Avukatlar İmralı için CPT’ye başvurdu: Yarın çok geç olabilir!
- 10:34 30 Ağustos 2023
- Güncel
İSTANBUL - Mutlak iletişimsizliğin derinleştiği İmralı Adası’nda 30 aydır hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair kaygıların had safhaya ulaştığını belirterek CPT’ye “acil” ziyaret başvurusunda bulunan Asrın Hukuk Bürosu, “Yarın çok geç olabilir” uyarısıyla, hukuka aykırı uygulamaların son bulması çağrısında bulundu.
Asrın Hukuk Bürosu, mutlak iletişimsizliğin sürdüğü ve 30 aydır hiçbir haber alamadıkları müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı Adası’nda tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Avrupa İşkencenin Önlemesi Komitesi’ne (CPT), 30 Nisan 2023 ile 31 Temmuz 2023 tarihlerini kapsayan gelişmelere dair başvuruda bulundu.
Ziyaretler hukuk dışı yollarla engelleniyor
Başvuruda Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 25 Mart 2021 tarihinden bu yana haber alınamadığı belirtilerek, avukat ve aile ziyaret haklarının hukuk dışı yollarla kesintisiz bir şekilde engellendiğine yer verildi. Genel soyut gerekçelere dayandırılarak telefon hakkının da kullandırılmadığının belirtildiği başvurunun devamında şunlar kaydedildi: “Mektup yoluyla haberleşme hakkına da engel olunmaktadır. Avukata erişim, savunma, adil yargılanma hakkı da dâhil sözleşme ile korunan bütün haklarından mahrum bırakılan başvurucular, dış dünya ile haberleşme de dâhil tüm bağları koparılmış halde tam ve mutlak tecrit altında tutulmaktadır. Komite’nize yapılan bu başvuru; her türlü ihlal riskini barındıran mevcut mutlak tecrit ve incommunicado haber alamama hali ile işkence yasağını sistematik bir süreklilikle ihlal eden tutulma koşulları ve meydana gelen diğer gelişmelerle ilgili bilgilendirme ve taleplerimizi içermektedir.”
37 başvuruya tek bir yanıt yok!
“Incommunicado” yani haber alamama halinin kesintisiz bir şekilde daha da ağırlaştırılarak sürdürüldüğüne vurgu yapılan başvuruda, 30 Nisan - 31 Temmuz 2023 tarihlerini kapsayan bu 3 aylık sürede 25 avukat görüş başvurusu ile 12 aile görüş başvurusunun yapıldığının ancak tamamının cevapsız bırakıldığı paylaşıldı.
Mektupların akıbeti bilinmiyor
Başvurucular tarafından tek bir mektubun dahi kendilerine ulaştırılmadığının belirtildiği başvuruda, aynı zamanda İmralı’ya gönderilen mektupların akıbetinin de bilinmediğinin altı çizildi.
Cezalar yasal dayanaktan yoksun
Yeni “disiplin cezalarının” ise bu üç aylık sürede de verilmeye devam edildiğinin aktarıldığı başvuruda, 30 Haziran tarihinde verilen 3 aylık “disiplin cezasının” infazının tamamlanmasına rağmen Temmuz ayı itibariyle yapılan aile görüşme başvurularının reddedildiği yer aldı. Aile görüşünün önündeki engelin kaldırılması için 10 Temmuz’da Bursa İnfaz Hakimliği’ne yapılan başvuru üzerine tarihi belli olmayan yeni bir “disiplin cezasının” verildiğinin öğrenildiği kaydedilirken, bu yeni “disiplin cezası” ile hukuksuzluğun üstünün örtülmeye çalışıldığı ifade edildi. Başvuruda tüm idari ve yargısal yasak kararlarının hem maddi temelden hem de yasal dayanaktan yoksun olduğunun altı çizildi.
‘Avukat yasakları politik bir karar’
Başvuruda, avukat ziyaretlerinin derhal sağlanması talebiyle 27 Nisan tarihinde Bursa İnfaz Hakimliği’ne yapılan başvurunun 2 Mayıs tarihinde Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla reddedildiğine, gerekçe olarak da yeni bir 6 aylık avukat “yasağı” kararının verildiğine yer verildi. Başvuruda, “27 Temmuz 2011 yılından bu yana süregelen avukatla görüştürmeme uygulamasının uluslararası hukuk ve iç hukuka dayanmayan politik bir karar olduğu net biçimde ifade edilmiştir. (…) Hukuki ve yasal olmadığı içindir ki, bu kararlar uygulamada başvurucu avukatlarına tebliğ edilmemekte, avukatları devre dışı bırakılarak gizlice yürütülmektedir” ifadeleri yer aldı.
Kaygılar had safhada
İdari ve yargısal yasak kararlarının işkence yasağını ihlal ettiğini ve bu yönlü ihlallerin devam edildiğinin paylaşıldığı başvuruda, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın İmralı’daki mutlak tecride ilişkin açıklamaları sonrası hedef gösterilmesi ve tutuklanması da ele alındı. Başvuruda, seçim sürecinde yaşanan gelişmelere de yer verilerek, “Seçim ve seçim sonrası başvuruculara yönelik özellikle hükümetin tutumu, Merdan Yanardağ örneğindeki yaklaşımlar başvurucuların yaşam, sağlık ve hukuki güvenliği konusundaki kaygıları had safhaya ulaştırmıştır” denildi.
‘Yarın çok geç olabilir!’
AKP iktidarının CPT’nin tespit ve tavsiyelerini yerine getirmediği, hukuksuzlukları savunduğu ve siyasi rant devşirmeye çalıştığına vurgu yapılan başvuruda, Komite’nin artık olağan prosedürleri işletme tutumundan vazgeçmesi gerektiğinin vurgusu yapıldı. “Yarın çok geç olabilir” uyarısında bulunulan başvuruda, CPT’nin sorumlulukları da bir kez daha hatırlatıldı.
İmralı’ya acil ziyaret çağrısı
CPT’nin ziyaret takvimi dışına çıkarak, “acil” bir şekilde İmralı’ya ziyaret gerçekleştirmesi gerektiğinin yinelendiği başvuruda, talepler şöyle sıralandı:
“*Komite’nizin acil bir şekilde son ziyaretiyle ilgili raporunu ve tespitlerini kamuoyuna açıklamasıyla birlikte yine acil olarak başvurucuların tutulduğu İmralı Ada Hapishanesini ziyaret etmesi,
*Avukat ziyaretlerinin derhal gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile hukuka aykırı mahkeme kararları ile engellenmesine son verilmesinin sağlanması,
*Aile ve vasi ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve devamlılığının sağlanması ile hukuka aykırı disiplin cezaları ile engellenmesine son verilmesinin sağlanması,
*Ziyaret haklarının tesis edilmesine paralel bir şekilde başvurucuların aile ve yakınlarıyla rutin telefon haklarını kullanmalarının sağlanması,
*Dışarıyla ve avukatlarıyla mektup, telgraf ve faks yoluyla iletişiminin önündeki tüm engellere son verilmesinin sağlanması,
*Gazete, dergi ve kitaplar ile ilgili fiili veya hukuka aykırı uygulamaların son bulmasının sağlanması,
*İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele koşulları ile incommunicado halini ortadan kaldıracak zorlayıcı tedbirin alınması ve Sözleşme 10/2. Maddesinde düzenlenen prosedürlerin işletilmesi ivedilikle talep olunur.”