Sebahat Tuncel: 29 yıl hapis cezası iktidarı rahatsız ettiğimizin göstergesi

  • 09:05 11 Şubat 2019
  • Hukuk
Şehriban Aslan
 
DİYARBAKIR - Avukat Cemile Turhallı Balsak, Gültan Kışanak ile toplamda 29 yıl 3 ay hapis cezası verilen müvekkili Sebahat Tuncel’in karara şaşırmadığını belirterek, “Karar bizim ne kadar haklı olduğumuzun göstergesidir. Türkiye'nin içinde bulunduğu karanlık süreç içerisinde biraz daha fedakarlık yapmamız gerekiyor. Açlık grevi de bu anlamda düşüncelerimizi ifade etmeye çalıştığımız bir süreçtir” dediğini aktardı. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan ve yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davada, 2 siyasetçiye toplamda 29 yıl 3 ay ceza verildi.
 
Cezalar kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, Sebahat'ın avukatı Cemile Turhallı Balsak, Türkiye'nin bu tarz yargılamalarda verdiği kararlarla kendini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde mahkum ettirdiğini söyledi. 
 
'Her şey oldu bittiye getirildi’ 
 
Sebahat'ın gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne götürülmesi gerekirken alelacele Silivri Cezaevi'ne götürüldüğünü hatırlatan Cemile, Diyarbakır'da sadece ilk duruşmasının görüldüğünü sonradan “güvenlik” gerekçesiyle Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledildiğini söyledi. Avukatların Diyarbakır'da olduğunu ve her defasında yargılama için Malatya'ya gittiklerini belirten Cemile, "Yargılama zaten de facto bir şekilde yürütüldü. Müvekkil açısından savunma hakkı kısıtlandı, SEGBİS'le katılmaya zorlandı. Defalarca kez 'mahkemede hazır bulunma' dilekçesi verdi ama mahkeme her defasında bu talebi reddetti. En son katılmasına ilişkin bir karar verildi fakat buda çok samimi değildi. Bir an önce ‘her şey olsun bitsin’ şeklinde hareket edildi" dedi.
 
'Cezaların birbirine yakın olması dikkat çekici'
 
Savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Cemile, "Verilen karar da tam bir faciadır. Sebahat ve Gültan'ın birbirine yakın ceza alması da oldukça dikkat çekicidir. Sanki bir çizelge var ve bu çizelge aralığında cezalar oynuyor gibi bir sonuç çıkıyor. Gerekçeli karar hala açıklanmadı. Bu cezanın neye ilişkin olarak verildiği netlik kazanmış değil" ifadelerini kullandı.
 
'Sebahat karara şaşırmadı'
 
Mahkemenin kararı ardından Sebahat ile bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydeden Cemile, şöyle devam etti: "Sebahat Tuncel, 'Bu tarz yargılamalar her zaman için iktidarların kendi gizli ajandalarında bulundurdukları yargılamaların izdüşümüdür' dedi. Ayrıca amaçlanan yargılamalar olduğu için bu kararın çıkması ile ilgili bir şaşkınlığının olmadığını söyledi. Kişinin tutuklanmasına dayanak olarak gösterilen konular tamamen düşünce açıklamalarından ötürü olan fiillerdir. Tamamen olağan siyasi faaliyetlerden kaynaklanan, demokratik bir hukuk devletinde bir siyasi partinin amacına dönük olan fiillerdir. Sebahat Tuncel'in bu kararı tahmin ettiğini söylemek çok güç değil. Verilen kararların kendilerini ne kadar haklı gösterdiğini, ne kadar doğru konuştuklarını ve bunun iktidarı rahatsız ettiğinin göstergesi olduğunu söyledi. Ayrıca bilindiği gibi bir itiraz etme, istinaf, temyiz süreci var. Bundan dolayı yargılamanın bittiğini söyleyemeyiz." 
 
Sebahat'ın tecride karşı 28 gündür açlık grevinde olduğunu anımsatan Cemile, "Koşulların mahpuslar nezdinde çok zor olduğunu biliyoruz. Özgürlük haklarından iletişim haklarına engelleme var. Geçen hafta Yeni Yaşam gazetesi verilmiyordu artık Hürriyet de dahil birçok gazete kendilerine verilmiyor. Bunun nedeninin de cezaevinin dağıtım şirketi ile yaşadığı bir problemden kaynaklandığı söylendi. Onlar için daha zorlayıcı bir süreç olabilir fakat moral motivasyon açısından çok yüksek olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. 
 
‘Bu karanlık süreç içerisinde biraz daha fedakârlık yapmamız gerekiyor’
 
Cemile, Sebahat ile yaptıkları görüşmeye dair şunları aktardı: "Bugüne kadar söylediklerinin bir kadın, bir siyasetçi ve bir feminist olarak toplumla fikirlerini buluşturmak, çözüm önerilerini sunmak olduğunu ifade etti. Sebahat ayrıca 'Bugün de cezaevindeyim ve bunun koşulları maalesef kalmadı. Bundan dolayı Türkiye'nin içinde bulunduğu karanlık süreç içerisinde biraz daha fedakârlık yapmamız gerekiyor. Açlık grevi de bu anlamda düşüncelerimizi ifade etmeye çalıştığımız bir süreçtir' dedi" diye konuştu. 
 
'Türkiye bu tarz kararlarla kendini mahkum ediyor'
 
Cemile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın Sebahat'ın durumu ile örtüştüğünü dile getirdi. Cemile, Türkiye'nin bu tarz yargılamalarda verdiği kararlarla kendini mahkum ettirdiğine tanıklık ettiklerini ve bu kararın diğer siyasetçiler için de geçerli olduğunun altını çizdi.