İHD İzmir Şubesi: Yetkililer açlık grevleri için çözüm üretecek adımlar atmalı

  • 13:16 27 Nisan 2019
  • Güncel
İZMİR - Ege Bölgesi'ndeki cezaevlerine ilişkin hazırladıkları 3 aylık raporu açıklayan İHD İzmir Şubesi, cezaevlerinde OHAL uygulamalarının kalıcılaştırılmaya çalışıldığını belirterek, tecride karşı devam eden açlık grevlerinin son bulması için de yetkililerin çözüm üretecek adımlar atması gerektiğini ifade etti. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, Ege Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin 3 aylık raporunu kamuoyuna açıkladı. Buca Kırıklar F Tipi, Şakran T Tipi, Manisa T Tipi, Akhisar T Tipi, Menemen R Tipi, Denizli T Tipi ve Denizli D Tipi cezaevlerini kapsayan Ocak, Şubat ve Mart ayı raporunu avukat Barış Işık okudu.
 
'Avukat görüşleri kısıtlanıyor'
 
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün 2018 yılı Kasım ayında bir soru önergesine karşılık verdiği bilgiye göre cezaevlerinde 260 bin 144 tutsaktan 202 bin 434'ünün hükümlü, 57 bin 710'unun ise tutuklu olduğu belirtilen açıklamada, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tefkifevleri Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre; 28 Mart 2019 tarihi itibariyle, 313 kapalı ceza infaz kurumu, 75 müstakil açık ceza infaz kurumu, 5 çocuk eğitim evi, 9 kadın kapalı, 8 kadın açık, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplamda 396 ceza infaz kurumunun bulunduğu hatırlatıldı. Açıklamada Olağanüstü Hal'in (OHAL) kalıcılaştırılmaya çalışıldığı ve bu durumun da en çok cezaevlerinde etkisini gösterdiği belirtilirken, cezaevlerinde baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemlerin benimsendiği, avukatlar ile tutsakların görüşmelerine kısıtlama getirildiği ifade edildi. 
 
'Yaşam hakkı kutsaldır'
 
Açıklamada, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 8 Kasım 2018 tarihinden beri süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine giren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevine cezaevinden de tutsakların destek verdiği belirtilirken "171 gündür açlık grevinde bulunan başta Leyla Güven olmak üzere tüm mahpusların meşru talepleri doğrultusunda açlık grevlerinin sonlandırılması adına ilgililerin çözüm üretecek adımlar atması gerekmektedir. Yinelemek gerekir ki; insan haklarının başat unsurunu oluşturan yaşam hakkı kutsaldır" sözlerine yer verildi.
 
'Uluslararası hukuk kurallarına uyulmuyor'
 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3. Maddesine, Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 10. Maddesine, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin üye devletlere Avrupa Hapishane Kuralları hakkında 2 Nolu Tavsiye Kararı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 2. Maddesine göre tutsaklara işkence, insanlık dışı, onur kırıcı ceza verilemeyeceğine ilişkin düzenlemelerin olduğu belirtilen açıklamada, infazın amacı olan iyileştirme ve topluma kazandırmanın aksine, cezaevlerinin adeta ikinci bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığı belirtildi.
 
'458'i ağır olmak üzere bin 334 hasta tutsak var'
 
Tutsakların tedaviye ulaşma, sağlıklı bir cezaevinde yaşama, sağlıklı beslenme hakları ve hasta olduğunda, tedavisini dışarıda yapması için cezasını erteleme veya serbest bırakılma hakları engellendiği ifade edilen açıklamada, İHD Genel Merkezi'nin güncellediği listede 458'i ağır olmak üzere 1334 hasta tutsağın bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Rutin kontrollere götürülmeleri gereken hasta tutsakların araç ve personel eksikliği gibi gerekçelerle götürülmedikleri, hastalığına özgü yemek verilmesi gereken tutsaklara sorun yaşatıldığına da yer verilen açıklamada, Adli Tıp Kurumu'nun vermiş olduğu yanlı ve bilimsellikten uzak kararları ile güvenirliğini yitirdiği, tam teşekküllü hastanelerin verdiği raporların da infaz rejimi açısından bağlayıcı olmadığı kaydedildi. 
 
Tutsakların da insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğu hatırlatılan açıklamada, cezaevi koşullarının zaman kaybedilmeksizin düzeltilmesi doğrultusunda yaklaşım sergilenmesi talep edildi.