DBP Kongresi’nde Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi

  • 12:59 19 Ekim 2024
  • Siyaset
 
WAN - DBP’nin Wan İl Kongresi’nde yapılan konuşmalarda, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi öne çıkarken, Gönül Uzunay ve Cemal Demir il eşbaşkanlığına seçildi.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Örgütü, 7’nci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Wan’da bir düğün salonunda gerçekleşen kongreye DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekilleri, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Wan Şubeler Platformu, demokratik kitle örgütleri ile yüzlerce kişi katıldı. Salonun dolup taştığı kongreye kadınlar ve erkekler ulusal kıyafetleri ile katıldı. Renkli görüntülerin açığa çıktığı kongre salonu DBP bayraklarıyla donatıldı.
 
Kongre salonuna “Me bi ciwantî destpêkir em ê bi ciwantî serbikevin”, “Em ê li hemberî tecrîdê berxwedana xwe xurt bikin! Girtîgehan azad bikin! Tecrîdê bişkînin”, “1925’ten 1999’a diz çökmedik, çökmeyeceğiz!”, “Tecrit ve özel savaş politikalarına karşı kadın özgürlükçü paradigmayla örgütleniyoruz” yazılı pankartlar asıldı.
 
Salon ‘Bîjî Serok Apo’ ile yankılandı
 
Kongre, Kürdistan ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Çerxa Şoreşê marşının okunduğu salonda, “Bîjî Serok Apo” sloganları yankı uyandırdı.  
 
‘Wan Kürdistan’da tarih yazdı’
 
Kongrenin açılış konuşmasını yapan DBP İl Eşbaşkanı Harun Okay, “Wan Kürdistan’da tarih yazdı. Wan Kürdistan’ın kalbidir. Wan her daim atacak ve bu başarıların ardı arkası kesilmeyecek. Her Kürt’ün kendi evine, kendi partisine gelmesi çağrısında bulunuyoruz” diyerek çalışma arkadaşlarına teşekkürlerini sundu.
 
‘Kürt halkına asla diz çöktüremediler, çöktüremeyecekler’
 
Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır sözlerine kitleyi selamlayarak başladı. Keskin, “Wan’a her gelişimde karşınızda heyecanlanıyorum. Bu heyecan direnişimizle başarıya kadar gidecek. Partimiz DBP, toprağına, diline, kimliğine sahip çıkıyor. O nedenle DBP ile zafere gideceğiz. Direnişimize karşı saldırılar söz konusu ve kazanılmış haklarımız gasp ediliyor, her gün bize yönelik saldırılar gerçekleşiyor ancak 4 parça Kürdistan’dan Avrupa’ya kadar Kürtler mücadele ediyor. Dünyanın dört bir yanından Kürt halkına asla diz çöktüremediler, çöktüremeyecekler” dedi.
 
‘Bu mücadele Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüyle sonuç alacaktır’
 
Dört bir yanlarında ciddi savaşlar sürdüğüne dikkat çeken Keskin, “İktidarlar ve ulus-devletler dört biz yanımızı savaşla sarmalamışlar. Kürt halkı zalimlere karşı yüz yıldır direniyor. Bugün 21’nci yüzyılda Filistin’den İran’a ve dört parça Kürdistan’ı savaşla kuşatmaya çalışıyorlar. Ancak Kürt halkının direnişi insanlık direnişidir, onur direnişidir. O nedenle ağır bedeller vererek mücadele ediyoruz. Kürt halkı insanlığın sigortasıdır. Mücadelemiz hak mücadelesidir ve mutlaka zafere ulaşacağız. Dünya, mazlum halklara ölümü dayatıyor. Ancak Kürt halkının ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin mücadelesi özgür ve onurlu bir yaşamı önümüze koyuyor. Çizgimiz budur ve zafere ulaşana kadar mücadele edeceğiz. Biz halkımıza inanıyoruz ki bu mücadele zaferle taçlanacaktır. Kürt halkının zaferi yakındır. Dört parça Kürdistan’da Kürt halkının mücadelesi bir yıldız gibi, ışık gibi parlıyor. Bu mücadele Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüyle sonuç alacaktır” diye belirtti.
 
‘Yönümüzü İmrayı’ya döneceğiz’
 
Keskin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Wan’ın iradesine, Serhad’ın iradesine bakıldığında kaybeden kimdir görecekler. Son Şark Islahat Planı ile yüz yıllık büyük bir plan koydular önlerine. Ve Kürtlerin imha ve inkarını hedef edindiler. Yüz yıldır bu düşmanca politikayı yürüttüler. Ancak bu politikaları çöktü. 2014’te diz çöktürmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Halkımızın mücadelesine karşı yapmadıkları şey kalmadı. En son 2023’te Kürt Özgürlük Hareketi’nin sonu gelecek dediler, biz de diyoruz ki 2024 yılı sizin çöküşünüz olacak. Bugün tüm dünya Kürtlerden bahsediyor. Kürt halkının mücadelesi özgür Kürdistan kurulana kadar sürecek. Mücadelemiz özgürlük içindir. 1 Ekim’den bu yana önlerine yeni bir şey koymuşlar. Selamlaşmadan tutun ‘acaba yeni bir çözüm süreci mi var’ sorusuna kadar yeni algılar yaratmaya çalışıyor. Kürt halkının çizgisi ve duruşu nettir. Özgürlük, anadilinde eğitim ve yaşama hakkı, demokratik anayasa, Kürdistan’a statü sağlanmayana kadar Kürt halkının mücadelesi sürecek. Biz yönümüzü İmralı’ya döneceğiz. Başka nereye döneceğiz.
 
Anneler Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kırmızı çizgisidir
 
Kürt halkının özgürlük mücadelesi Sayın Öcalan ile başladı onunla bitecektir. Sayın Öcalan’ın başat aktör olmadığı hiçbir süreç samimi ve doğru değildir. Eğer niyetleri ciddiyse Sayın Öcalan İmralı’dadır ve muhatap odur. Demokratik anayasa ve Kürdistan’a statü için Sayın Öcalan ile görüşülmeli. Kürt sorununun demokratik çözümü için muhatabın Sayın Öcalan olduğunu söylüyoruz. Bunun için 13 Ekim’de Amed’te gerçekleşen mitinge yönelik saldırı, iki gün önce Silopi’de Barış Annelerine yönelik yaklaşım sürece yaklaşımın göstergesidir. Barıştan başka bir talepleri olmayan annelere yönelik saldırı kabul edilemez. Anneler Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kırmızı çizgisidir. Annelerimize yaklaşım Kürt halkına yaklaşımdır.
 
İktidar Kürt kadınlarına düşmanlık besliyor
 
Narin’den Rojin’e kadar bu iktidar Kürt kadınlara düşmanlık besliyor. Kürt halkı özgür olana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar ve gençler direnişleriyle korkulu rüyanız olacak.
 
Onurlu Kürt’ün yanı işgalcinin yanı değil özgürlük mücadelesinin yanıdır
 
Eğer Bahçeli dilini değiştirdiyse, Erdoğan politikasını değiştirdiyse bu direnişimizden duydukları çaresizlikten kaynaklıdır. Kürt sorunu sadece Kürtlerin değil dünyanın sorunudur. Kürdistan özgür olmayana kadar Kürt sorunu çözülmeyecek, Kürt sorunu çözülmeyene kadar da Kürdistan özgür olmayacak. Sonuna kadar direniş, sonuna kadar mücadele. İşgalci politikaya direniş ve mücadelemizle cevap olacağız. Politikalarının önünü direnişimizle kapatacağız. Silêmanîye’den Hewlêr’e Kürt halkını rahatlıkla katledebiliyorsa bu işbirlikçiliğin sonucudur. Bu ihanet çizgisinin son bulması gerekiyor. Onurlu bir Kürt’ün yanı iktidarların yanı değildir, işgalcinin yanı değildir. Yanı Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanıdır.
 
Yarın sandığa giderken katledilen Kürt gençlerini hatırlayın
 
Yarın Güney Kürdistan’da seçimler var ve Neçirwan Barzani Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Anneler Silopi’de saldırı altındayken onlar Ankara’da görüşme halindeydi. Yarınki seçimlerde Güney halkına çağrımız var; Yarınki seçimlerde ihanet siyasetine büyük bir cevap verin. Bombalarla katledilmelere cevap verin. Yarın sandığa giden herkes katledilen Kürt gençlerini hatırlasın ve ona göre oyunu kullansın. Kürt halkı ‘artık yeter’ diyor. Kendine Kürt diyen herkes kirli siyasete karşı çıkmalıdır. Kürt’üm diyen herkesin yanı burada direnen annelerin yanıdır. Erdoğan’ın, MİT’in yanı değildir. O nedenle yarınki seçimlerden iyi bir sonuç alacağımıza inanıyoruz. Amacımız partimizi güçlendirmektir. DBP tüm halkın partisidir. DBP en büyük bahçemizdir. Bu nedenle sizin desteğinizle DBP büyüyecektir. Varlığınız ve desteğiniz için teşekkür ediyoruz.” 
 
Keskin’in konuşmasından sonra faaliyet raporu okundu. 
 
Ardından DBP Wan il Örgütü’nün yeni yönetimi belirlendi. Buna göre DBP il Eşbaşkanlığına Gönül Uzunay ile Cemal Demir seçildi.
 
DBP Wan İl Örgütü Yönetim Kurulu üyeleri şöyle: Kebire Budakbeyoğlu Karakaya, Şevket Altıntaş, Zeynep Öklü, İdris Polat, Zinet Kaplan, Mehmet Salih Tamur, Neslihan Bafra, Cihan Tuci, Şeref Timur.
 
Yönetim Kurulu yedek üyeleri ise şöyle: Evin Babur, Emin Kotas, Abdulhakim Maska, Sait Karabıyık.
 
Disiplin Kurulu üyeleri ise şu şekilde: Gülistan Önver, Münir Aras, Şeref Özalp.
 
Yedek üyeler şöyle: Simin Atabay, Ökkeş Kava.
 
Yeni yönetimin halkı selamlamasının ardından seçilen eşbaşkanlar teşekkürlerini sundu.
 
Kongre, alkış, slogan ve zılgıtlarla son buldu.