Kayyım kadına geri adım attıramadı
- 09:07 18 Ağustos 2023
- Güncel
Zelal Tunç
WAN - Yıllarca “erkek” aklıyla yönetilen Payizawa Belediyesi’nin ilk kadın eşbaşkanı olan Yıldız Çetin, eşbaşkanlık sistemiyle yüzlerce kadının yaşamına dokundu. Sonrasında ise eşbaşkanı seçildiği Erdiş Belediyesi'nde görevde olduğu kısa süre içerisinde birçok kadın projesini hayata geçiren Yıldız her iki dönem için, “Kayyımların hedefinde kadın kazanımları ve geri adım attırma vardı” diyerek, bunda da başarılı olamadığını ekledi.
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) uygulaması ile İçişleri Bakanlığı tarafından BDP yönetimindeki Amed, Wan ve Mêrdîn büyükşehir belediyelerinin de aralarında olduğu 106 belediyeye kayyım atandı. “Eşbaşkanlık” sisteminin gerekçe olarak gösterildiği kayyım atamalarıyla kadın kazanımları da hedef alındı. Yine 2019 yılının 19 Ağustos günü ise HDP’li belediyelere kayyımlar atandı.
Wan özelinde hazırladığımız dosyanın ikinci bölümünde kayyım atanan Payizawa (Gürpınar) Belediyesi’nde kadın kazanımlarının hedef alınmasını, yerine kayyım atanan Payizawa Belediyesi’nin ilk kadın eşbaşkanı Yıldız Çetin ile konuştuk.
'1956'dan bu yana faaliyet yürüten belediye de tek bir kadın vardı'
Payizawa ilçesinde 2014 yerel seçimlerinde oyların yüzde 54.9’unu alarak ilçenin ilk kadın belediye eşbaşkanı seçilen Yıldız, belediye meclis üyesi beş kadın ile birlikte çalıştı. Eşbaşkanlık sistemi ile ilçe belediyesindeki çalışmalarını anlatan Yıldız, sözlerine 2014 yerel seçimlerinde 106 belediyede de kadın temsiliyetinin ortaya çıktığını hatırlatarak başladı. Yıldız, “Eşbaşkanlık, Türkiye siyaseti için yeni bir deneyimdi. Her yerde bir kadın temsiliyeti açığa çıktı. O dönem Gürpınar ilçesine seçildim. Gürpınar nüfus olarak küçük bir ilçe, ancak yeryüzü şekli olarak ülkenin en büyük ilçesi konumunda. 1956 yılından bu yana kurulmuş bir belediye vardı. Belediye bünyesinde sadece bir kadın personel var, o da torba yasayla işe alınmıştı. O da Van, Van Büyükşehir olunca kentte il özel idaresinden görev yaparken Gürpınar Belediyesi’ne gelen bir kadındı. Onun dışında belediye de çalışan tek bir kadın yoktu. Sadece kadın çalışan olarak değil belediyenin fiziki yapısı da erkeğe göre inşa edilmişti. Belediye binasında o zamana kadar sadece erkek lavabosunun olduğu bir binadan söz ediyoruz” dedi.
‘Sadece belediye binası değil çarşısı da erkeğin yaşam alanıydı’
Sadece belediye binasında değil ilçe merkezinin de erkeğe göre dizayn edildiğini kaydeden Yıldız, “Kadın esas alınarak hiçbir çalışma yürütülmemişti. Sadece belediye binası değil, ilçe merkezi tamamen erkeğin elindeydi. Tek bir kadın esnaf yok. Kaldırımların tamamında erkeklerin olduğu kıraathaneler, kahvehaneler bulunuyordu. Kadın çarşıya çıksa dahi bekleyebileceği yer yolculuk yaptığı minibüsün içiydi. Orada erkeğin işi bitene kadar kadın minübüsün içinde bekliyordu. Veya ailesiyle birlikte işin bitiren kadın daha sonra aileyle birlikte köylerine, mahallelerine gidiyordu. Sosyolojik açıdan Gürpınar da aşırı derecede kapalı ve muhafazakar kimliğe bürünmüş bir halk gerçeği mevcuttu” ifadelerini kullandı.
‘Kadın emeği ve rengiyle kentin simasını değiştirdik’
Seçildikten sonra beş kadın meclis üyesiyle birlikte özgün ve karma komisyonları oluşturarak çalışmalarına başladıklarını söyleyen Yıldız şöyle devam etti: “İlk olarak belediyede ‘Kadın Komisyonu’ ve ‘Kadın Erkek Eşitlik Komisyonu” olarak çalışmalarımıza başladık. Çalışmalarımız da kısa sürdü. Sadece iki yıl görevde kalabildik. Her yere bir buçuk yıl sonra kayyımlar atanmaya başladı. Wan’da da merkez il ve ilçelerden sonra bizim olduğumuz Gürpınar ilçesine de kayyımlar atanmıştı. Biz bu kısa zaman diliminde belediyenin personelinin yarısının kadınlardan olacak şekilde işe alımlarda ‘kadın kotasını’ uyguladık. Eşit bir temsiliyetle personeli belirledik. Hemen akabinde ilçede bulunan bütün kadınların sosyo-ekonomik düzeylerinin ölçümü için bir ‘kadın anketi’ ile veri tabanımızı oluşturduk. Bununla birlikte bir kadın yaşam merkezi, kadın konuk evi, bir de kadın kooperatifini kurduk. Kadın kooperatifin bünyesinde 100’e yakın kadın arkadaş ile birlikte çalıştık. Kadın emeğinin ortaya çıkabilmesi, görünür olması için seradan, üretimden ve birçok alandan kadınların rengiyle, emeğiyle kentin simasını değiştirdik.”
‘Kooperatifimiz KADEM’e devredildi’
“Kayyımlar atanır atanmaz ilk olarak kadın çalışmalarına, kadın kazanımlarına yöneldi” diyen Yıldız, “Kadın müdürlüğünden, kadın yaşam merkezinden, kooperatifinden hemen bunların bertaraf etmeye yönelik pratikler sergilediler. Kadın yaşam merkezimiz Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan’ın başkan yardımcılığını yaptığı KADEM’e devredildi. Xwasor iki yıla yakın pasifize ederek, bütün malzemelerine el konuldu. Kayım atanmasının ardından 6 aya yakın bir cezaevi süreci yaşadım. Tutuklanmama gerekçe olarak kadın çalışmaları öne sürüldü. Gizli tanıkların ifadeleriyle yaptığımız tüm hizmetler ‘örgüte üye olmak’ gerekçesi sayıldı” sözlerini kullandı.
5 ay içinde birçok kadın projesini hayata geçirdi
Cezaevinden tahliye olduktan sonra 31 Mart 2019 yılında bu kez Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) belediye eş başkanı olarak Erdiş’de (Erciş) aday gösterilen Yıldız, kayyımın tüm itirazlarına ve ikinci kez oyların sayılmasına karşı yüzde 49,71 oy farkıyla bir kez daha seçildi. Sadece 5 ay Erdiş Belediye Eşbaşkanlığı yapan Yıldız, bu kısa süre zarfından yaptığı çalışmaları şu sözlerle özetledi:” Erciş ilçesi kadın kotasıydı. Orada eş başkan olarak görevimi devam ettirdim. Tabi benden önce belediye eşbaşkanı seçilen Diba Keskin aynı kayyım atanması ve aynı gerekçelerle cezaevindeydi. Erciş kozmopolit bir yapıya sahip ve güçlü kadın karakterleri var. Kadının seçilmesini benimseyen bir toplumdu. Kadına güvenen bir toplumdu. Orada beş aylık bir süre çalışma yaptım. Hastanenin karşısında parklarda oturan kadınlar vardı. Burada bekleyen kadınların çilesini görerek burada bir ‘Kadın Konuk Evi’ inşa ettik. Hastanenin önünde çorba servisi ikram ettik. Zilan Yaşam Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdik. Kurslarından, atölyelerinden kadın arkadaşlara sosyal hizmet uzmanından, psikologlardan, sosyologlardan, avukatlardan, birçok farklı mesleki uzmanlık görevini yapan arkadaşlarımız projelerimizde yer alıp kadın arkadaşlara yardımcı oldular.”
Eşbaşkanlığı tanımayan devlet eşbaşkanlıktan ceza verdi
Payizawa Belediyesi’ndeki gibi Erdiş’te de kadın veri tabanı oluşturarak, bir kadın kooperatifi hazırlığına başladıklarını kaydeden Yıldız, “Özellikle köylerde hayvancılıkla uğraşan kadın arkadaşlar için mandıralar kurmak, süt üretim merkezleri oluşturmak için hazırlıklara başlamıştık. Bu çalışmalarımız sadece projelerde kaldı. Her iki ilçede de beş yıllık stratejik planlamamızı köy köy, mahalle mahalle kadınların onayına sunduk. Onların talepleri doğrultusunda ihtiyaçları belirledik. Şunu belirteyim kadın her yerde rengini, farkını ortaya koyuyor. Kadın farkındalığına önem verip planlamamızı hazırladığımız için ilk olarak kadın kazanımlarına yönelim geliştirildi. Çünkü şeffaflığı, dürüstlüğü, yapabilirliği her alana yansıttıkları için kadınlardan korkuyorlar. Mesela tutuklamalarda eşbaşkanlık sistemi partimizin tüzüğü gereği hayata geçirdiğimiz bir sistem. Resmi yasal işlemlerde resmi eşbaşkanının onayı gerekirken, sırf kadını cezalandırmak için eşit muamele yaptılar. Ben Gürpınar ilçesinde yasal prosedürlere göre resmi başkan değil belediye meclis üyesiydim. Ama dosyamı hiçbir şekilde ayırmadılar. Beni çalışmalarda muhatap kılmayan sistem, yargılamaya gelince hiçbir şekilde ayrıştırmadan, her türlü cezaya maruz bıraktılar. Yaklaşımları, uygulamaları, cezaları çok ağır oluyordu. Erciş’te de kayyım atandıktan sonra her iki dönem yaptığım eşbaşkanlık görevi için dosyalarımı birleştirerek 9 yıl hapis cezası verdiler” diye belirtti.
‘Kayımlar kadına geri adım attıramadı’
Kadın çalışmaları ve hizmetlerinden dolayı hedef alındıklarını ifade eden Yıldız, şu sözleri kullandı: “Yaptığımız tüm çalışmaları ilegalize ederek, farklı bir boyuta çekerek kadını yıldırmak, kadına geri adım attırmak, kadının renginin yansımasını istememek, kendi yandaşlarının cebini doldurmak için yürüttükleri bir politikaydı. Gürpınar’da seçtiğimiz beş pilot bölgede sağlık merkezleri oluşturarak, taşıma sistemi olan köylerde öğrenciler gelip internet ve kütüphaneden faydalanabiliyorlardı. Gençlerimiz orada kültürel, sanatsal faaliyetlere katılabiliyorlardı. Kadınlar ilçenin merkezine gidemiyor, sağlık sorunları yaşıyor. Haftanın üç günü bu merkezlere çocuk, doğum, belli branşlardan uzmanlar getirerek ücretsiz sağlık hizmeti sunuyorduk. Bu çalışmamız, KCK’nin şu maddesi, bu maddesi diyerek ilegalize edildi. Tüm kesimlere hizmet etme yükümlülüğümüz var. Belediyelerin sadece yol, su, kanalizasyon gibi asli görevlerinin dışında insanların sosyal anlamda ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüyüz. Devlet hastanesi olmayıp sadece 112 hizmeti verilen bir yerden sağlık merkezi oluşturduk. Kütüphanesi olmayan ilçede dört kütüphane hayata geçirdik.”
Hizmetler toplumsal hafızaya kaydedildi
İlçede birçok çalışma yaptıklarını dile getiren Yıldız, 5 yılın tamamlanması halinde ilçe halkının ihtiyaçlarının yüzde 60’ını hayata geçirebileceklerine işaret ederken, sadece 5 ay görevde kaldıklarını hatırlattı. Yıldız, “Ancak beş ayda yol çalışmalarından tutalım, Van Gölü gibi bir gölden ilçe sakinleri yararlanamazken, yaptığımız sahil bandı projesiyle, kadın pazarıyla, ortak yaşam alanlarıyla ilçeyi bir kadın yaşam alanına çevirdik. Kayyımın beş yılda yapmadığı hizmeti biz 5 ayda tamamladık. Ama kendileri şimdi beş yıldır sadece yandaşlarına rant alanı yarattılar. Bizler nelerin yapılmadığını yakın dönemde geçirilen seçimlerde gittiğimiz halkın mağduriyetini gördük. Bu toplum hizmeti unutmaz. Her bir arkadaşımız yaptığı pratiklerden yargılandı. Bu toplumun hafızası silinmez. Tarih herkesi pratikleriyle yazacaktır” sözlerini kullandı.
Erkeğin tepkisi de değişti
Eşbaşkan seçilirken toplumun ve erkeğin hedefinde de olduklarını söyleyen Yıldız, karşılaştıkları tepkileri şöyle dile getirdi: “Gürpınar’a gittiğimizde özelde erkekler tarafından ‘siz neden bu kadını getirdiniz? Falan aşiretten şu erkeği getirseydiniz dengeleri daha iyi oynayacaktı. Daha fazla oy alacaktık. Bu kadının ne getirisi olacak’ gibi tepkilerle çokça karşılaşıyorduk. 2009 ile 2014 tarihleri arasında Van Belediyesi büyükşehir statüsüne geçmeden önce belediye meclisi görevindeydim. O dönemde kadın seçilmişler olarak 5 kişiydik. O zaman da kadın arkadaşlarıma ‘moralinizi bozmayın? Kadınlar olarak bu toplumu değiştireceğiz’ şeklinde birbirimizi motive ediyorduk. Gürpınar’da belediye binası yurttaşlarla dolup taşıyordu. Her iki belediye eşbaşkanı da görev de olmasına rağmen yurttaşlar erkek eşbaşkan için ‘Reis beyi göreceğiz’ ifadeleri kullanıyordu. Arkadaşlarda ‘kadın eşbaşkan burada, müsait, onunla konuşabilir siniz?’ diyordu fakat yurttaşlar ‘Ya yok, kadın bize ne anlatacak, sorunumuzu nasıl çözecek’ şeklinde tepki gösteriyordu. Bu yönelimden sonra kadınlar olarak karar aldık ve her gün bir köyü ziyaret ettik. Köyün sorunlarını kadınlardan dinleyerek o taleplere geri dönüş yapıyorduk. Biz taleplere geri dönüş yaparken erkeklerin kadın siyasetçiye yönelik tavrı değişti.”
‘Her yönelimi direnerek geri püskürttük’
Erkeğin yönelimine ve tepkisine değinen Yıldız, “Bin yıllık bir iktidar anlayışı olan erkek karşısında onun saltanatına müdahale ediyorduk, koltuğunu deviriyorduk, bu da onun işine gelmiyordu. Bu kez de belediye de erkek eşbaşkan, erkek meclis üyeleri ve birçok erkeğin saldırısına maruz kalıyorduk. Ama biz her yönelime karşı ‘biz direneceğiz, biz pes etmeyeceğiz, bırakın ne yaparlarsa yapsınlar biz geri adım atmayacağız’ diyerek halkın yanında yer aldık. Öğlen arası bir mahalleye giderek kadınları dinliyorduk. Çarşıda bir kahvehanede kahvaltı yaparak o yurttaşın ekmeğini paylaşıyorduk. Ramazan ayında çat kapı yapıp birinin sofrasına konuk oluyorduk. Biz giderken de ciddi sorunlarla karşılaşıyorduk. Bu sorunlara hemen geri dönüş yaptığımız için de yaptığımız iş erkeğin de kadın hakkındaki algısını yerle bir ediyordu” ifadelerini kullandı.
‘İlçede yaptığımız çalışmalar dilden dile anlatılıyor’
Yıldız, sözlerine belediye eşbaşkanı olduğu süreçte karşılaştığı bir olayı anlatarak sonlandırdı: “Bir gün yine çat kapı yaparken kadın arkadaşlarla birlikte evde yaşlı bir kadın ve yatalak bir baba vardı. Çocukları olmadığı için yalnız yaşıyorlardı. Biz kadın arkadaşlarla hemen sofralarını hazırlayıp birlikte ne varsa paylaştık. Ertesi gün yaşlı ve bakıma muhtaç insanlar için belediye bünyesinde yaşlı bakım hizmeti gönderdik. O gün o yaşlı ve bakıma muhtaç insanları görmeseydik böyle bir hizmete ihtiyaç olduğunu görmeyecektik. Ben kendimi çok şanslı hissediyorum, çünkü birçok yerde hep ilk eşbaşkan görevi yaptım. Bu, büyük bir gururdu benim için. İlk sürecin eşbaşkanlığını yürütmek acı bir tecrübeydi. Bunu inşa etmenin acı tecrübesini yaşadık. En sonunda verdiğimiz mücadele sonucu orası bir kadın kotası oldu. Bu çok önemli bir deneyim oldu. Hala yaptığımız hizmetler konuşuluyor.”