ANKARA - AİHM'in kendi sorumluluğundan kaçtığı Cizre dosyaları ile ilgili AYM’nin bir an önce karar vermesini talep edeceklerini belirten dosya avukatlarından Ramazan Demir, “AYM'yi, AİHM'in benzer dosyalarda uyguladığı kriterlere uygun hareket etmesi için zorlayacağız. Sonuca göre tekrar AİHM'e gitmek dahil bütün seçenekleri değerlendireceğiz” dedi. 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen ve 79 gün süren sokağa çıkma yasağının devam ettiği 7 Şubat 2016'da 137 kişinin mahsur kaldıkları 3 binanın bodrum katında yakılarak katledilmesine ilişkin kararını açıkladı.  AİHM, yapılan iki başvuruya da iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle, “kabul edilemez” yanıtı verdi. 

 

Cizre dosyası avukatlarından Ramazan Demir, AİHM'in Türkiye ile ilgili son yaklaşımı ve kararlarının, hak sahiplerini hayal kırklığına uğrattığını ve Türkiye yargısına karşı korumasız bıraktığını belirtti. Ramazan, “Cizre kararında da gördüğümüz üzere Anayasa Mahkemesi (AYM) gibi iki üyesinin Cumhurbaşkanı tarafından atanmış kendi yakını ve bir tanesinin de eski AKP milletvekili olduğu bir mahkemeye hak ettiğinden olması gerekenden daha fazla anlam yüklemesi, bin bir zahmetle kendi önüne getirilmiş çok ağır ihlalleri başından atmak anlamına da gelmiştir" dedi.

 

'AYM’nin taraflı olduğunu daha nasıl ifade edelim'

 

Cizre dosyasının özenle hazırladığını, tutuklama ve tahditlere rağmen dosyaların en nitelikli şekilde bugüne kadar getirildiğini aktaran Ramazan, “AYM'nin AKP Hükümeti’nin politik dümenine girdiğini daha nasıl ifade edelim? Güvenlik güçlerinin ve Hükümetin taraflı olduğu dosyalarda, AYM'nin Hükümeti rahatsız eden kararlar vermekten çekindiğini, dolayısıyla bir iç hukuk yolu olarak bize 'makul bir başarı şansı’ tanımadığını olabilecek en iyi şekilde ifade ettik" diye konuştu. 

 

'AİHM kendi sorumluluğundan kaçtı'

 

Cizre'de sokağa çıkma yasağı döneminde yaralılar için yapılan tedbir başvurularını kabul eden AİHM'in 3 yıl sonra dosyayı AYM'ye göndermesinin mantıklı ve vicdani bir açıklamasının olmadığına dikkat çeken Ramazan, "Aynı başvurular AYM'ye yapıldı ve halen önünde duruyor. Bugün itibariyle herhangi bir işlem dahi yapmayarak isteksizliğini yeterince ortaya koydu. AİHM'in yine de AYM'yi öne sürmesi kendi sorumluluğundan kaçmaktır. Bu da kendisinin varlık nedeninin sorgulamasına neden olmaktır. Şunu tekrar ifade etmek gerekiyor; AİHM ‘Neden AYM'ye başvurmadınız, iç hukuk yollarını tüketmediniz? O yüzden reddediyorum’ demedi. ‘Benim önümdeki başvuruların aynısı AYM önünde de var ve benim için AYM hala etkili bir iç hukuk yolu. Ben AYM'nin ne diyeceğini görmek ve beklemek istiyorum. O yüzden etkili kabul ettiğim bir yol olarak, AYM'nin yolunu tam olarak tüketmediğinize karar veriyorum’ dedi. Dolayısıyla AİHM burada başvuruculardan değil AYM'den taraf bir tercih yaptı" ifadelerini kullandı. 

 

'AİHM'in kararı baskı sonucu oldu'

 

Türkiye’nin Rusya ile birlikte Avrupa Konseyi bütçesi üzerinden baskı yaptığını ve aslında bu süreci lehine değiştirdiğini söyleyen Ramazan, “AİHM’de Konsey’e bağlı bir organ sonuçta. Ne yaptılar ne konuştular bilmiyoruz ancak Hükümet’in ve AYM'nin, Konsey ve AİHM nezdinde birçok dosya için lobi yürüttüğünü biliyoruz. Bu dosyalar için de lobi yapılmadığını düşünmek büyük saflık olur" dedi.  

 

‘AYM’nin karar vermesini talep edeceğiz’

 

AYM'nin önünde 2 yıldır duran Cizre dosyaları ile ilgili bir an önce karar verilmesini talep edeceklerini kaydeden Ramazan, AYM'nin, AİHM'in belirlediği ölçütlere göre inceleme yapmaması ve içtihatlara aykırı hareket etmesi durumunda yeniden AİHM'e gitme imkanı olduğunu ifade etti. AYM'yi, AİHM'in benzer dosyalarda uyguladığı kriterlere uygun hareket etmesi için zorlayacaklarını aktaran Ramazan, “Sonucuna göre tekrar AİHM'e gitmek dahil bütün seçenekleri değerlendireceğiz. Nitekim AİHM'in de kendi kararında ifade ettiği budur" diye konuştu.