinmeye çalıştığınız gibi platonik olarak yaşanabileceğidir. Benim yaşta birisi için bile aşkın özelleşebileceği, tekilleşebileceği konusunda son derece ihtiyatlıyım ve bir türlü olumlu cevap veremiyorum. Umarım çözüm süreci bedenen de hepimizi yakınlaştırır.
 
Genel yapınız için, önümüzdeki dönemde etik ve estetiğe yoğunlaşmalarını önermiştim. Özellikle tarihsel toplumumuza özgü bu mesajı tüm yoldaşlarla paylaşırsınız."