Olası bir depreme karşı nasıl hazırlıklı olunur?
- 09:08 25 Ağustos 2023
- Güncel
AMED - 6 Şubat depremlerinin ardından son günlerde yeniden sıklaşan depremler, olası büyük bir deprem için hazırlıklı olunup olunmadığı sorusunu gündeme yeniden getirdi. İMO Amed Şube Yöneticisi Ebru Aydın Tekyıldız, yapılması gerekenleri sıraladı.
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kenti etkileyen Mereş merkezli depremlerin ardından yeniden sorulan “Depreme hazır mıyız” sorusu, son günlerde üst üste yaşanan depremlerle yeniden gündeme geldi. Üzerinden aylar geçmesine rağmen 6 Şubat’ta ağır hasar gören binaların yıkımının dahi henüz gerçekleşmemiş olması, yurttaşta da ciddi endişe uyandırıyor. İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şube Yöneticisi Ebru Aydın Tekyıldız, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Bir sonraki depremde yıkılma riski daha yüksek’
Ebru, depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen bölgede yıkımı bekleyen ağır hasarlı yapıların tehlike yarattığını belirtirken, kontrolsüz şekilde yürütülen enkaz kaldırma işleminin ise çevreye ve insan sağlığına zarar verdiğine işaret etti. Depremlerde zarar görmüş veya güçsüzleşmiş yapılar olduğunu söyleyen Ebru, “Bir sonraki depremde yıkılma riski daha yüksek. Ağır hasarlı binaların etrafı güvenlik bariyerleri veya uyarı levhaları ile çevrilmelidir. Depremde güvende olmak için halkın bu tür binalardan uzak durması ve gerekli duyuruların yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Alınan kararlar ve yapılan çalışmalar palyatif kaldı’
Tüm afetlere yönelik politikaların ve atılması gereken adımların neler olması gerektiği konusunda planlar hazırlandığını, kararlar verildiğini kaydeden Ebru, “Ancak son depremler sonuçları itibarıyla göstermektedir ki, alınan kararlar ve yapılan çalışmalar büyük oranda palyatif kalmış durumdadır. Dolayısıyla öncelikle sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile kamunun ihtiyaç ve menfaatlerini gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç var” dedi.
‘İmar afları zorunlu hale gelmekte’
Ebru, merkezi ve yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılması gerektiğine vurgu yaparken, “Kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır. Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hâkim olması kaçak yapılaşmanın önünü açmakta, bunun sonucunda da imar afları zorunlu hale gelmektedir” sözlerine yer verdi.
‘Sağlıklı yapılaşma, nitelikli kamusal denetim ile mümkündür’
İmar planlarının doğayı ve toplumsal yaşamı etkileyen, şekillendiren bütüncül planlar olduğuna işaret eden Ebru, şu ifadeleri kullandı: “Afet risk haritaları, mikro bölgeleme çalışmaları, büyüme projeksiyonları, ulaşım ve altyapı planları gibi alt çalışmalar, bilimsel ve teknik içerikli, çok yönlü, çok bileşenli çalışmalardır. Bu kriterlere göre hazırlanmayan veya özel uygulamalarla sürekli delinen/değiştirilen planlar, sağlıklı yapılaşmanın önceli olan sağlıklı kentleşmeyi olumsuz etkilemektedir. İmar planlarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması ve sürdürülmesi nitelikli katılımcılıkla mümkündür. İster yeni alanlar üzerinde yapılan çalışmalar, ister mevcut planlar üzerindeki tadilatlar olsun her türlü imar çalışması şeffaf, katılımcı ve tekniğine uygun olmak zorundadır. Özellikle çok katlı konut yapılarında yapısal düzensizlik yaratan uygulamalara son verilmelidir. Sağlıklı yapılaşma, teknik kurallar, nitelikli eğitim, nitelikli mesleki hizmetler, nitelikli müteahhitlik ve nitelikli kamusal denetim ile mümkündür.”