‘İktidarın yalnızlaştırmaya çalıştığı cenazeyi Kurdistan sahiplendi’

  • 15:59 3 Eylül 2023
  • Güncel
 
ERZIROM - Sêrt’te 2020 yılında yapılan hava saldırısında yaşamını yitiren ve cenazesi kutuda ailesine teslim edilen Yılmaz Uzun’un taziyesinde konuşan Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Mevcut iktidarın yanlızlaştırmaya çalıştığı cenazeyi, bütün Kurdistan halkı sahiplendi” dedi.
 
Sêrt’te 2020 yılında yapılan hava saldırısında 5 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren HPG’li Yılmaz Uzun’un (Tolhildan Tekman) kemikleri 3 yılın ardından ailesine bir kutu içinde teslim edildi.  Cenazeyi alan aile Erzirom’un Tatos (Tekman) ilçesinde bulunan Bastok Mahallesi'nde abluka altında defnettikten sonra taziyelerini kurdu.  
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Yeşil Sol Parti milletvekilleri, siyasi partilerin çok sayıda il ve ilçe örgütü, Barış Anneleri Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile çok sayıda yurttaş katıldı. Kentlerden gelen heyetler birçok noktada bekletilerek, GBT kontrolü yapıldı.
 
Sloganlarla başladı
 
Kentlerden gelen heyet, Tatos girişinde polisler tarafından “yasak kararı” gerekçe gösterilerek uzun bir süre engellendi. Bastok Mahallesi girişi jandarma tarafından kapatılırken, kentlerden gelen heyet köyün girişinde bir araya geldi. Bütün engellemelere rağmen kitlesel bir şekilde taziyeye katılım sağlandı. Taziye ziyareti “Şehîd namirin” sloganlarıyla, barış ve demokrasi yolunda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. 
 
‘Baskı politikaları bizi yıldıramayacak’
 
Ziyarette konuşan MEBYA-DER Eşbaşkanı Mehmet Emin Kılıç, barış ve demokrasi için yaşamını yitirenlerin mücadelesinde devamlılığın esas olduğunu söyledi. Mevcut iktidarın politikalarına rağmen taziye ziyaretine gelen herkese teşekkür eden Mehmet, “Şehitlerin yaslarında akıllara gelen tek şey devletin yarattığı baskı ve zulümdür. Ahlaksız bir şekilde yürüttükleri savaşa mı değineyim, cenazelere gösterdikleri muameleye mi değineyim. Yürüttüğü politikaları dile getirmeye hiçbir kalem yetmez. Hiçbir kelime AKP-MHP faşist iktidarının zulmünü dile getirmeye yetmeyecek. Bu politikalar bizi yıldırmayacak, Kürt halkına ve Kurdistan topraklarına özgürlüğü getirine kadar mücadele sözünü veriyoruz” dedi.
 
‘Yapılanlar insanlığa karşı suçtur’
 
Kürt halkına başsağlığı dileyen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürt halkının onurlu duruşunun yine devletin politikalarına maruz kaldığını belirtti. Berdan, “Söz konusu Kürt olunca baskı ve zulüm akla geliyor. Halise Aksoy, Ali Rıza ve şimdi de bu ailemize bu yapıldı. Bu insanlığa yapılan bir suçtur. Bu suçlar kamuoyuna yansıtılmalı. İktidarın zulmü ne kadar büyürse Kürt halkının onurlu duruşu bin kat daha büyüyor. Bu köy günlerdir abluka altında, cenaze töreni yapılmasına izin verilmedi, cenaze aracı verilmedi bu yaptığınız politikaların hesabını vereceksiniz. İmam üç gündür köye gelmemiş, ezanın okunması bile kendisine yasak kılınmış. Biz burada ailemize bir kez daha söz veriyoruz, yolumuz onurlu bir yoldur, kimlik mücadelesi veriyoruz. Bu yolda barışı var edene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” mesajını verdi. 
 
‘Her barış koşulunda silaha sarıldılar’
 
İnsanlık tarihinin birçok değere sahip olduğunu fakat Türkiye iktidarının hiçbir değerini almadığını belirten Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise “Kürt’ün ölüsüne dirisine, yurtdışında olana, yurtiçinde olana hepsine baskı uyguluyor” dedi. Kürt halkının baskılar karşısındaki duruşuna dikkat çeken Çiğdem, “Biz yüzyıl öncesindeki Erzurum kongresinden bugün Kürt halkına çocuklarının kemiklerinin kutularda verildiği bir devirde yaşıyoruz. Kürt halkının ördüğü direniş çok önemli bir yerde ve bu direnişi sürdürmeye de devam edecek. Agit İpek'in cenazesi kargo ile verildi, Hakan Arslan'ın cenazesi kutuda verildi, şimdi de Yılmaz Uzun'un kemikleri verildi. Bu olayların hepsi 1 Eylül Barış Günü’nde yapıldı. Her barış koşulunda silaha sarılan sizler bu ülkedeki zalimliğin sahibisiniz. Her koşulda savaşa sarılan bir iktidar var. Çözüm üretmeyi bilmiyor musunuz? Sayın Abdullah Öcalan bir haftada çözerim diyor. 2013 yılında Sayın Abdullah Öcalan tarafından yayınlanan deklarasyon hafızamızda. Bu deklarasyon bizim emeğimizde, siyasetimizde. Bu felsefe hayat buluncaya kadar mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bugün yalnızlaştırılmaya çalışan bu cenazeyi Kurdistan’ın her kentinden sahiplendik. Kürt halkının kimseye ihtiyacı yok. Kendi cenazemizi de kendi mücadelemizi de kendi ellerimizde yarattık ve büyütmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Çocuklarımızın kemiklerini elimize vermek ahlak dışıdır’
 
Gelen heyete teşekkür dileklerinde bulunan Yılmaz Uzun'un babası İbrahim Uzun ise şunları kaydetti: “Her şeyden önce insanlar ahlaklı olmalı. Eğer bir insanda ahlak yoksa hiçbir şeyi yoktur. Çocuklarımızın kemiklerini elimize vermek ahlak dışıdır. Fakat onlar iyi bilsin ki, kanımızın son damlasına kadar şehitlerimizin yanındayız, mücadelenin yanındayız. Şehitlerimizin kanı üzerine söz veriyoruz, bu yolda mücadele etmeye devam edeceğiz. Şehîd namirin.” 
 
Kitle, yaşamını yitiren HPG'li Yılmaz Uzun’un posterini açarak "Şehîd namirin", "Ey şehîd rêya te rêya me ye", "Bijî Kurdistan", "Ey şehîd xwîna te erdê namîne", “Bijî Serok Apo” ve "Heval Yılmaz onurumuzdur" sloganları atarak köyden ayrıldı.