DİYARBAKIR - KCK ana davası çerçevesinde "görevi kötüye kullanma" iddiası ile yargılanan 41 avukattan 39'una beraat kararı verilirken, 2 avukatın dosyası ise ayırıldı. 

 

KCK ana davasında duruşma salonunu "izinsiz terk etmek suretiyle görevlerini kötüye kullanmak" iddiasıyla haklarında dava açılan 41 avukatın duruşması görüldü. Her biri için ayrı ayrı 6 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezası istenen 41 avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülürken, duruşmaya avukatlar ve müdafileri katıldı. Batman ve Ankara Borusu'ndan yargılanan avukatlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandı. Duruşmayı çeşitli barolardan avukatlar da yakından takip etti.

 

'Tarih boyunca avukatlara bedel ödetilmiş'

 

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak söz alan İstanbul Barosu üyesi avukat Ömer Tabili, meslektaşlarının üzerlerinde cübbe varken şu an cübbesiz oturduklarına dikkat çekti. Ömer, "Avukatlara tarih boyunca bedel ödetilmiş ve avukatlar bedel ödemiştir. Söylenmesi gereken şeylerden asla geri durmamışlardır. İddianameyi bozuk hazırlayanlar, hukuka aykırı delilleri çuvallara doldurup tarihi bir görev üstlenmişlerdir. Gerçek anlamıyla bağımsızlık kelimesinin sadece avukatlara ait olduğunu göstermiştir. Müvekkillerin mantığa ve aykırılıklara karşı sözlerini dinlemeyen düşman ceza hukuku ile hareket eden yargı avukatları cezalandırmaya çalışıyor. O gün o salonda yerinizde oturanlar kanunun kendilerine dokunmayacağını ve hesabının sorulmayacağı gafleti içindeydiler. İşte onları bu hayalden kurtarmaya çalışan meslektaşlarım müvekkillerini kurtarmak amacıyla duruşmadaki hukuksuzluğu görmüş ve meşruluğunu yitiren yargılamaya itiraz hakkını kullanmak için bağımsız bir savunma geliştirmişlerdir" dedi.

 

Yargılamayı yapanların makam sureti ile yaptıkları işe meşruluk kazandırmaya çalıştığını söyleyen Ömer, "Müvekkillerin Görevi kötüye kullanmaktan yargılandığı söyleniyor. Bunun için işlenen suçtan zarar oluşması gerekiyor ama ortada suç teşkil edecek bir durum yok. Beraat yönünde hüküm verilmesini talep ediyorum. Bu Artvin, Muğla, İzmir ve İstanbul'da ki mahkemelere de örnek olsun diye beraat istiyorum" ifadelerini kullandı. 

 

'Mahkeme ile resmen pazarlık yaptık'

 

Sanık olarak konuşan Avukat ve Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, da "Öncelikle beraber bu salonda savunma yaptığımız Muhterem Süren, Önder Üngür ve Tahir Elçi'yi anıyorum. Olayın nasıl gerçekleştiğini anlatırsam; davaya dönüşen meselelerden biri o dönem müvekkillerimizin duruşma salonunda bulunması için gidip mahkeme ile resmen pazarlık yaptık. Toplu getirmesini söyledik ama mahkeme heyeti üçer dörder gruplar halinde getireceklerini söyledi. Biz kabul etmedik bazı müvekkillerimizin hem savunması hem de kimlik tespiti yapılmamıştı. Mahkeme 'sanıkların duruşma salonunu terk ederek duruşma düzenini bozduğunu' iddia etti. Bunu iddia edenler devlet düzenini bozmaktan içerdeler. Hakkımızda ihbarda bulunan hakim savcıların çoğu cezaevindedir. Tam beş yıl oldu soruşturmanın başlaması. Mahkeme heyeti vefat eden avukat Emrullah Engin Akyürek hakkında da dosya hazırlamıştı bakanlık düzeltti. Aynı savcı dosyada iki fezleke göndermiş. Fezleke numaraları farklı niye böyle olmuş onu da anlamadım. Ortada bir suç yok. Olması gereken bir mesleki avukatlık var. Tüm meslektaşlarımız ile hukukun tecellisi için mücadele yürüttük buda mücadelenin bir parçasıdır. Bugün olsa yine yaparım" diye vurguladı.  

 

'Vereceğiniz kararı dikkate almıyorum'

 

Sanık olarak konuşan bir diğer Avukat Mustafa Özer de şunları dile getirdi: "İlk olarak sanıklar mahkemeden çıkarıldı sonra biz çıktık. Bu mahkeme tarafından görevi kötüye kullandığımız söyleniyor. Stajımızda katarsanız kırk yıldır avukatlık yapıyorum. Öylesine görevini kötüye kullanan kamu görevlisi gördüm ki adaletten herhangi bir beklentim kalmadı. Bu ülkede adaletin yargının toplumsal saygınlığı durmadan geriye gidiyor. Artık inanılması güç bir müessese haline geliyor. Vereceğiniz kararı pekte önemsemiyorum açıkçası çünkü suç işlemedim."

Beraay kararı

Avukatların savunmasının ardından savcı, beraat kararı talep etti. Mahkeme heyeti daha sonra duruşmaya ara verdi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti 2 avukat hazır bulunmadığı gerekçesiyle dosyaları ayırdı. Diğer 39 avukata da suç kastı oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildi.