
‘Türkiye’de yurttaşın da sığınmacının da hakkı ihlal ediliyor’
- 09:03 15 Aralık 2019
- Hukuk
Zeynep Durgut
VAN - Van Barosu Mülteci Hakları Komisyonu üyesi Avukat Jiyan Özkaplan, Türkiye’ye gelen sığınmacıların durumları dahi dinlenmeden, statüsü belirlenmeden geri gönderildiğini, geri gönderme merkezlerinin ise cezaevlerinden farksız olduğunu belirterek, “Türkiye vatandaşının bile kendine ait hakları yokken, mültecilere dair haklarının uygulanması imkansızlaşıyor” dedi.
Mültecilerin Türkiye’de yaşadıkları hak ihlallerini anlatan Van Barosu Mülteci Hakları Komisyonu üyesi Avukat Jiyan Özkaplan, sığınmacı, mülteci ve göçmenlerin geri gönderme merkezlerinde statüsü belirlenmeden hukuka aykırı bir şekilde geldikleri ülkelere geri gönderildiğini, sığınmacı haklarının uygulanmadığını ifade etti.
‘İvedilikle önlem alınmalı’
Mültecilerin, sığınmacılara göre biraz daha ‘şanslı’ olabildiğini söyleyen Jiyan, “Çünkü mültecilerin talepleri kabul ediliyor. Mülteciler, ülkesinde savaş, baskı, din ve sosyal nedenlerden kaçıp başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve talebi kabul edilen kişilerdir” dedi. Van’ın konumu itibariyle sığınmacıların en çok uğradığı ve en çok yerleştiği yerlerden biri olduğunu ifade eden Jiyan, sığınmacılar için Van’da Göç İdare Merkezi ve Geri Gönderme Merkezi olmak üzere iki kurum olduğuna dikkat çekti. Bu merkezlerin kapasitesinin çok üzerinde dolu olduğunu belirten Jiyan, “Gelenlere idare tarafından hiçbir işlem yapılmıyor bu da suçtur ve görevi kötüye kullanma durumudur. Ama geri gönderme merkezleri dopdolu, siz bu sığınmacıları nereye alacaksınız? Direkt hiçbir işlem yapılmadan ve sığınmacıların statüsü belirlenmeden, bu sığınmacıların talepleri alınmadan hepsi gönderiliyor. Ülkelerine geri gönderilenler oluyor, bu da yanlış bir uygulamadır” diye konuştu.
‘Kadın ve çocukların durumu daha kötü’
Van’da sokakta, otogarlarda, adliyede, merdiven altlarında birçok yerde sığınmacılarla karşılaşıldığını belirten Jiyan, “Şimdi bunları tek tek belirlemek komisyon için çok zor. Bunun için tedbirler alınmalı ve politikalar ivedilikle uygulamaya geçilmelidir” dedi. Sığınmacılar içinde özellikle kadınlar ve çocukların bu süreçten çok daha kötü etkilendiğinin altını çizen Jiyan, kışın gelmesiyle mağduriyetlerinin daha da arttığına dikkat çekti.
‘Geri gönderme merkezleri cezaevlerinden farksız’
Geri gönderme merkezlerinin cezaevlerinden farksız yerler olduğunu, istismara kadar büyük hak ihlallerinin yaşandığına dikkat çeken Jiyan, “Van’a genellikle İran, Afganistan, Suriye uyruklu sığınmacılar geliyor. Geçenlerden bildiğiniz üzere sığınmacılardan bir tane kız çocuğu istismar edildi. Biz dosyaya dahil olmak için müdahil talepli bir dilekçe gönderdik. Komisyon olarak o dosyaya dahil olacağız ve takip edeceğiz. Kesinlikle dosyanın peşini bırakmayacağız. Göç İdaresi’nde ‘adli yardım’ diye bir müessese var. Bundan sığınmacılar yararlanabilir. Ücretsiz avukatlar atanıyor. Avukat gider müvekkili olan sığınmacı ile görüşür. Bu şekilde şikayetlerini alabiliyor ve duyuyoruz. Bir dönem geri gönderme merkezlerinde kadınlar tacize uğradıklarını belirtmişlerdi. Geri gönderme merkezleri yaşanacak yerler değil ve cezaevinden farksız yerler” dedi.
‘Sığınmacıların hakları ihlal ediliyor’
Türkiye’de kesinlikle mülteci haklarının olmadığını, var olanların uygulanmadığını belirten Jiyan, “Türkiye vatandaşının bile kendine ait hakları yokken, mültecilere dair haklarının uygulanması çok imkansızlaşıyor. Henüz statüsü belirlenmeden hukuka aykırı bir şekilde geldikleri ülkelere geri gönderilebiliyorlar. Hakkı elinden alının birçok sığınmacı var. Belki bu sığınmacı uluslararası sığınma talebinde bulunacak ve bu kabul edilecek ya da mültecilik talebinde bulunacak ya da sınır dışı edilme kararı verilmiştir ama bunlar daha incelenmeden geri gönderiliyorlar. Türkiye’de sığınmacıların hakları uygulanmıyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadınları bilgilendirme amaçlı seminerler düzenleyeceğiz’
Komisyon olarak her hak ihlalini tespit edeceklerini söyleyen Jiyan son olarak şunları dile getirdi:
“Van’daki bütün avukatlar bilir ki Van’da ilticai göç komisyonu vardır. İhlaller olunca bu komisyona bildirilir. Herhangi bir hak ihlalinde bizler gider ihlali tespit ederiz. Nitekim yakın zamanda Nisan ayında Başkale İran sınırında 25 mültecinin donarak öldüğü bir raporlama olayına gittik. Buna yönelik bir rapor hazırladık. Bu rapor fotoğraflarla desteklenmiş bir rapordur. TİHV’e de sunmayı düşünüyoruz. Onunla ilgili bir çalışmamız olacak. Onun dışında birçok dosyaya dahiliz. Yine Saray İran sınırında intihar eden bir kişinin dosyasına da aynı şekilde dahiliz. Bu tarz dosyalara kesinlikle dahil oluyoruz. Onun dışında YAKA-KOP’la bir görüşme sağladık. Bazı alanlarda temas etmemiz gerektiğini söyledik. Özellikle kadınlar ve çocuklar için. Komisyon olarak çocuklara etkinlikler yapmayı düşünüyoruz. Avukatları bilgilendirme seminerimiz olacak. Bir uluslararası sözleşmeler vardır bir de Türkiye’nin Afganistan ile yaptığı bir protokol. Yine İran ile imzaladığı bir protokol var. Böylesi farklı farklı protokoller var. Mülteci, göçmen ya da sığınmacı kavramlarının hiçbiri eşanlamlı sözcükler değil. Yanlışlık yapmaya statüden başlıyoruz. Bu konuda aydınlanma ve bilgilenmeye ihtiyacımız var. Buna yönelik bir seminer yapmayı düşünüyoruz. Özellikle kadınları bilgilendirme amaçlı seminerler düzenleyeceğiz.”