Sezay Koçak’ın ölümü üzerinden 3 yıl geçti: Asla vazgeçmeyeceğiz!

  • 09:09 3 Eylül 2023
  • Güncel
 
Habibe Eren
 
DÎLOK - Sezay Koçak’ın şüpheli ölümü üzerinden 3 yıl geçti. Takipsizlik kararının bozulması sonrası geçen bir yıllık süre içinde hala mahkeme görülmezken, Sezay’ın kardeşi Neveser Özyalçın, “Mücadelemiz hiç sona ermeyecek asla vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdi.
 
Dîlok’ta (Antep) boşanma aşamasında olduğu Ali Özahi ile tartıştıktan sonra şüpheli bir şekilde balkondan düşerek yaşamını yitiren Sezay Koçak’ın ölümünün üzerinden 3 yıl geçti. Olay gecesi evde bulunan evli olduğu baş şüpheli Ali Özahi, yakınları Emrah Özahi ve Didem Özahi hakkında “kasten öldürme” ve “intihara yönlendirme” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada 8 Kasım 2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildi. Şüpheliler hakkında verilen kararda, “Sezay’ın intihar etmesi için kendisini teşvik eden kimsenin olmadığı, yaşadığı psikolojik buhran sebebiyle balkondan atlaması sonucu hayatını kaybettiği” öne sürüldü. Sezay’ın ailesinin karara itirazı sonucunda Gaziantep 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği takipsizlik kararını kaldırarak soruşturmanın genişletilerek yeniden yürütülmesini istedi. Ancak soruşturma hala sürüncemede.
 
Sezay’dan sonra cezasızlığın verdiği cesaretle onlarca kadının şüpheli ölümünün üzeri “balkondan düştü” ya da “intihar etti” denilerek örtüldü. Sezay’ın ölümünün ardından bugüne dek adalet talebini yineleyen ve bu amaçla mücadele yürüten kardeşi Neveser Özyalçın, Sezay’ın ölüm yıldönümünde adalet talebini yineledi.
 
‘Kadın derneklerinin bize çok fazla destekleri oldu’
 
Adalet mücadelesini verirken bir ayaklarının sürekli adliyede olduğuna dikkat çeken Neveser, “Savcılarla görüştük, başsavcı ile görüştük. Bunun yanı sıra kadın dernekleri ile de sürekli iç içeydik. Çünkü onların bize destekleri kadar faydaları da oldu. Basın ekipleri ile sürekli iletişim halindeydik gelişmelerden haberdar olup unutulmaması adına haberleri yapıldı” dedi.
 
Bir yıldır dosya mahkemeye gelmedi!
 
Dosya hakkında takipsizlik kararı verilmesinden sonra itirazları sonucu kararın bozulduğunu anımsatan Neveser,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü Sezay’ın tırnağında 3 DNA örneği vardı. Bunlardan ikisinin erkeğe ait olduğu düşünülüyor. Onlar araştırılmamış, telefonu hakkında hiçbir bilgi yoktu, telefonundaki bilgiler araştırılmamıştı. Hakim önce bunların incelenmesini istedi. Dosyada daha önce cinayet şüphelisi olarak Ali Özahi yer alırken şimdi Ali Özahi ile birlikte Emrah ve Didem Özahi için de  ‘kasten öldürme’ suçundan soruşturma yürütülüyor. Ancak hala savcının elinde. Henüz bir mahkeme gerçekleşmedi. Üzerinden neredeyse bir yıla yakın süre geçti. Mahkemeyi bekliyoruz.”
 
'Katiller işin asıl yolunu buluyorlar'
 
Neveser, yargının şüpheli ölümlere dönük verdiği kararları eleştirirken, “Herhangi bir düzenleme yok. ‘Kadın ölümleri eskisi kadar yaşanmıyor’ denilip kesinlikle korkunç bir artış gösterdiğini, hala göstermekte olduğunu ve bunun büyük bir çoğunluğunun yüksekten düşerek ölüme bağlı olduğunu biliyoruz. Bununla da Sezay ile tanıştık maalesef. Sezay’ın önceden şiddet gördüğünü dosyada tanık olarak yer alan komşuları da söyledi, ancak 'yüksekten düşmeye bağlı travma' adı altında hepsi hiç oldu. Katiller geçmişte buldukları gibi işin asıl yolunu şimdi de buluyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘Canımız çok yanıyor’
 
Faillere dönük herhangi bir caydırıcı cezanın olmadığını belirten Neveser, yargının ve iktidarın tutumunun net olması halinde söz konusu katliamların yaşanmayacağına dikkat çekti. Neveser,  “Şu an kadın cinayetlerini yaşamıyor olur, bugün burada eylem yapmıyor olurduk. Sezay için adalet de çoktan gelmiş olurdu. Bizim çok canımız yanıyor, gözlerimiz yaşlı; ancak en azından içimize biraz su serpilmiş olurdu. Biz artık dava açılsın istiyoruz. En baştan beri talebimiz adaletin yerini bulması idi. Ama adalet arayışında olanları bugün o kadar aciz duruma getirdiler ki artık dava açılsın diyoruz” diye konuştu.
 
‘Asla vazgeçmeyeceğiz’
 
“Benim ablam kendini atmadı, intihar etmedi. Evdeki 3 yetişkin tarafından öldürüldü” diyen Neveser, sözlerine şunları ekledi: “Velev ki kendini atmak istedi, isteseler tutabilirlerdi. Ablam içeriye kilitlendi balkona çıkmak zorunda bırakıldı ve maalesef balkondan ne şekilde düşürüldü, atıldı bunu bilmiyoruz. Hiçbir zaman cevabını alamadık. Ancak hiç vazgeçmedik, biz de Sezay ile birlikte öldük. Mücadelemiz hiç sona ermeyecek, asla vazgeçmeyeceğiz.”