‘Kadın direnişine karşı erkek çeteleşmesi oluştu’
- 09:05 17 Ağustos 2023
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL - Kadınların yükselen direnişine karşı “erkek çeteleşmesinin” oluştuğunu vurgulayan feminist aktivist ve siyaset bilimci Yasemin Özgün, iktidarın söylemleri doğrultusunda kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştirdiğini 6284’ün ve nafaka hakkının hedef alınmasının da bunun sonucu olduğunu söyledi.
AKP-MHP iktidarının kadınların kazanımlarını ellerinden almaya yönelik saldırıları devam ederken kadınlar da direnişten ve kazanımlarından vazgeçmiyor. Kürt kadınların mücadele felsefesinin özeti olan “Jin jiyan azadî” sloganı ile tüm kadınlar direnişi ve mücadeleyi esas alacağını her fırsatta dile getiriyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’in Türkiye’ni İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilme kararı almasının ardından kadına yönelik şiddeti engelleyen 6284 sayılı kanun hedefte. Yine kadınların nafaka hakkı da seçimlerden bu yana AKP-MHP iktidarı ve yeni ortaklarının hedefinde.
Feminist aktivist ve siyaset bilimci Yasemin Özgün kadınlara, kazanımlarına yönelik artan saldırılar ve kadınların direnişine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Jin jiyan azadî” sloganı ile başlayan kadın direnişin tüm dünyaya yayıldığını dile getiren Yasemin, Jîna Emînî’yi katleden otoriter rejim tarafından kadın bedeninin, kimliğinin sürekli hedef alındığı ama bu yükselen kadın direnişinin saldırılara cevap olduğunu ifade etti. Yasemin, “Hem Türkiye’de hem İran’da hem de kadına yönelik baskıcı tutum sergileyen pek çok ülkede rejimler, kadınlar ve LGBT+’ların üzerinde baskı kurarak, iktidarlarını sağlamaya çalışıyor. Emînî’nin şahsında bir özgürlük mücadelesi başladı. Kadınlar özgürleşmeden toplumlar özgürleşemez. Bu yüzden “Jin jîyan azadî” sihirli bir sözcük gibiydi. Tamamen sahiplenilen bir kadın devrimi oldu” dedi.
‘Kadınların bir araya geldiklerinde yapabileceklerinden korkuyorlar’
Kadın düşmanı iktidarların ortadan kalkması ile gerçek kurtuluşun sağlanacağını belirten Yasemin, bu kurtuluşun sağlanması için kadınların bir arada ortak mücadele yürüttüğüne dikkat çekti. Yasemin, sınıf, din, dil fark etmeksizin kadınların özgürlük mücadelesinde buluştuğunu vurguladı. Yasemin, “Dünyanın birçok yerinde kadınlar ‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile bir araya geldi ve şimdi sloganın anlattığı özgürlük çığlığını beraber taşıyorlar. Kadın ittifakı kadın mücadelesini büyütüyor. İran’daki kadınların özgürlük mücadelesi hepimizi etkiledi. Kürt kadınların mücadelesi yıllardır bütün dünyayı etkilemeye devam ediyor. Kadınların güç birliği ile pek çok şey aşılabilir. Bu mücadele bütün rejimleri korkutan, ürküten, saldırgan tutum almaya sevk eden güçte. Kadınların mücadelesinden korkuyorlar, kadınların bir araya geldiklerinde yapabileceklerinden korkuyorlar. Ama kadınların her yerde dayanışma içinde, ortak paydada buluşarak bütün farklılıklara, onları bölmeye çalışan iktidarlara rağmen mücadeleleri sürecek. Kadınların özgürleşmesinin önünde engel oluşturmak kendi iktidarlarının varoluş nedeni olarak ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Erkek egemen zihniyetin devamı
Kadınların yükselen direnişine karşı “erkek çeteleşmesinin” oluştuğunu vurgulayan Yasemin, iktidarın söylemleri doğrultusunda kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştirdiğini ifade ederek 6284’ün ve nafaka hakkının hedef alınmasının da bunun sonucu olduğunu söyledi. Yasemin, “Erkekler hiçbir zaman mağdur değiller. İstanbul Sözleşmesi varken bile uygulanmaması için ellerinden geleni yapan bir anlayış söz konusuydu. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınları güçlendiren politikalarına dayanamayıp kaldırdılar. Şimdi aynı şekilde 6284 hedefte, nafaka hakkı hedefte. Bunların hepsi kadına yönelik saldırıların bir parçası. Kadınlar buna karşı seslerini çıkartmaya devam ediyor. Muhafazakar bir dil ile çoğunluğunu sağcıların oluşturduğu bir ülkede onlara hitap eden politikalar uyguluyorlar. Yoksulluğun nedenini hükümet politikalarında görmeyip nafaka ödemesinde arayan insanlar yaratmaya çalışıyorlar. Aile ortadan kalkıyor, kadının namusu tehlikede diyerek haksızlığın, enflasyonun, işsizliğin görmezden gelinmesini sağlayıp bakışları başka yere yönlendiriyorlar. Bu erkek egemen patriarkal zihniyetin devamıdır” diyerek kazanımların hedef alınmasındaki amaca değindi.
‘Kadınlar asla taviz vermediler’
Kadınların bütün saldırı ve yıldırma adımlarına karşı direndiğini ve yaşamın her alanında AKP-MHP iktidarına karşı mücadele ederek seslerini yükselttiğinin altını çizen Yasemin, “Kadınlar baskılara, kürtaj yasaklarına, 4+4+4 kampanyası ile kız çocuklarının okumasını engelleyen yasalara, esnek çalışma ile kadınların eve mahkum edilmesine ve bakım emeğinden sorumlu tutulmalarına karşı hep sokaktaydı. Kadınlar hiçbir zaman bunları kabul etmedi. Bütün muhaliflerin susturulduğu baskı altına alındığı dönemlerde bile kadınlar sözlerini, seslerini duyurmaktan kaçınmadılar. El ele dayanışma içerisinde mücadeleyi yürüttüler. Kadın hareketi, korkulan bir güç olarak ortaya çıktı. Ne yapsalar da yok edemedikleri bir mücadele. Kadınlar asla taviz vermediler. Kadınları yıldırmaya yönelik politikaları başarılı olmadı asla da başarılı olmayacak” dedi.
‘Kadınlar bıçağın kemiğe dayandığı süreçte cesurca mücadele ediyor’
Son olarak kadınların ortak mücadelesinin her geçen büyüyeceğine işaret eden Yasemin, “Kadınlar özgürleşene kadar ‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile her zaman sokaklarda olacaklar. Bu yoldan geri dönüş yok. Kadınların bedenlerine, emeklerine yönelik baskı sürdükçe toplumda mutluluğa erişmek mümkün değil. Baskıcı rejimlerin ortadan kaldırılması ile toplumsal olarak kurtuluş gerçekleşecek. Kadınlar bıçağın kemiğe dayandığı süreçte cesurca mücadele ediyor. Varoluşumuzun yok edilmeye çalışıldığı ortamda kadınlar var olma mücadelesi veriyor” şeklinde konuştu.